Dünyada 20008 yılında ortaya çıkan ve adına kriz denilen büyük soygunun maddi etkileri tüm çabalara ve reklâmlara rağmen giderilemiyor. Bir yanda Avrupa, bir yanda ABD kısa manevralarla zaman kazanmaya çalışsa da, daralan ekonomi ve soyulan insanlar buna olanak tanımıyor.
Eğer ortada bir kriz olsaydı, insanlar zor da olsa ikna edilebilir ve çözüme yönelik projeler daha az sıkıyla hayata geçirilebilirdi. Fakat bugün sorun yaşananın kriz değil, soygun olduğunun ortay çıkmış olması ve insanların bu nedenle güvenlerinin yitirilmiş olmasıdır.
Yunanistan’ın önlem paketini referanduma götüreceğini açıklaması, esasen bu güvensizlik dayatmasının bir sonucudur.  Buradan çıkacak sonuç, elbette gerçeği yansıtmasına izin verilirse, muhtemelen önümüzdeki günlerde Avrupa Birliği’nin kaderini de tayin edecek gelişmeleri beraberinde getirecektir.
Bununla birlikte oranlarla oynanırsa, insanlara sonuç dayatılırsa, referandum naylon banka stres testlerine döndürülürse, işte o zaman Yunanistan başta olmak üzere dünyayı daha büyük bir kaosun beklediğini söylemek gerekir.
İşte bugün ‘Wall Street’i işgal et’ adlı sivil girişim ABD’de harekete geçiyor. Bunların temelinde küresel bankerlerin paylaşım kavgası içinde birbirlerine koz olarak kullandığı argümanlar olsa da, sahadaki kalabalığın ve ortaya koyduğu temanın geriye dönüşü yok.
65 yıl sonra yine Oakland’dan yükselen genel grev çağrıları, ABD içinde ve dünyada gerekli yansımayı bulursa ‘biz yüzde 99’uz’ anlayışının finans baronları tarafından geriye çevrilmesinin en azından uzun zaman alacağını söylemek lazım.
Wall Street penceresinden dünyaya pompalanan bu girişim, niyetleri bir kenara bırakırsak, en azından büyük çoğunluğun bundan sonraki süreçte daha kırgın, kızgın ve agresif olacağının işaretlerini veriyor. Adeta bir düdüklü tencere gibi… Çıkış yapıyor, soğuyor, tekrar altı yakılıyor ve ses çıkarıyor.
Bu kaynama noktasının, dünyanın kendileriyle hiç alakası olmayan yerlere sözde bahar rüzgârı götürenlerin ve onların peşine takılanların, önümüzdeki süreçte belalısı olacağını ihtimaller dahilinde konuşmak gerekir.
Wall Street kaynıyor, Avrupa Birliği ses veriyor. Önümüzdeki sürecin Yunanistan’daki referandum ve Wall Street eylemleri açısından sonuçları farklı bir oluşumu ortaya çıkaracaktır. Sonuç, bugünden iyi mi olacaktır, bilinmez. Ama farklı olacağı kesin…
Tüm bu kakofoni içerisinde ise değişmeyecek tek şey, paylaşım bittiğinde bankerlerin uzlaşması sonucudur. Çünkü anlayış bellidir. Kumar ekonomisinde kasa hep kazanır. Lakin soru şu: Kasa kazansa da, işler durulduğunda kumarhane eski halinde mi kalacaktır? Hiç sanmıyorum. Zira artık, maymun gözünü açtı.