Gün, hesap ödeme günüdür Yunanlı kardeşim. Öde bakalım faturayı. Çaylar müesseseden.
İşin zor Yunanlı kardeşim.
Bütçenin yüzde 20’sine varan açık nasıl kapanır?
Milli gelirin 1.5 katına çıkmış borç nasıl ödenir?
Senin maaşını yarıya düşürmeden açık kapanmaz.
Senin vergini arttırmadan borç ödenmez.
Bütçe kapanmaz, borç taksitleri ödenmezse kimse sana yeni borç vermez.
Yeni borç alamazsan mevcut borcu çeviremezsin.
Sokağa dökülüp “Bana ne, o borcu ben mi aldım” desen de dinleyen olmaz.
Çünkü sen almasan da o borç senin için alındı.
Sen günde 5 saat çalışıp öğlenleri yatarken ekonomi nasıl döndü sanıyorsun?
Alman günde sekiz saat çalışırken sen nasıl olup da kral gibi yaşadın?
Şişirme reytinglerle ucuza sağlanan borçları kimse sormaz mı sandın?
Öyle IMF’nin aleyhine bağırınca borçları silerler mi?
Silseler bile eski ücretleri alarak bu yaşamı sürdürebileceğini mi düşünüyorsun?
Yanılıyorsun Yunanlı kardeşim.
Zamanında biz de yanıldık.
Senin kadar değilse de petrolümüz olmadığı halde benzini su fiyatına kullandık.
Başkasının parasıyla yaşadık.
Gün geldi, borçları çeviremez duruma düştük.
Borcu çevirmemiz için kimse bize yeni borç vermez oldu.
Batmanın eşiğine geldik.
Ama en battığımız durumda bile senin bugünkü halinden iyiydi halimiz.
Çünkü bizde iyi kötü bir sanayi var, bir şeyler üretiyoruz.
Sende o da yok be Yunanlı kardeşim.
Biraz tarım üretimi, biraz tekstil, gazoz kapağı fabrikası ve turizmle dönmez bu çark.
Hiç boşuna siyasetçiye kızma.
Sen ne istediysen onlar onu yaptı.
Az çalışmak, çok kazanmak istedin.
Onlar onu yaptı.
Her şeyi ucuza almak istedin.
Onlar onu yaptı.
Birileri sana bu işin böyle gitmeyeceğini söylese de duymazdan geldin.
Bizde de öyle olmuştu.
İstatistiklerle oynayıp doğruyu söyleyecek olanı da yanılttın.
Biz hiç değilse onu yapmadık.
Gün gelir hesap kesilir.
Birileri koyar faturayı önüne.
Diyemezsin ki “Ben böyle olacağını bilmiyordum”.
Ekonomi bilmemek mazeret sayılmaz.
Gün, hesap ödeme günüdür Yunanlı kardeşim.
Öde bakalım faturayı.
Çaylar müesseseden.