Türkiye, Amerika’dan daha kötü bir vergi idaresine sahip olduÄŸu için, benzini pahalı satıyor.
New York geçen hafta sonu çok soğuktu. Öyle böyle değil, çok soğuktu. Arabanın termometresi eksi 6 diyordu. Ama havadaki yüksek nem ve sert rüzgâr onu daha bir soğuk yapıyordu. Bir nevi İzmir gibi yani. Bugün sizinle New York izlenimlerimi paylaşabilir miyim?
Hava böyle feci soğuksa, ne yapılır? Eskiden böyle durumlarda ben hep kitapçıya giderdim. Ama artık kitapçıların eski tadı kalmadı. Elektronik kitap çıktığından beri, basılı kitapların ve o basılı kitapların sergilenip satıldığı kitapçıların eski tadı kalmadı. Zaman değişiyor. Önce büyük kitapçı zincirlerinin sayısı azalmaya başladı. Borders battı. Barnes & Noble ise artık elektronik kitap piyasasına girmeye çalışıyor. Kitapçı vitrinlerinin önemli bir bölümünü artık kitaplar değil, elektronik kitap okuma aletleri kaplıyor. İçeride de kocaman bir alan, bu elektronik kitap okuma aletlerinin tanıtımına ayrılıyor. Ben Barnes & Noble’ın Nook’unu değil, Amazon’un Kindle’ını kullanıyorum elektronik kitap okumak için. O nedenle kitapçının bir bölümü boş yere işgal edilmiş gibi geliyor. Zincir kitapçılar battıkça, bağımsız kitapçılar bir nefes alıyor yalnızca. İşin hayırlı bir sonucu var yani. Bunu da not edeyim. Kentin bağımsız kitapçılarını gezebilmek mümkün.
Ama o zaman daha bir hareketli olmak gerekiyor. Hava çok soğuk olunca, eskisi gibi her yere yürümek mümkün olmuyor elbette. Ben New York’un hibrit taksilerini işte böyle daha yeni keşfettim. Keşfettim derken, ilk kez bu yıl fark ettim yani. New York’ta artık o eskinin yayla gibi Amerikan arabaları taksi olarak kullanılmıyor. Taksiler göreli ufak ve sıkış tepiş. Renkleri hâlâ sarı ama. Ford Escape aynı zamanda hibrid bir araba. Hem elektrikli, hem benzinli bir motora sahip yani. Amerikalı Hintli taksi şoförü arabasının özelliklerini gururla anlatıyordu. Efendim, ellinin altında bir hızla giderseniz, bir depo benzin bir hafta gidiyormuş. Benzin fiyatlarındaki artış, Amerikalıları galiba çevreci yapacak. Herkes bir telaş arabasını küçültmeye çalışıyor sanki. Rakamlara bakınca öyle duruyor. Yollardaki küçük arabaların oranı daha Avrupa’daki gibi değil ama sayıları artıyor.
Peki, Amerika’da benzin fiyatları çok mu yüksek? Merak edip baktım. Düne göre öyle. Ama bugün dünyada en pahalı benzin orada değil. Nerede tahmin edin bakalım? Türkiye’de elbette. Benim dün bulduğum sitede (www.hybridsuv.com) Türkiye açık ara birinciydi. Bir galon yaklaşık dört litre benzin ediyor. Buna göre benzinin galonu Türkiye’de 9,24 dolar, Amerika’da ise 2,36 dolar ediyor. Taksi şoförü bundan yakınıyordu işte. Listenin ikincisi Hollanda’da ise benzinin galonu 7,91 dolar’dı. En ucuz benzin ise bilin bakalım nerede? Venezuela’da. Bolivarcı sosyalizmin merkezinde birkaç yıl önce dolaşırken beni en çok şaşırtan, kocaman kocaman Amerikan arabalarının yolları doldurmuş olmasıydı. Hayatımda ilk kez moto-taksi diye bir icadı da orada görmüştüm zaten. Moto-taksi’nin ne olduğunu anladınız herhalde? Motosikletin arka selesine oturuyor ve trafikte duran arabaların arasından süzülüyorsunuz. Bir siz, bir de şoför. Venezuela’da benzinin galonu 19 dolar-cent olunca böyle oluyor işte. Bolivarcı sosyalizm çevre ile pek ilgilenmiyor ve Amerikan araba üreticilerini seviyor.
Peki, biz Türkiye’de çok mu çevreciyiz? Hayır. Türkiye’de benzin fiyatlarının pahalılığının benzinle bir alakası yoktur. Vergi toplamayı beceremeyen bir idaremiz, bu yolla vergi toplamaktadır. Bunun gibi bellediği birkaç yol daha vardır. Türkiye, ekonomisi birinci lige girmeye çalışırken vergi idaresi üçüncü ligde olan bir ülkedir.
Üzücü olan nokta, benzin fiyatlarındaki açık ara birinciliğimiz değil bana kalırsa. Üzücü olan, benzin fiyatlarındaki bu yüksekliğin yol açtığı sonuçları manalı bir amaca doğru yönlendiremememiz. Yükselen benzin fiyatları orada etrafı daha küçük ve elektronik arabaların sarmasına yardımcı oluyor. Bu amaçla, o elektronik araçların geliştirilmesi için teknoloji yatırımları yapılıyor. AR-GE yapılıyor. Fabrikalar çalışıyor. Burada ise ola ola gazlı arabalar ortalığı sarıyor. Onların içine binmemeye, yanlarına park etmemeye özellikle dikkat ediyoruz. Azgelişmiş ülkenin AR-GE’si de galiba böyle oluyor. Ben buradaki ufuksuzluğu üzücü buluyorum.
Türkiye, Amerika’dan daha zengin olduğu için benzini daha pahalı satmıyor. Türkiye, Amerika’dan daha kötü bir vergi idaresine sahip olduğu için, benzini pahalı satıyor. Benzin satışı bahanesiyle vergi topluyor. Kurumsal altyapı, iktisadi işleyişi etkiler. Hem de çok etkiler.