Yeni Bir Ekonomik Program Gereksinimi (2)

Üretimimiz ara malı, yatırımlarımız da yatırım malı ithalatına çok bağlı. Bir de net enerji ithalatçısı olunca ortaya çıkan resme şaşırmamak lazım.

Fırsat buldukça, salı günü ‘yüksek büyüme – (değişmeyen yüksek) işsizlik oranı’ bakış açısından ele aldığım, ‘yeni bir ekonomik program gereksinimi’ konusuna eğilmek istiyorum. ‘Yeni bir ekonomik program’ yerine ‘yeni bir ekonomik model’ ya da ‘yapısal reformlar’ da diyebilirdim. Demiyorum; ikincisinin tam olarak ne anlama geldiği açık değil benim için, üçüncüsünün ise kullanıla kullanıla içi boşaldı/boşalacak. Bu konuda yazacağım yazılar, yeni olgular ortaya koymayı amaçlamıyor. Yazacaklarımın bir kısmı daha önce bu köşede ya da başka köşelerde dile getirildi. Belki arada az değinilen olgulara da yer verebilirim. Neyse… Daha önce tartışılmış olsalar da amacım bu olgulara bir daha dikkat çekmek. Bugün sırada ‘ithalata dayalı büyüme’ olarak adlandırılan olgu var.

Ne değişmeli? 
Grafik 1’de gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ile toplam ithalatın birlikte hareketleri yer alıyor. Bu ilişkiye uzun zamandır bakmıyordum. Beraber hareket ettiklerini çok önceden biliyordum elbette ama itiraf edeyim, hareketlerinin bu grafikteki kadar ‘yapışık’ olduğunu ya unutmuşum ya da yıllar öncesi bu denli yapışık değillerdi. Grafikte yer alan her iki seri de mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış haldeler. Çeyrek yıllık veriler 1998’in ilk üç ayında başlıyor, GSYH için 2011’in ikinci çeyreğinde, ithalat için ise 2011’in üçüncü çeyreğinde sona eriyor.
Bu birlikte hareketin arkasında ne olduğunu biliyoruz: Üretimimiz ara malı ithalatına çok fazla bağlı. Yatırımlarımız da yatırım malları ithalatına. Bir de net enerji ithalatçısı olunca bu resmin ortaya çıkmasına elbette şaşmamak gerekiyor. Grafik 2’de GSYH’nin makine-teçhizat yatırımı alt kalemi ile yatırım malları ithalatının hareketleri yer alıyor. Her ikisinin de oldukça yakın bir seyir izledikleri görülüyor.
Aman dikkat: “İthalatla büyüdük” gibi bir şey demiyorum; böyle bir şey demek –hadi kibarlığa gerek yok- çok saçma olur. Burada belirtilen, sadece hızla büyürken ihalatımızın da hızla arttığı. Bu ithalatı karşılayacak döviz gelirimiz olmayınca da döviz cinsinden borçlanıyoruz. Yurtdışı koşullar uygun değilse bu borcu bulamıyor ve ithalat gereksinimimizi, yani büyüme hızımızı aşağıya çekmek zorunda kalıyoruz. Yeni bir ekonomik programla değiştirmeye çalışmamız gereken yapının temel özelliklerinden biri bu işte.

Grafİk 1. İthalat ve GSYH: 1998’in ilk çeyreği – 2011’in üçüncü çeyreği (sol eksen ithalat-milyon dolar, sağ eksen GSYH-1998 fiyatlarıyla milyon lira).

Grafİk 2. Yatırım malları ithalatı ve GSYH’nin makine-teçhizat alt kalemi: 1998’in ilk çeyreği – 2011’in üçüncü çeyreği (sol eksen ithalat-milyon dolar, sağ eksen GSYH-1998 fiyatlarıyla milyon lira).

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir