CumhurbaÅŸkanlığı Ekonomi BaÅŸdanışmanı ve eski Merkez Bankası BaÅŸkanı DurmuÅŸ Yılmaz, Eylül 2009’dan Eylül 2011’e kadar yaklaşık 2,7 milyon yeni iÅŸ yaratıldığını söyledi.
Yılmaz, Orhangazi Ticaret ve Sanayi Odası (OTSO) tarafından düzenlenen, ”2011 yılının deÄŸerlendirmesi ve 2012 yılında ekonomiden beklentiler” konulu panelde, Türkiye’nin 2010 yılında yüzde 9, 2011 yılının ilk 9 ayında ise yüzde 9,6 büyüdüğünü belirtti.
Büyümenin dinamiklerinin iç talepli bir büyümeye dayalı olduÄŸunu ifade eden Yılmaz, ”Bu iç talebin de alt bileÅŸenlerine baktığımızda özel kesim tüketim talebi ve özel kesim yatırım talebi ön plana çıkıyor. Dolayısıyla bu büyümenin ortaya çıkardığı cari açık gibi sorunların azaltılabilmesi için yavaÅŸlaması lazım ve özellikle de bir takım düzeltmelerin ekonomimizde olması lazım” diye konuÅŸtu.
Yılmaz, büyümenin gerçek olup olmadığı konusunda şüpheler olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
”Ben ‘bu büyüme gerçek miydi?’ sorusunu çok anlamlı bulmuyorum. Devletin kurumu var, istatistik kurumu, bir yöntem var. O yönteme göre bu ölçülüyor. Yöntemin yanlış olduÄŸunu, iyileÅŸtirilmesi gerektiÄŸini tartışabilirsiniz. Ama ortaya çıkan rakamlara herkes güvenmek zorundadır. ‘Bu büyüme istihdam yaratmadı’ diyenler var. Bence bu da yanlış. Eylül 2009’dan Eylül 2011’e kadar aÅŸağı yukarı 2,7 milyon yeni iÅŸ yaratıldı. 73 milyon nüfusumuzda 24 milyon çalışan insanımız var ve katılım oranı da yüzde 40’lı seviyelerden yüzde 50’lere artmış durumda. Dolayısıyla milli gelir de 10 bin doların üstünde bir rakama ulaÅŸtı ve bu dönemde faiz oranları da hayal edemeyeceÄŸimiz derecede düştü. Dolayısıyla bu büyüme istihdam yarattı. Daha fazla yaratabilirdi.”
-İşsizliği artırmadan, enflasyonu yükseltmeden ne oranda büyüyebiliriz?
DurmuÅŸ Yılmaz, asıl sorulması gereken sorunun bu büyümenin sürdürülüp sürdürülmeyeceÄŸi olması gerektiÄŸini belirterek, bu büyüme rakamlarını, yüzde 8’li oranları sürdürmenin zor olduÄŸuna dikkati çekti.
”Peki sürdürülmesi gerekir mi?” diye soran Yılmaz, ÅŸunları söyledi:
”Cevap olarak herhalde toplumun her ferdi ‘evet’ der. Dolayısıyla bize düşen görev, toplum olarak uzun vadede sürdürülebilirliÄŸin yollarını araÅŸtırmak, bulmak zorundayız. Burada dikkate almamız gereken husus ÅŸu, bugün ekonomimizin potansiyel büyüme hızı nedir? Önce onu tespit etmemiz lazım. Potansiyel büyüme hızından kastım ÅŸu, ekonominin bugünkü iÅŸ gücü eÄŸitimliliÄŸi, sermaye birikimi, sermaye verimliliÄŸi ve diÄŸer alanlardaki veriler dikkate alındığında biz gerçekten sorun yaratmadan, iÅŸsizliÄŸi artırmadan, enflasyonu yükseltmeden ne oranda büyüyebiliriz? Bu oran herhalde 5-6 olabilir. Dolayısıyla ÅŸu andaki büyüme oranı bizim potansiyel büyümemizin neredeyse iki katı. Sürdürülemez olduÄŸu ÅŸuradan ortaya çıkıyor. Bu bize cari açık olarak yansıyor. Karşımıza çıkan en önemli sorun da cari açık. Ama biz bunun sürdürülmesinin yollarını araÅŸtırmamız gerekiyor.”
-2012 tahminleri
Yılmaz, 2012 yılıyla ilgili bir baz senaryo hazırladığını belirterek, şöyle konuştu:
”Avrupa batmıyor, avro dağılmıyor. Ä°kincisi resesyon yok. Ama büyüme IMF ve OECD’nin tahmin ettiÄŸi gibi sıfır veya sıfıra yakın. Türkiye ekonomisi yumuÅŸak iniÅŸ yapıyor ve sıkı maliye politikası devam ediyor. Bu çerçevede orta vadede programlarda öngörülen yüzde 4’lük büyüme bence baÅŸarılabilir gibi görünüyor. Tabi bazı kurumların tahminleri çok daha düşüktü. Bu farklılıkların nedenlerinin başında dış ticaret kanalı var. EÄŸer Avrupa’da ekonomi büyümez ise biz oralara mal satamayız dolayısıyla da bu mal ve hizmetleri satan ÅŸirketlerde de bir takım küçülmeler ortaya çıkabilir.”
Türkiye’nin 2001 yılında yaÅŸadığı krizi olumlu bir kriz olarak nitelendiren Yılmaz, ÅŸunları kaydetti:
”GeçmiÅŸteki krizler son bulmuÅŸtur, harplerin son bulduÄŸu gibi. Ama arkasında çile çekmiÅŸ, acı çekmiÅŸ bir nesil bırakacak. Bugün bize düşen görev, ‘buraya niçin geldik ve buradan en az hasarla nasıl çıkarabiliriz?’ sorusunun sorulması gerekiyor. Krizler her zaman yıkımla sonuçlanmaz. Yıkımla sonuçlanan krizler olduÄŸu gibi olumlu sonuç veren krizler de vardır. Bugün 2001 krizimiz, olumlu bir kriz. Bu kriz bize yol aldırdı. Bugün geldiÄŸimiz noktadaki baÅŸarı da o krizden aldığımız yola baÄŸlı. Bizim krizimiz 8-9 ay sürdü. Dibi gördük ve sonra çıktık. O dönemde bir tane hasta vardı. O, bizdik. Dünyanın geri kalan kısmı saÄŸlıklıydı. Ekonomimizi toparladık, ihracat yapmaya baÅŸladık ama bugün dünyanın önemli kısmı hasta. Herkes ihracatla toparlanma peÅŸinde. Nereye ihracat yapacağız? Aya mı ihracat yapacağız? Bu ülkelerin içinde bulundukları durumdan çıkabilmeleri için büyümeleri ÅŸart. Yunanistan iki yıldır büyüyemiyor.”
Dünya gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt’un moderatörlüğü yaptığı panelin ardından soruları yanıtlandıran DurmuÅŸ Yılmaz’a, Ä°znik çinisi hediye edildi.
Yılmaz, panelden önce Orhangazi’deki bazı sanayi tesislerini gezdi, iÅŸadamlarıyla görüştü.