İçinde bulunduğumuz yıl genelinde küresel büyümeye ilişkin tahminler düzenli bir şekilde aşağı çekildi ve kapıyı çalmaya başlayan durgunluk riskinin kısa vadede aşılamayacağı kanaati genel kabul görmeye başladı. Para ve maliye politikalarında aşırıya kaçan gevşemeye rağmen gelişmiş ekonomilerin durgunluktan çıkamıyor olması ve gelişmekte olanların iki yıl gibi kısa bir sürede aşırı ısınma aşamasına gelmesi bu sonuçta etkili oldu. Bu durumun rekabet koşulları, toplam faaliyet gelirleri, sermaye hareketleri, mali sistemdeki aktif kalitesi ve mevcut yapısal sorunlar üzerindeki etkisi hiç irdelenmedi. Ya da belirsizlik ve kırılganlığın artmaya devam edeceği, her gelen senenin büyük ihtimalle gideni aratacağı zaman içinde durgunluğun derinleşme ihtimalinin oldukça yüksek olduğu gibi içsel gerçekler gözden uzak tutulmaya çalışıldı. Bir an için küresel kredi krizinde yaşanan eğilimleri hatırlar isek tehlikenin boyutunu daha iyi anlayabiliriz mevcut durumun 2008 yılına göre daha olumsuz olduğu yönündeki değerlendirmelerin perde arkasını kavrayabiliriz. Ancak o zaman tünelin diğer ucunda görülen ışığın karşıdan gelen, daha önce görülmemiş bir tehlike olduğunu fark edebiliriz.
Evet küresel ekonomi durgunlaşıyor ve her ekonomi kendi çapında tedbirli olmaya çalışıyor. Riskten kaçınma eğiliminin dalgalı bir şekilde güçleneceği, rekabet koşullarının iyice olumsuzlaşabileceği ve sermaye hareketlerinin daralacağı gibi eğilimler 2012 yılında daha yoğun bir şekilde hissedilecek. Ekonomilerle birlikte istihdam ve talep daralacak; bu olumsuzluğu kalıcı olarak aşmak adına bir şey yapılmadığı veya yapılamadığı sürece banka veya ülke kurtarmak sorunların ağırlaşmasını engelleyemeyecek. Tüm ekonomilerde daralan talep ve olumsuzlaşan rekabet koşulları nedeniyle bütçe gelirleri azalacak ve açık büyürken borç sorunları ağırlaşacak; hem artan sorunlu krediler hem de menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerinde yaşanan gerileme mali sektöre ilişkin beklentilerin düzelmesini engelleyecek. Riskten kaçınma eğilimi faaliyet dışı gelirleri zarara dönüştürerek zehirli varlık hacmini geometrik olarak yükseltebilecek. Beklentileri yönlendirmek amacı ile yaşanacak parasal genişlemeler hem enflasyon baskılarını artırabilecek hem de güven bunalımını derinleştirecek, daralmanın şiddetini azaltmak ve gelişmeleri kontrol altına almak adına gündeme gelecek kısa vadeli girişimler sorunları ağırlaştırdıkça istikrarsızlık büyüyecek.
Ne dersiniz yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız tehlikeyi dikkate alır isek gerek gelişen gerekse gelişmekte olan ekonomilerin aldığı veya uygulamaya koyacağı kararlar yeterli sayılabilir mi? Altın başta olmak üzere son bir aylık dönem içinde emtia fiyatlarında yaşanan kısmi gerileme nedeniyle rahatlamak büyük bir yanılgıya dönüşebilir mi? Tehlike bu kadar büyük olmasa Euro Bölgesi Ülkeleri banka kurtarma operasyonlarını yeterli olmayacağını bilirler bile gündemlerine alırlar mıydı? Veya Türkiye gibi net dış kaynak girişine aşırı bağımlı ekonomilerde yerel paraların, daha fazla değer kaybetmeyeceğini iddia etmek mümkün mü? Kısa vadede aşılamayacak bir durgunluk riskinin ne anlama geldiğinin veya gelmediğinin farkında mıyız? Küreselleşme aleyhine ve korumacılık lehine tercihlerin artmayacağını iddia edebilir miyiz?
EÄŸer 2008 yılı ikinci yarısı ve 2009 yılı ilk çeyreÄŸinde yaÅŸananları hatırlar iseniz içinde bulunduÄŸumuz koÅŸulları daha iyi anlayabilirsiniz. Söz konusu dönemde durgunluÄŸun yıkıcı etkilerini ötelemek adına ciddi bir parasal geniÅŸleme yaÅŸanmıştı; Sorunların ağırlaÅŸması pahasına gün kurtarıldığı için hiç bir ÅŸey eskisi gibi olamamıştı. Bu kez benzer yaklaşımlar iÅŸe yaramayabilir. Sorunlar ciddi, fakat yapılabilecekler sınırlı olduÄŸu sürece yaÅŸanacak durgunlukların daha uzun süreli ve daha yıkıcı olma ihtimali artıyor. Büyük resmi dikkate almadan uygulamaya sokulan kararlarda evdeki hesapların kısa vadeden öteye çarşıya uymama olasılığı yükselmeyi sürdürüyor, güven bunalımı besleyip büyütmeye devam ediyor. Ä°nsanlık, küresel soruna küresel çözüm üretmek adına uzlaÅŸarak büyük fedakarlıklar yapamıyor ise, bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak…