Herbert Freudenberg tarafından ortaya atılan, İngilizcesi burnout (yanmak, kül olmak) olan ve yorgunluk, isteksizlik, ilgisizlik şeklinde kendini gösteren durum Türkçe’ye tükenmişlik sendromu olarak geçmiş bulunuyor. Türkçe karşılığı olan tükenmişlik sendromu, olguyu, aslında İngilizcesine (burnout) göre çok daha iyi tanımlıyor. Tükenmişlik sendromu beklentiyle gerçekleşme, taleple talebi karşılama arasındaki farkın açılmasıyla oluşan bir boşluğu temsil ediyor.
Tükenmişlik sendromu, farklı kişilerde farklı biçimlerde görülse de kendisini işine fazlasıyla kaptıran, işi için kendisini aşırı zorlayan ve buna karşılık alması gerektiği karşılığı (ücret, tatmin, ödül, alkış vb.) alamadığını düşünen insanlarda daha çok görülüyor. Tükenmişlik sendromu başlıca üç şekilde ortaya çıkıyor: (1) Duygusal tükenmişlik: Genellikle yaptığı işten tatmin olmama biçiminde ortaya çıkıyor ve işten çabuk yorulmayla sonuçlanıyor. Bu türde kişide vücut ağrıları (daha çok baş ağrısı, mide ağrısı), yorgunluk, halsizlik, enerji eksikliği görülüyor. (2) Duygusal uzaklaşma: Genellikle ideal olarak görülen işten gerekli tatmini alamama sonucunda ortaya çıkıyor ve birlikte çalıştığı kişileri ya da müşterileri küçümseme, insanlara karşı kaba davranma ve dolayısıyla işten fikren uzaklaşma biçiminde sonuçlanıyor. (3) Konsantrasyon kayıpları: Kişinin işe olan ilgisinin azalması sonucunda ortaya çıkıyor ve genellikle verim kaybıyla sonuçlanıyor. Kişi, bu verim kaybını çalışma saatlerini gönüllü olarak uzatarak ya da çeşitli ilaçlar alarak dengelemeye uğraştıkça verimi daha da düşüyor.