Ufukta gözükenler ve ufuk ötesi!
Son yapılan zamlar, özelliklede elektrik ve doğal gaza yapılanlar belli ki yaklaşan bütçe çalışmalarında ki olumsuzlukları asgariye indirmek için yapılmış.
Her ne kadar dış dünyada yaşanan olumsuzluklar ve ekonomik değerler, maliyetler dikkate alınarak bu zamları yapmak zorundayız dense de, görünürde küresel değerlerde böyle bir fiyat artışı gözlenmemektedir. Zaten sorun, bu ve benzeri ithal enerji ürünlerinde ve ham maddelerinde ki artış ve maliyetlerinden ziyade, bunların ederinin çok üstünde ki vergi yükündedir.
Vergi yükü ile bağlamlı, genel fiyatların aşırı artması, dolaylı olarak tüketicinin kemerini sıkmasını da beraberinde getirmektedir.
Tüketim azalınca vergilerden beklenen gelirde azalmakta bu fasit daireden çıkmak ve bekleneni hazineye kazandırmak içinde gene bir gerekçe ya da kulp bulunarak fiyat artışları ile durum düzeltilmeye çalışılıyor ama nereye kadar?
Önümüzde ki son çeyrek bu az tüketim ve az üretimle elde ki stokların bitirilmesine dönük olarak geçeceğe benziyor. Yeni yılın ilk çeyreğinden sonra ise kademeli olarak üçüncü çeyrek sonun da ve yerel seçimlere kadar kademeli olarak ücretlerde daha makul bir artış, kısmen yükselen bir tüketimle canlanan piyasalar görmemiz doğal karşılanmalıdır.
Bu süreçte ne yapabilinire gelince?
Bu yılın son üç ayına kadar, ama sadece zorunlu olan, dayanıklı mal, mülk konusunda alım ya da yatırım yapılabilinir. Gelecek yılın ilk çeyreğinden sonra, paramızın daha az değerli, faizin ise elbette stopaj ve sair vergileri ödemeyen yabancılar için daha avantajlı olacağı görülmektedir.
Önümüzde ki yıl, seçim sonuçları sonrasında gelecek yıllarda, yapılacak genel seçim ve cumhurbaÅŸkanı seçimleri, cari açığı da, ekonomik canlanmayı da, hülasa harcamaları artıran yıllar olarak gözükmektedir. Ayrıca dövizin son aylarda kararlı kalması ve bu seviyelerin altına artık gelmesi pek mümkün görülmediÄŸine göre, stokların tükenmesi sonucu yapılacak ihracata dönük mal ithalatlarında da maliyetler yükseltecek ve bu da ister istemez fiyat artışlarını beraberinde oda  ”enflasyonun yukarı”  tırmanmamsını doÄŸuracaktır.
Bu ekonomik konjonktür de, küçük yatırımcı ve ücretliler olarak yapılacak en doğru şey gene TL ve kısa süreli vadelerde kalmak ya da gene kısa vadede cazip faizli hazine kağıtların da kalmak olabilir. Hazine kağıdında bilindiği gibi stopaj %10 vadeli mevduatta ise % 15 olduğunu, vadeli mevduatta önerilen faizi net faize çevirmek için 0.85, hazine kağıdında ise 0.9 çarparak yapabilirsiniz.
Örnek; eÄŸer bir bankaya yüzde 8 faizle bir para yatırmışsanız bunun arındırılmış net faizi 8×0.85=6,8 bu deÄŸeri de 365 güne bölerseniz, 6,8 / 365=0,01863 günlük getiriye denk gelmektedir. Aylık ise 30×0,01863=0,56 yaklaşık bir getiri görülmektedir.
Likit fon ve fonların, her bozumunda bir oran içersinde, hesap işletim, stopaj ve şimdide MKK kesintisi, hisse senedi takas bank, yıllık saklama ücretlerinin ise küçük yatırımcılar ile büyük yatırımcıların, sahip oldukları meblağın, makul oranına göre(!) değil de, aynı ve standart oranda ücret ödemesi de küçük yatırımcıların kar etmesi bir yana, eksi getirilere ve anaparalarının bile erimesine neden olmaktadır.
Unutmayalım!
Büyük yatırımcı parasını dağdan dağa aşırır, ama küçük yatırımcı düz ovada şaşırır. Eldeki bir kuş çalıdaki iki kuştan iyidir. Gelecek, küçük yatırımcı için ne yazık ki gene böyle gözüküyor…