Türkiye’nin yılları sair en önemli problemlerinden biri terördür. Bu konuda senelerdir şehit veren ülkede her seferinde, her ocağa ateş düşüyor. Bunlar kimi zaman medyada büyüyor, kimi zaman da neredeyse sıradan bir haber gibi veriliyor. Bu ise büyük bir riyakârlığı ortaya koyuyor.
Fakat bu gözümüze batarak canımızın yandığı nokta… Peki her gün trafikte onlarca insanı yitirmenin bedeli ne olacak? Bu ülkede her bayram yollarda yüzlerce insan hayatını kaybediyor ve Ulaştırma Bakanı’ndan sokaktaki insana kadar, herkes bunu normal karşılıyor.
Hadi bunu da umursamadınız. Ya göz göre göre, üç kuruş kâr uğruna ölen insanlar… Diyebiliriz ki terörle mücadele var, neticede şehit veriyoruz. Trafikte aşırı yoğunluk, dikkatsizlik gibi bir dizi bahanelerde trafikteki can kaybını da bahanelerle geçiştirelim.
Peki iş hayatındaki terörü ne yapacağız. Sigortasız çalıştırılan insanların sırtına binerek Türkiye’nin ekonomi motoru sayılan inşaat sektörünün artık dev aynasında kendisini görmekten vazgeçip, ortadaki cinayet ile yüzleşmesi gerekmiyor mu?
Son olarak Esenyurt’ta yaşanan çalışanların kaldığı çadırın yanması meselesi… Daha önce Tuzla, kader olarak nitelendirilen maden kazaları… Göz göre göre yitirdiğimiz ve tamamen kâr beklentisi ve insana değer vermezlik üzerine kurgulanmış bu cinayetler ne olacak?
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Türkiye Temsilciliği bu konuda açıklama yaptı. Herkesin gözdesi inşaat sektöründe dünyada her yıl 60 bin ölümcül kaza oluyor. Diyecekler ki ‘bakın tüm dünyada ölüyor.’ O zaman Türkiye’nin Avrupa şampiyonu ve dünya üçüncü olduğunu söylemek gerekir. Yani ortadaki ölümlere en büyük katkıyı yapan ülkeyiz.
Bu veri üzerinden yola çıktığınızda ve Mimarlar Odası’nın açıklamasına baktığınızda 2007-2012’nin acı bilançosuna da şahit oluyorsunuz. İşte bilanço: “Tuzla Tersanelerinde yaşanan kazalarda 500 işçi, Davutpaşa kaçak işyerinde meydana gelen patlama sonucu 23 işçi, Ankara Ostim OSB’de meydana gelen patlama sonucu 20 işçi, Kahramanmaraş Afşin kömür sahasında toprak kayması sonucu 10 işçi, Adana Kozan Baraj inşaatında baraj kapağının patlaması sonucu 10 işçi ve son olarak, İstanbul Esenyurt AVM inşaatında çıkan yangında 11 işçinin hayatını kaybetti.”
Son on yılda hayatını kaybedenlerin sayısının 10 binin üzerine çıkması, bunun kazadan çıkıp, cinayet temelli terör olduğunu ortaya koymuyor mu? Devletin bu konudaki vurdumduymazlığı, işverenin geriye dönük sigorta yaparak gösterdiği dürüstlük (!), çalışanın da iş kıyafetlerini kullanmayarak sergilediği bilinç konuşmaya değer.
Hiç kimse kendi kandırmasın. Bundan sonra da bunlara kaza, kader gibi tanımlamalar yapmasın. Bunun adı göz göre göre cinayettir. Faili belli, ihmalcisi ortada, herkesin üç maymunu oynadığı büyük bir cinayet…