Sermaye piyasasını yeniden düzenleyen kanun tasarısı için hazırlıklar son aşamada. Görüş belirtmek içini yarın son gün. Gelen önerilere göre SPK taslağa son şeklini verecek. Daha önce bir değerlendirme yapmıştım. Bugün tek konu üzerinde duracağım.
Taslak bu haliyle sermaye piyasasının 2000’li yıllarda uÄŸradığı kayıpları karşılayamaz. Yatırımcıyı koruma tutarının 50 bin liradan 100 bin liraya çıkarılması iyi, ama yetmez.
AYRIM NEDEN YOK: Bir düşünün, büyük yönetici hissedar bankayı batırmış. Kamu kesimi bu işi tasfiye ederken büyük hissedarla birlikte küçük hissedarların bütün mülkiyetini, haklarını da müsadere ediyor. Hata büyük hissedarın veya şirketin içini boşaltan büyük yönetici hissedar ama kamu alacakları tahsil edilirken küçük büyük ayrımı yapılmadan bütün hissedarlar sorumlu tutuluyor, hisseleri sıfır bedelle devralınıyor.
PARAYA TAM KORUMA: GeçmiÅŸ yıllarda TMSF’nin bu yönde uygulamalarıyla onlarca borsa ÅŸirketinde yüzbinlerce küçük hissedar maÄŸdur edildi. TMSF mevduat sahiplerinin mevduatını korumakla sorumlu bir kamu kuruluÅŸu. 2001 bir yanıyla banka kriziydi, bankalar battı ama hiçbir mevduat sahibinin hakkı kaybolmadı. Mevduatlar kuruÅŸuna kadar ödendi. Öyle de olmalıydı.
SERMAYEYE DARBE: Ama bunun karşılığında batan sermaye piyasası ÅŸirketleri ve yatırımcıları oldu. Bankalar Kanunu’nda yapılan deÄŸiÅŸikle halka açık ÅŸirkete çok rahatlıkla el konulabildiÄŸi, diÄŸer küçük hissedarların payına düşen varlıklar gasp edilebildiÄŸi için. Bankalara giden müşteri banka batışlarından maÄŸdur deÄŸil, ama sermaye piyasası müşterileri maÄŸdur. Sermaye piyasası aracı kurumları 2001’de ayakta kalmasına karşılık bu böyle.
Bu tıpkı hisseli bir arsada veya arazide hissedarlardan birinin borçlarından dolayı bütün araziye el konulması ile aynı şey. Halbuki hissesi oranında el koyma olabiliyor. Topraktaki mülkiyet hakkı da, sermaye piyasasındaki ne oluyor?
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.