Yunanistan’daki gelişmeklerden bıkan piyasalarda Komşu’da anlaşma olsa da olmasa da bu hafta ‘Kârın bir kısmını cebe koyma’ havasında olacak. Hafta başında ‘Komşu meselesi halloldu’ haberi gelirse İMKB’nin 62.025 seviyesini test ettiğini görebiliriz. Ancak, bu yükseliş hareketinin çok da kalıcı olacağını düşünmüyorum. Bu kez de ‘beklenti bitti’ söylemiyle kâr realizasyonu sürecek.
Yunanistan’ın ‘atanmış’ Başbakanı Papademos, paketin geçmemesinin ‘kaos’ olacağını söylerken; ‘düyun-u umumiye’ hükümetinin Maliye Bakanı Venizelos’da, “Temerrüde düşmüş bir ülkede ortada bankacılık sisteminin de kalmayacağını” söylemiş Cumartesi günkü Parlamento konuşmasında.
Yunanistan ile Troyka (IMF+AB+ECB) arasındaki anlaşma geçtiğimiz hafta da sonuçlanmadı. Komşu’daki tartışma her geçen gün sertleşirken, halkın da AB’ye tepkisi artıyor. Parti liderlerinin mutabakatı aranırken bu mutabakata ‘taş koyan’ LAOS Partisi Başkanı Karacaferis, Venizelos’u Merkel’in kuklası olmakla suçlamış. İstifa eden bakan yardımcıları, oylamada kabul oyu vermezse ‘istifa etmiş’ sayılacağı söylenen milletvekileri gölgesinde tartışmalar sürüp gidiyor ve ortada çözüm yok!
Aslına bakarsanız Yunanlı politikacılar bir gerçeğin farkına vardılar. Ticari bankaların alacaklarından yapılacak yüzde 70’lik indirim, Komşu için yeterli değil ve daha fazlasına ihtiyaç duyulduğu ortada. Halihazırda gelmiş geçmiş en büyük borç silme operasyonundaki rakamı artırmaya çalışıyorlar bence. ECB’nin de ‘borç tenzilatına’ katılmasını dillendirmeye başladılar. Önümüzdeki dönemde borç tenzilatı operasyonuna dahil edilmeyen ‘ülkeler üstü’ kurumların alacaklarının da indirime tabi olmasını isterlerse şaşırtıcı olmayacak. Hazır kapı aralanmışken Yunanistan rakamı olabildiğince yüksek tutabilmek için pazarlık ediyor, daha doğrusu ‘şantaj’ yapıyor. Algılama ortada: Yunanistan meselesi çözülmezse AB çözülecek! Komşu da bunu sonuna kadar kullanıyor, kullanacak da…
Bundan bıkan piyasalar da anlaşma olsa da olmasa da kârlarının bir kısmını realize etmeye karar verdiler. Bu yazı yazıldığı Pazar gününün öğleden sonrasında henüz daha Komşu’dan bir karar çıkmamıştı. Bu sabah bu konuda “Nihayet Yunanistan anlaşması onaylandı” diye bir haber çıksa dahi piyasalardaki ‘kârın bir kısmını cebe koyma’ havası bu haftaya egemen olacak gibi bir hava var. Temmuz ortasında, Kasım başında da Yunanistan’ın borç sorunu çözüldü haberleri gelmişti. Bu haberler sonrasında gelişmiş ülke piyasalarında bir ‘kâr realkizasyonu’ yaşanmış ve borsalarda kayda değer düşüşler yaşanmıştı. Bu sefer de öyle olacağa benziyor.
Borsaların (euro ve altın için de geçerli) grafiklerine bakıldığında bir ‘yorgunluk’ görülüyor. Amerikan Dow Jones Endeksi 2 Mayıs 2011’de gördüğü 12.876 zirvesini, geçtiğimiz hafta 12.924 ile aştı ancak kapanış bu zirvenin altında oldu. Son aylardaki kısa vadeli yükseliş trendini de göz önüne aldığımızda, trend eskisi gibi ‘destek’ değil ‘direnç’ haline gelmiş görünüyor. Haftanın ilk yarısında Yunanistan ‘halloldu’ diye bir haber geldiğinde ola ki Dow Jones 12.900’ün üzerinde bir günlük kapanış yapamamışsa bu haftadan başlayarak önemli bir düzeltme hareketi görebiliriz.
Benzer bir görünüm İMKB için de var. İMKB’deki kâr realizasyonu hareketi daha da belirgin. 9 Ocak’ta 49.263’ten başlayan son yükseliş trendi, geçtiğimiz Cuma günü (hem TL hem de dolar bazında) aşağı kırıldı! Hafta başında ‘Komşu meselesi halloldu’ haberi gelirse İMKB’nin 62.025 seviyesini test ettiğini görebiliriz. Ancak bu yükseliş hareketinin çok da kalıcı olacağını düşünmüyorum. Bu kez de ‘beklenti bitti’ söylemiyle kâr realizasyonu sürecek gibi görünüyor.
Düşüşte ilk hedef 58.700 ardından da 58.100 seviyeleri. Bu seviyeler (özellikle de 200 günlük HO) aşağı kırılacak olur ise 56.900 ve ardından da 55.450 seviyeleri resmin içine girecektir.
Dolar/TL ve euro/dolar paritesinin bu haftaki hareketleri de önemli olacak. Paritede 1.3310 önemli bir direnç seviyesiydi, geçtiğimiz hafta bu seviyelerden dönüldü. ‘Anlaşma’ durumunda yeniden bu seviyenin test edilmesi ve hatta 1.3430’a kadar bir ‘sıçrama’ olasılığı var. Görünen o ki bu sıçrama, euronun ‘son sıçraması’ olacağa benziyor. Ardından yeniden 1.3040 seviyelerine kadar gerilediğini görebiliriz. Bu seviyenin aşağı kırıldığı bir durumda yeniden 1.2650 seviyeleri konuşulur olacaktır.
Bu durum, dolar/TL kurlarını az da olsa mutlaka etkileyecektir. Kapanış bazında 1.7530’lardaki 200 günlük HO’sının altına inemeyen dolar/TL’ninde bu parite hareketleri sırasında ilk aşamada 1.7850 ve ardından da 1.8120 seviyelerine kadar bir ‘düzeltme’ yapma ihtimali artacaktır.
Unutmadan, paritenin 1.3430’lara çıkması durumunda dolar/TL kurları 1.7250 seviyelerine kadar gerilese de kısa bir süre sonra yukarıdaki seviyelerin konuşulduğunu duyacak gibiyiz.