Almanya bir hedefine daha ulaştı. 105 milyar euroluk “saç tıraşı” başarı ile tamamlandı. Nihai katılım oranı yüzde 95’e ulaştı. Yunanistan tahvili tutan özel kesim askere giden gençlere benzedi.
IMF Türkiye’nin 2012 büyüme tahminini yükseltince “lobisi” hemen hareketlendi. Üç ay önce sıfır yada eksi büyüme öngörenler şimdi büyümenin zorlanmadan yüzde 3-4 düzeyini tutturacağını kabul ediyor.
Ocak sanayi üretimi tahminimin altında geldi. Yıllık artış toplam sanayide yüzde 1.5’a, imalat sanayinde yüzde 0.4‘e indi. Takvim-mevsim etkisi çıkınca Aralık’a göre, aynı sıra ile, yüzde 3.4 ve yüzde 3.1 geriledi. Şubat’ı görmeden bir şey diyemiyorum.
Hazine Şubat nakit dengesini açıkladı. Bütçenin öncü göstergesidir. İki gelişme tereddüt uyandırıyor. Faiz-dışı harcama hala gelirden yavaş artıyor ama makas daralıyor. İki: faiz harcamasında düşüş duruyor. Analiz için bütçe sonuçları gerekiyor.
Mutlu musun?
TÜİK 2003’den bu yana Yaşam Memnuniyeti Araştırması yapıyor. 2011 sonuçları Cuma yayınlandı. Arşivimi taradım. Sadece geçen yıl sözünü etmişim. Yazmaya niyetlendiğimi hatırlıyorum. Araya başka konular girmiş.
Mutluluk öznel ve genel bir kavramdır. Büyük ölçme sorunları içerir. TÜİK’in tanımı: “acı, keder ve ızdırabın yokluğu ve bunların yerine sevinç, neşe ve tatmin duygularının varlığı ile karakterize edilen durum; hayattan genel olarak memnun olma halidir.”
Dolayısı ile ampirik araştırmaları ciddiye almam. TÜİK vatandaşa soruyor: mutlu musun? Erkeklerin yüzde 59.5’u, kadınların yüzde 64.6’sı evet diyor. Toplam yüzde 62.1 ediyor. Bu oran zaman içinde çok az oynuyor. Sadece kriz yılında (2009) biraz düşüyor.
Ayrıntılara bakıyoruz. Mutluluğun nedeni olabilecek kişiler soruluyor. Yüzde 74 ailemin tümü diyor. Mutluluk nedeni olabilecek değerler soruluyor. Yüzde 73 sağlık diyor. Ne olmuş yani? Doğrusu bu bilgilerin ne işe yarayacağını kestiremiyorum.
Hizmetten memnun musun?
Vatandaşın somut bir kamu hizmeti karşısındaki tavrını ölçmek daha anlamlıdır. Sanırım o nedenle TÜİK “memnuniyet” sözcüğünü tercih etmiş. Şöyle tanımlıyor: ihtiyaçların ve isteklerin karşılanmasından doğan tatmin duygusudur”.
Bazı hizmetlere bakalım. En belirgin değişim sağlık hizmetlerinde görülüyor. 2003’de memnuniyet oranı yüzde 40 iken 2011’de yüzde 76’ye yükseliyor. Neredeyse iki katı eder. AKP’nin seçim başarısında temel etkenlerden biridir.
Memnuniyet oranı artış gösteren diğer üç hizmetler şunlar: asayiş, eğitim ve bilgi edinme. Sosyal güvenlik kurumu hizmetlerinde 2009’da yöntem değişiyor. Yani dokuz yıllık karşılaştırma yapılamıyor. Ona rağmen memnuniyette artış görülüyor.
Farkılık göstere adli hizmetler: memnun oranı 2004’de yüzde 45 iken 2011’de yüzde 39’a geriliyor. Ama aynı anda memnun olmayan oranı yüzde 18’den 10’a düşüyor. Nasıl olur? “Fikrim yok” grubu yüzde 27’den 43’e tırmanıyor.
Anket sonuçları 5 tablodan oluşuyor; ayrıntılar ilginizi çekebilir (www.tuik.gov.tr).
15 yıldır borsanın içindeyim. Özellikle Cnbce ve onun bayrağını sallayan ekonomi yorumcuları. Bu ülkenin küçük yatırımcısına ne kazandırdınız. Merak ediyorum. Özellikle Türk yatırımcısının hali belli. Bizim ekonomi kanalları ve kendilerini ekonomist sananlar ne zaman felaket telalığı yapmaya başlasa yabancılar geliyor malını alıyor endeksi yukarı çekiyor, tabi bu arada bizimkilerde malını dibten satıyor. bizim ekonomi kanalları ve ekonomistlerimiz her şey çok güzel v.s. ağızlarında klasik birkaç ekonomi terimiyle yine bizim küçük yatırımcısını yabancıların kucağına veriyorlar… Dipten zararına malını satın bizim halkımız sattığı malı çok yukarıdan alıyor. Hayattda her şey para değil…Ben işletme mezunu bir kişiyim…10 gündür CNBC ye en az 10 kere e-mail attım, yazıklar olsun yabancılar mal çıkıyor siz hala vitrine ve reatinge oynamaya bu arada CNBC-ER bağlı olduğu Garanti bankasına hizmet etmeye devam ediyorsunuz dedim.Türk yatırımcısı bakın yine duman olacak şu boğa piyasasından faydalanmadı, faydalanamadığı gibi yukarıdan mal alacak diye bu ve buna benzer yazılar yazdım.Ancak arada Cnbce seyrediyorum, inanın sinirden mideme ağrılar giriyor…..Daha çok yazılacak şey var ancak….Gerek duymuyorum. Sadece yazık diyorummmmmmmm…Beni esas üzen ne biliyormusunuz, bu ülkede doğan ve bu ülkede okuyup ekmek yiyen ekonomistlerimizin küçük yatırımcıya en büyük kötülüğü yapmalarıdır………Hoşçakalın…..
Merhaba,
Mutluluk ve ölçülmesi konusunda Dr.Selda Koydemir’in bilimsel çalışmaları var. Eğer isterseniz kendisi ile bu konularda bilgi alışverişinde bulunabilirsiniz. http://kortopsikoloji.com/seldakoydemir.php adresinden kendisine ulaşabilirsiniz. (burada şahsi e-posta adresini belirtmek istemedim)
TÜİK’in araştırma sonuçlarının gerçeği yansıttığına dair bizim de şüphelerimiz var. “subjective well-being” araştırma sonuçları Türkiye’nin bu konuda ortalarda, Suriye gibi ülkelerle aynı konumda olduğunu gösteriyor.
Saygilarimla
Berkan.