2011 yılının yüzde 8.5’luk büyüme rakamlarını analiz ettiÄŸimizde büyümenin ağırlığının büyük oranda özel tüketiminden kaynaklandığını, kamu tüketiminin buna küçük oranda katkıda bulunduÄŸunu görüyoruz. Yatırımların büyümeye etkisi içersinde yine özel sektörün yatırımlarının etkisi kamudan daha yüksek olarak karşımıza çıkıyor. Dış ticaretin ise 8.5’luk büyümeyi 1.4′ kadar aÅŸağı çektiÄŸini görüyoruz. Ä°hracatın büyümeye katkısı 1.6 puanlık bir artışa neden olabilecekken, ithalatı 3’lık negatif etkisi bu sonuca neden oluyor. Bu da dış ticaretin büyümeyi 1.4 oranında aÅŸağıya çekmesiyle sonuçlanıyor…
Bu tablo 2012 yılının Orta Vadeli Programa göre yüzde 4 büyüme oranının yakalanabilmesi için, özel sektörün ve kamunun yatırımlarına 2011’dekine benzer ÅŸekilde sürmesi ve ondan da önemlisi 2011 büyümesi içersinde büyük yer alan vatandaşın tüketim iÅŸtahının devam etmesi gerektiÄŸini ortaya koyuyor.
GSYH 2010 yılında sabit fiyatlarla 105 milyar 885 milyon lira iken, 8 milyar 988 milyon liralık yüzde 8.5’luk artışla 2011 yılı sonunda 114 milyar 874 milyon liraya ulaşıyor. Bu büyümeyi alt kalemleri içersinde deÄŸerlendirdiÄŸimizde, 5.8’lik bölümünün yüzde 79.8’inin özel ve devlet tüketiminden kaynaklandığını görüyoruz. Bunun içersinde de devletin, kamunun toplam tüketimi milli gelirin yüzde 10.7’sini oluÅŸturduÄŸu için yüzde 8.5’luk büyümenin içindeki katkısı 0.5 puanda kalırken, milli gelirde yüzde 69.1paya sahip olan özel tüketimin katkısı yaklaşık kamu tüketiminin 10 katından fazla büyümenin yarıdan fazlasını 5.3 puanlık bölümü oluÅŸturuyor.
8.5’luk büyümenin 4.1 puanın ise yatırımlardan geldiÄŸini görüyoruz. Tüketim ve yatırımların toplamı geçen yıla göre 9.9 puan oranında bir büyümeye neden olabilecekken, dış ticaretin1.4′ puanlık negatif etkisiyle büyüme oranımız 8.5 olarak gerçekleÅŸiyor.
Bu da bizim bu yıl da gelecek yıllarda da ihracatın ithalatı karşılama oranını artırdıkça büyümeye olumlu etki yapacak sonucu getireceÄŸini gösteriyor. PerÅŸembe günü açıklanması beklenen yeni teÅŸvik sisteminin bu açıdan büyük önemi var. EÄŸer yurt içi üretimini destekleyecek, KOBÄ°’leri rekabetçi kılacak, ara malı ithal girdiyi azaltacak, buna baÄŸlı reformları gündemde tutacak bir teÅŸvik sisteminin hayata geçirilirse gelecek dönemde büyümeye önemli katkı saÄŸlayacaktır. Son 16 yılda çıkardığımız üç teÅŸvik sistemi bu açıdan beklenen sonucu vermediÄŸini de biliyoruz…
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.