Yakalarsam

Çocukluk yıllarımdan kalan bir fotoğraftır kovalamaca oynamak. Ama o zaman herkes masum, herkes ‘ebe’ diyene kadar birbirinin peşinde. Kimsenin aklında hesap yok, kimse kimsenin altını oymuyor. Hepimiz koşturmuşuzdur birbirimizin ardından… Kim bilir belki de geleceğe yönelik en büyük eğitim buydu memlekette. Kovalanmak ve kovalamak…

 

Önce kurulmuş sistemi alt üst ettiler. Sonra doğru düzgün bir düzen kuramadılar, herkesi bir şekilde kaçak ettiler, sonra da cümle alemi ‘yakalamak’ ile tehdit ediyorlar. Vergi mi lazım? Doğru düzgün bir sistem kurmak yerine, yan yola sapmayanın ayakta kalamayacağı uygulamalar getirirsin, sonra da bağırırsın: ‘Yakalarsam…’

 

Sigorta primlerini ödenemez kılarsın, yeni iş sahaları yaratamazsın, üretimi tökezletmek için her şeyi yaparsın, bir tarafta insanlar kayıt dışı çalıştırır, diğerleri kayıt dışı çalışmaya razı olur. Sonra da elinde sopa dolaşırsın ortalarda: ‘Sosyal güvenlik sisteminin çökmesine izin vermeyeceğiz. Yakalarsam…’

Büyük şehirlere göç edenlerin Hazine arazilerini gasp etmesine ses çıkarmazsın, zaman içinde her seçim döneminde onlara yol, su, elektrik hizmet götürürsün, sonra da her para lazım olduğunda ya da siyasi bir hesap yaptığında tehdit edersin: ‘Yakalarsam…’

İnsanlara seçim kazanabilmek için bol keseden yeşil kart dağıtırsın. Altında lüks otomobilleri olanların bile yeşil kart vasıtasıyla devleti istismar etmesine göz yumarsın, sonra da dönüp gelir testi adı altında kartları toplamaya yönelip bağırırsın ortalıklarda: ‘Yakalarsam…’

Rüşvet mekanizmasını kurarsın. Bunu işleyişin bir yöntemi haline getirirsin. Önce masum gösterip ‘bahşiş’ dersin, sonra da rüşvetçilere bağırırsın: ‘Yakalarsam…’ Gel teslim ol cezadan kurtul…

Şimdi kiracılara sesleniyor Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: ‘Yakalarsam…’ Biz yakalamadan gelip itiraf edin. Diyor ki; ‘Maliye gelip bulursa, geriye dönük 5 yıllık ceza uygulanacak’. Ne yaptınız daha önce? Bankadan ödemeyi zorunlu kıldınız. Ama bankaların milleti soymasına ses çıkarmadığınız gibi, insanların bankalarındaki parasına da e-haciz getirdiniz.

Depremle ilgili bir şey yapmazsınız, sonra çıkıp ortalarda söylendiniz: ‘Yakalarsam…’ Hırsıza, uğursuza göz yumarsınız da, hayatta kalmak için yan yola sapmak zorunda bıraktığınız vatandaşı affetmezsiniz. Çıkıp böbürlenerek dolaşırsınız ortalarda: ‘Yakalarsam…’

Hiç mi aklınıza gelmiyor doğru düzgün bir sistem kurup da insanların risk almadan, normal bir hayat sürmesini sağlamak. Hiç mi aklınıza gelmiyor, gözünüzün önünde dolar milyarderi diye gezenlerin, vergi rekortmenleri listesinde ilk 100’de adının olup olmadığına bakmak. Gelmez… Çünkü siyaset yapma biçiminiz böyle.

Yakalarsam siyaseti… Ölümü gösterip, sıtmaya razı etme yaklaşımı… Vergi deÄŸil, lazım oldukça haraç toplama zihniyeti… Herkesin açığı olmalı ki, yaptıklarınıza ses çıkaramasın. Çıkarmaya kalkarsa alıp elinize sopayı bağırabilin ortalıklarda: ‘Yakalarsam…’ Peki hiç aklınıza gelmiyor mu? Ya yakalanırsanız…

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir