Yurtdışına aktarılan kârlar, 2003’e kadar yılda 500 milyon doları bile bulmazken son dört yılda üç milyar dolaylarında gerçekleÅŸiyor.
Yabancı sermaye girişlerinin en çok istenilen biçimi, doğrudan yabancı sermaye yatırımları şeklindeki sermaye girişleri. Bunun da çeşitleri var. Yurtiçinde mevcut bir şirketi satın almak için gelen sermaye var, konut almak için gelen var, yeni fabrika kurmak için gelen var. İleri teknoloji getireni var, orta düzey bir teknoloji ile idare edeni var. Gayrimenkul satın almak için yurda gelenleri bir tarafa bırakıp, kalan doğrudan sermaye girişlerine bakınca ortaya çıkan resim şu: 2005’ten önce çok düşük düzeylerde olan sermaye girişleri bu tarihte önemli bir sıçrama gösteriyor.
2001’deki özel durum bir tarafa bırakıldığında, 1995-2003 döneminde doğrudan yabancı sermaye girişleri 1 milyar dolar ve altında gerçekleşmiş hep. 2005’te 8 milyar dolara çıkıyor. Sonra ikiye katlanıyor. Küresel kriz doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını da olumsuz etkiliyor ve 2005’teki düzeyin de altına iniyor bu yolla yurda giren sermaye miktarı. 2011’de yine belirgin bir artış var doğrudan sermaye girişinde (Tablo 1).
Yükselen piyasa ekonomilerinin bir kısmı bizden çok daha erken doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmeye başladı. Bu ülkelerde daha sonra belirginleşen ve cari işlemler dengesini olumsuz yönde etkileyen bir olgu var. Zamanla bu yatırımları yapanların elde ettikleri kârların kendi ülkelerine aktarılan kısmı artmaya başlıyor. Bazı durumlarda, yurtdışına yıllık kâr transferi gelen yeni sermayeden fazla olabiliyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.