Dünya ekonomisinin yeni yıldaki genel görünümüne yönelik beklentileri büyük ölçüde Amerikan ve Çin ekonomilerindeki gelişmeler yönlendirecek.
Çin ekonomisi alışılan düzeylerin altında büyüme eÄŸilimine girdi. Dolayısıyla, Çin’de geniÅŸletici ekonomi politikaları devreye girebilir. Sonuçta, enflasyon artabilir. Son dönemde baÅŸlayan yuanın deÄŸer kazanması süreci 2012 yılında yavaÅŸlayabilir, hatta durabilir. Çin’in bu aÅŸamada dış talep yoluyla ekonomik büyümeyi hızlandırmaktan baÅŸka bir seçeneÄŸi yok.
Geçen yılın son aylarında Amerikan ekonomisindeki büyümenin hızlanmakta olduÄŸuna yönelik iÅŸaretler geldi. Bunun sürdürülebilir olduÄŸu bir hayli şüpheli. Amerika’da tasarruflar artıyor. Gelirler o denli artmıyor. GerçekleÅŸen servet kaybı telafi edilebilmiÅŸ deÄŸil. Konut piyasasında fiyatlar düşmeye devam ediyor. Ä°ÅŸsizlik hâlâ alışılmışın çok üzerinde. Bu ÅŸartlarda, Amerikan ekonomisinin yeniden durgunluÄŸa girme riski küçük deÄŸil. Riskin gerçekleÅŸmesi durumunda, Amerika’da para politikasının yeniden gevÅŸetilmesi gündeme gelebilir.
Bunların hiçbiri olmasa dahi, Amerikan ekonomisinin tek başına dünya ekonomilerini sırtlaması zor. O takdirde, Amerika olumlu yönde dünyanın geri kalan bölümünden ayrışabilir.
Dünya ekonomilerinin nasıl bir ÅŸekil alacağı eskiden Amerikan ekonomisinin gidiÅŸatı ile yakından ilgiliydi. Avrupa ekonomilerinde yaÅŸanan sorunlar dünya ekonomilerinin alacağı ÅŸekli büyük ölçüde Avrupa’ya endeksli hale getirdi.
AVRUPA RÄ°SKÄ°N MERKEZÄ°
Ä°yimser açıdan Avrupa ekonomilerinin yılın ikinci yarısı ile beraber bir toparlanma sürecine girebileceÄŸi tartışılabilir. Bunun için Ä°talya ve Ä°spanya’nın risk olmaktan çıkması ve ÅŸu anda yoÄŸun bakımda olan Yunanistan, Ä°rlanda ve Portekiz ekonomilerinin toparlanma sürecine girmesi gerekiyor. Bunun olasılığı oldukça düşük. Aksine, Ä°spanya ve Ä°talya’dan sonra Belçika ve Fransa’nın dahi daha sık konuÅŸulacağı bir döneme girebiliriz. Özellikle bu ülkelerin kredi notlarının düşürülmesi sürecine girilmesi yeni bir olumsuz süreci baÅŸlatabilir.
Avrupa ekonomilerinin geçen yılın son ayları ile beraber resesyona girdiÄŸi tahminleri yapılıyor. Resesyon 2012 yılında daha da derinleÅŸip özellikle Euro Bölgesi’nde ekonomilerin ortalama yüzde 1 kadar küçülmesi söz konusu. Zaten sermaye ihtiyacı içinde olan Avrupa bankacılık sistemi açısından geliÅŸmeler çok iç açıcı deÄŸil. Avrupa BirliÄŸi de bankaların yeniden yapılandırılmaları konusunda henüz inandırıcı bir plan ortaya koyabilmiÅŸ deÄŸil.
KurtuluÅŸ Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) daha fazla para basmasında aranıyor. Avrupa’da bu dönemde enflasyon artmaya baÅŸlarsa, Avrupa ekonomilerinin sorunlarına çözüm bulmak daha da zorlaÅŸacak gibi görünüyor. Çünkü, o takdirde, istense de, istenmese de, ECB devreden çıkmak zorunda kalacak.
Çok da iyimser olmayan tahminler düzelmeden önce Euro’nun sorunlarının 2012 yılında daha da ağırlaÅŸacağı beklenebilir.
FÄ°YATLAR
GeliÅŸmekte olan ekonomiler bu yıl da geliÅŸmiÅŸlere göre çok daha hızlı büyüyecek gibi görünüyorlar. Ama, onların da ekonomik büyümesi geçen yılın altında kalabilecek. Küresel kriz öncesinde yüzde 5’i aÅŸan dünya ekonomilerindeki ortalama büyüme bu yıl yüzde 3’ü aÅŸarsa, çok baÅŸarılı olarak deÄŸerlendirilecek. BaÅŸarı, eÄŸer gelirse, geliÅŸmekte olan ekonomilerin performansından kaynaklanacak.
Küresel ekonomi için enerji ve gıda fiyatlarındaki oynamalar bu yıl da risk olmaya deva ediyor. Talep açısından, Çin ekonomisi yeniden yüzde 9’u aÅŸan bir büyüme performansı yakalamazsa, emtia ve enerji fiyatlarının artması için fazla bir neden yok. Enerjide en büyük risk, talep açısından deÄŸil, arz güvenliÄŸinin risk altında olmasından kaynaklanıyor.