Amerikan Merkez Bankası FED, bekleneni ve söylediğini yaparak faiz artırımına gitti. Hiç kimse bunun verilecek günlük tepkilerine ya da tepkisizliğine bakmamalı. Çünkü en büyük aldanma burada olur.
Eğer ki bu hareketi doğru okuyamazsanız ve meseleyi günlük gelişmelerin seyrinde yorumlamaya kalkarsanız yanıltıcı olur. Doların aniden fırlaması ya da aniden düşmesi günlük işlemler içerisinde ve buna karşı yapılan müdahalelerle mümkün olabilir.
Fakat dünya genelinde bile faiz yükselişinin fiyatlandığı, ama etkilerinin bilinmezliğini koruduğu için öngörülemediği bir yapı içerisindeyiz. Şu bir gerçek ki FED bu mesajıyla ‘beni daha fazla zorlamayın’ demeye çalıştı.
Çünkü hesapsızca bir faiz artışının Amerikan ekonomisi üzerinde de olumsuz etkileri olacaktır. FED, ‘bana daha büyük hareketler yaptırmadan, kumar iştihanızı kesin’ demeye çalışıyor.
Bu açıklama bir faiz kararı değildir. Yapılan bu eylem, bir devrin sonunun geldiğinin alenen ilanıdır. Artık hiç kimse sonsuz parasal genişlemeler, kolay paralar peşinde koşamayacak. Kumarhanenin kapısına kilit vurmaya hazırlanan bu yaklaşım, şartların zorlanması halinde önce ABD’yi, akabinde de tüm dünya ekonomisini yakabilir.
Nitekim Yellen’ın daha önceki sözlerini hatırlayalım: ‘Ben bir krizi önleyemem, sadece etkilerini azaltabilirim.’ Bu süreç gelişmiş ülkelerin açmazlarını ortaya çıkarırken, gelişmekte olan ülkelerin ise boyalarının dökülmesine neden olacak.
Hiçbir veri, daha önce hesaplandığı kriterler üzerinden değerlendirilmeyecek. Bu nedenle Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in söylemlerini, sadece bir sakinleştirici olarak nitelendirmek gerekir.
Bundan sonraki süreçte karne dağıtılacak. Ülkelerin o güne kadarki performansları, yaptıkları ve yapmadıkları önlerine gelecek. Ne kadar borç aldıkları; ne kadar üreterek tasarruf yaptıkları, paraya ne kadar bağımlı olup olmadıkları kaderlerini de belirleyecek.
Kumarhaneye bağlı, oksijen tüpüyle yaşam sürdürenler ise faturayı ödeme yükümlülüğüyle karşı karşıya kalacaklar.
Özetle FED kararını bir sonuç değil, bir başlangıç olarak okumalısınız. Dünya ekonomisi yeni bir döneme geçişini bugün resmen ilan etti. Önümüzdeki yıllar paranın azaldığı, para birimlerinin değer yitirdiği ve herkesin gerçeğiyle yüzleştiği günleri de beraberinde getirecek.
Velhasıl kelam lüks bir restoranda birileri yemek yedi; diğerleri köşede onların artıklarını topladı ve yemeği yiyenler hesabı ödemeden masadan kalktı. Şimdi hesap zamanı; pamuk eller cebe.
Yemediğiniz, ama ‘köyden indim şehire’ filmindeki gibi yutkunarak yediğinizi sandığınız yemeğin faturasını ödemeye hazır olun. Elbette o faturayı ödeyememenin de sonuçları var. Hep birlikte yaşayıp, göreceğiz.