IMF ve Dünya Bankası’nın bahar toplantıları nedeniyle geldiğim Washington’un havasını bu kez değişik buldum.
Her şeyden önce krizi atlatma aşamasına gelen ve geçmiş 4 yılda büyümesini şu ya da bu şekilde devam ettirmiş ABD ekonomisinde bu sürecin etkileri gözleniyor. Adeta kriz öncesi bir hava var Washington’da.
Öte yandan IMF ve Dünya Bankası’nın gündemleri geçmişe kıyasla değişik. Avrupa’yı konuşuyorlar ama hep bildik noktalara değinerek bu konuyu geçiştiriyorlar. “Hızlı hareket edin” diyorlar.
Şimdi IMF’ye verilecek 430 milyar dolarlık ek kaynak en çekici gündem maddesi görünümünde. IMF elindeki mevcut kaynaklara bu tutarı da ekleyince “Sorunlu ülkeleri kurtarma ekibine” dönüşüyor.
Dünya Bankası ise yönünü bulmuş değil. Hele yeni seçilen çiçeği burnunda başkanın geçmişte söylediği iddia edilen “Artık büyümenin modası geçti” yaklaşımı nedeniyle eleştiri oklarını üzerine çekmesi, Banka’nın gelecekte hangi konulara odaklanacağı hakkında soruları artırıyor.
Bu yılki toplantılarda Çin’in döviz kuru politikası geçmişe kıyasla çok az dillendiriliyor. Son aylarda Çinli yöneticilerin benimsediği liberal politikalar, özellikle sermaye hareketlerinde serbestleşme niyetleri ve yuanın uluslararasılaştırılması yönünde atılan adımlar ABD’li ve Avrupalı yöneticileri memnun etmiş görünüyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.