Türkiye’de ne yaşadığımızın farkında olmadığımız için, içinde bulunduğumuz muhteşem olanakların da değerini bilemiyoruz. Neyse ki çok değerli yöneticilerimiz var ve gerçeklerimizi bize anlatıyorlar.
İktidar mensupları her fırsatta ne kadar güçlü bir ekonomik modelimiz olduğu açıklamıyor mu? Her ne kadar iş, ‘el parasıyla düdük çalmak olsa’ da, olsun siz önemsemeyin. İktidara sahip olanlar söylüyorsa, dinleyeceksiniz. Gözümüzün içine baka baka yalan söyleyecek halleri yok ya.
Türkiye’nin siyaseten dünyadaki gücünden bahsediyorlar. Doğru mu, doğru… Postacılık önemli bir iştir. Her ne kadar onu da şimdi özelleştirdilerse de, postacı hayatımızın önemli bir parçasıdır. Elbette maaşını zamanında öderseniz, yoksa mektuplarınız kaybolabilir.
Hemen kendinizi test edin. Aybaşında maaşınızı alabildiyseniz, kirayı ödüyor, çocukları rahatça okuttuğunuz için ve elbette çamaşır makineniz olduğu için 5 çocuk düşünüyor, faturalarınızı ödedikten sonra kalan parayla ilgili de çelişki yaşıyorsunuz değil mi?
Bu konuda evlerde ciddi tartışmalar olduğuna eminim. Tasarruf ile tatile mi gidilse, yoksa yeni bir ev, otomobil ya da televizyon mu alınsa… O kadar rahat geçiniyoruz ki, paraları nereye saçacağımızı bilemiyoruz.
Fakat bazı kendini bilmez gazeteciler çıkıp bu ekonomik gelişmeler içerisinde iflas ettiğinizi söylüyor olabilir. Kredi kartı borçlarıyla ilgili sizi uyarıyor, bunların taammüden işlenen cinayetten farkı olmadığını, ekonomi yönetiminin de bu yapıyı körüklediğini söyleyebilirler. Bunlar sakıncalı kişiler. Dikkat almayın…
Sizin gerçeklerinizi en iyi iktidar ve bürokratları biliyor. Başbakan’ın çamaşır makinesi nedeniyle 5 çocuk istemesi de bunun en büyük kanıtı. Elbette bürokratları da unutmamak gerekir. Farkında değilsiniz ama, bu ülkeye çok büyük kötülük ediyorsunuz.
TÜİK Başkanı Birol Aydemir’e sormuşlar: Açıkladığınız enflasyon ile vatandaşınki tutuyor mu? Elbette Aydemir itiraz etmiş. Bu nasıl gerçek olabilir ki? Aydemir’e göre vatandaşın enflasyonu, açıklanan rakamların bile altında gerçekleşiyor. Bu fikre ulaşırken mezarlıkları mı dolaştı bilinmez ama, bu laf başımıza iş açar.
İki gün sonra verilen maaşlarda zam oranları düşürülürse, zam yapılmazsa, enflasyon farkları ödenmezse, hatta bazı maaşlarda indirime gidilirse size sürpriz olmasın. Nasıl ki işsiz değilseniz, çalışıyorsanız da açlık ve yoksulluk sınırları tersini de söylese, açıklanan enflasyon sokağın enflasyonundan daha yüksek.
İster misiniz daha önce hayata geçen enflasyon muhasebesi hesabından bir de vatandaşa ekstra gelir vergisi çıkarsınlar. Artık bu memlekette her şey olur. Aslında lüks içinde yaşıyorsunuz, kıymetini bilin. Anlaşılıyor ki beterin beteri bizi bekliyor.
Eğer buna da inanırsanız, diyecek bir şeyim yok. Son sözüm kendi gerçeklerini kenara itip, partizanca bu sloganlara inananlara: Çocuğunuza dönsenize. Yüzüne bakabiliyor musunuz?
yazınızı çok beğendim gerçekler daima böyle acıtır anlayana sivrisinek saz..sağlıcakla kalınız