Üstü Örtülü IMF

IMF’ye olan borcun son taksidi olan 421 milyon dolarlık kısım bugün ödenerek hesap kapatılıyor. Yemin etseniz başınız ağrımaz… Gerçekten Uluslararası Para Fonu ile cari hesabımız kapanıyor ama biz gerçekten IMF’den kurtuluyor muyuz?

Öncelikle bu sorunun yanıtı kocaman bir HAYIR… Cari hesabı kapatmış olmanız, IMF garantisiyle aldığınız borcu da bitirdiğiniz anlamına gelmiyor. Nitekim bu kapsamda Türkiye – IMF ilişkileri 4. madde kapsamında gözetim denetim merhalesinde devam ediyor.

Israrla kamuoyunun gözünden kaçırılan bu gerçek ‘IMF’ye borcumuz bitiyor’ nidaları arasında konuşulmadan geçiliyor. Oysa daha önce de yazdığım gibi 4. madde kapsamında gelen IMF heyetinin sunduğu tavsiyeler uyulması zorunlu cinsten. Yani cari hesabı kapatmış olmanız, bağımsız bir ekonomi politikası uygulayacağınız anlamına gelmiyor.

Öte yandan elbette bu mümkün… Eğer ekonominizi tamamen sıcak para ve adına yabancı yatırımcı denilen bankerlere dayamaktan vazgeçiyorsanız. Kalan borç için de bir ödeme planı yapar, bunun karşılığını gösterir ve 4. madde kapsamında ilişkinizi de keser atarsınız. Mevcut iktidarın bunu yapamayacağını hepimiz biliyoruz.

Öyleyse doğru tanım, ‘IMF ile olan cari hesabı kapatıyoruz; ama politikalar konusunda ilişkinin sürmesi zorunlu’ olmalıdır. Nitekim ortada bazı çelişkiler yaratan soru işaretleri de var. Bunları borcun kapatılmasından bir gün önce CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın cevaplanması istemiyle yöneltti. İşte 13 Mayıs 2013 tarihli o sorular:

“1.       Yarın itibariyle IMF’ye borcumuzun biteceğini 10 yıl içerisinde 22 milyar dolarlık borç ödendiğini ısrarla açıklamanıza karşın 10 yılda ülkenin dış borcunun 207 milyar dolar arttığı doğru mudur?

  1. Söz konusu 207 milyar doların da AKP öncesindeki hükümetlerin toplam dış borcunun 1,5 katına denk düştüğü bilgisi doğru mudur?
  2. Yine 10 yıllık iktidarınız döneminde toplamda 38 milyar dolarlık kamu malının satıldığı, özelleştirildiği bilgisi doğru mudur?
  3. IMF’nin nisan ayında açıklanan son verilerine göre 187 ülke içerisinde 134 ülkenin enflasyon oranının Türkiye’den daha düşük olduğu bilgisi doğru mudur?
  4. ‘Altın ihracatı’ ile yaratılan durumun olumlu etkisine rağmen yine IMF kayıtlarındaki 187 ülke içerisinde; cari açığı GSYH’nin yüzde 6’sı düzeyinde gerçekleşen Türkiye’nin, bu oranla 187 ülke içinde 71’inci olduğu bilgisi doğru mudur?
  5. Türkiye’nin geçen yıl cari açığın milli gelire oranına göre 116 ülkeden daha kötü bir performans sergilemesi hükümetinizin başarısı mıdır?
  6. 2012 yılında  cari fiyatlarla 786,3 milyar dolarlık GSYH’si ile dünya sıralamasında 17’nci olan Türkiye’nin 2000 yılında da 18. sırada bulunması karşısında AKP döneminde büyük başarı sağlandığı propagandasının doğru olmadığını göstermiyor mu?
  7. Yine IMF kayıtlarına göre 187 ülke içerisinde kişi başına milli gelirde 2000 yılında 62. sırada olan ülkemizin 2012 yılında 63. sıraya gerilemesinin gerekçesi nedir? Bu hükümetinizin ekonomik başarısızlığını göstermiyor mu?
  8. IMF verileri ile hükümetinizin açıklamalarının çelişmesinin gerekçesi nedir? IMF verileri yanlış ise düzeltilmesi için temasa geçtiniz mi?
  9. IMF verileri karşısında sizin açıklamalarınızın yanlış ise Türk halkından özür dileyecek misiniz?”

Aslında bu sorulara eklenecek çok şey yok. Ben de sorsam, bunları sorardım. Tek eksik yazıda belirttiğim 4. madde kapsamındaki ilişkidir. Onun da son derece önemli olduğunu düşünüyorum.

Bakalım Ali Babacan bu sorulara yanıt verecek mi? Verir mi bilmiyorum ama, hemen özel sektörün borcundan bahsedecektir. O zaman bir soru da ben ekleyeyim:

Türkiye’de sektörlerin yurtdışı borçluluk oranı ortalaması yüzde 30’larda iken, inşaat sektörü yüzde 70’i bulmuştur. Sektörün büyümesi ise yüzde 25’lerden, yüzde 1’ler seviyesine düşmüştür.

Büyüme içinde yer tutan emlak ve gayrimenkul pazarındaki sanal rakamlar ise yeniden değerlemeye muhtaçtır. Buna yönelik bir çalışma var mıdır? Sektör borcunu ödeyebilecek durumda mıdır? Ayrıca bu inşaatları kim yapmaktadır?

Çünkü eskiden en azından inşaatların kapısına konulmasının zorunlu olduğunu bildiğim kimlik belgeleri uygulaması yerine getirilmiyor. Eskiden tabeladan o inşaatı kimin yaptığını, yüklenicisinin kim olduğunu, taşeron kullanılıyorsa o firmayı, değerini, zamanını bilirdik. Şimdi çevrenizdeki inşaatlarda bu kimliği görüyor musunuz?

Dönersek başa, Babacan bu soruların yanıtını verebilecek mi? Onu bilmiyorum, ama biraz daha coşarlarsa, cari hesabı kapandığı için üstü örtülü hale gelen IMF ilişkisine, IMF de dayanamayacak ve bağıracak: “Birader nereye? Daha bizi teminat gösterip aldığın borçları ödemedin.”

[email protected]

“Üstü Örtülü IMF” ile ilgili 1 yorum

  1. Bugün Türkiye IMF’ye olan borcunun son taksitini ödeyerek IMF’ye borcunu kapatıyor mu kapatıyor. Bu
    Türkiye için iyi bir haber mi iyi bir haber , hala kendinizi kasa kasa kıskanç çocuk yaramazlığı içinde chp lik yapıyorsunuz :) O soruların hepsinin makl yanıtları var, en başta büyümenin sağlanmasıdır. Türkiye kriz ortamında dahi büyümesini sürdürdü üstelik makul borç düzeyiyle. Ben ekonomist değilim ama borcun tek başına bir anlam ifade etmediği bunun gelire oranıyla bir anlam kazandığını artık ilkokul öğrencisi bilecek nerdeyse sizde bilirsiniz oran da bilir ama bilmezden gelirsiniz. Tavsiyesi uyulması zorunlu cinstenmiş keh keh kehhh :mrgreen:

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir