Toplu İş İliÅŸkileri Kanun Tasarısı TBMM’de

Meclis gündemine gelen “Toplu iÅŸ iliÅŸkileri kanunu” ile Çalışma Bakanlığı ILO normlarına uymayı amaçladığını belirtirken, üç konfederasyondan ikisi Disk ve Hak-İş taslakta ilk ÅŸekliyle binde 5 iken üç bakanın rezervi ile yüzde 3 olarak yer alan iÅŸkolu barajına karşı çıkıyorlar. Rakamlar 1980 öncesinden bu yana sendikaların önemli ölçüde güç kaybettiÄŸini de ortaya koyuyor.

Toplu sözleÅŸme ve sendikal yaÅŸama yeni esaslar getiren “Toplu iÅŸ İliÅŸkileri kanun tasarısı” Meclis gündemine geldi. Tartışmalar sürüyor.

Tasarı 25 iÅŸkolu sayısını 18’e indiriyor, sendikaya üyelikte noter ÅŸartının kaldırılması ve internet üzerinden üye olunabilmesi,  birden fazla iÅŸkolunda birden fazla sendikaya üye olma hakkı, sendikal faaliyette bulunanların iÅŸten çıkarılmasının önlenmesi, sendikaların genel kurul kararıyla yüzde 40’ına kadar bölümüyle sanayi ve ticaret ÅŸirketi kurabilmesi, toplu sözleÅŸme düzeninin basitleÅŸtirilmesi ve en fazla 60 gün içersinde tamamlanması gibi yeni düzenlemeler içeren tasarıyla bakanlık ILO standartlarına uyum saÄŸlamayı amaçladıklarını belirtiyor.

Yeni tasarının en çok tartışılan ve Türk-İş dışındaki iki konfederasyonun Hak-İş ve DİSK’in itirazlarına konu olan bölümü ise eski tasarıda yüzde 10 olan yeni tasarının ilk halinde binde 5 iken üç bakanın imzalamayıp rezerv koyması sonrası deÄŸiÅŸen sözleÅŸme yetkisinde iÅŸkolu barajı. Arkadaşımız Mehmet Kaya’nın haberinde yer alan bilgide düzenlemeye son ÅŸeklin, önceki gece BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Çalışma Bakanı Çelik ve Türk-İş BaÅŸkanı Kumlu’nun görüşmeleri sonrası verildiÄŸini belirtiliyor.

Yeni düzelemeye göre bakanların itiraz ettiÄŸi binde 5 yerine iÅŸkolu sözleÅŸme yetkisi barajı yüzde 3 olarak belirlenmiÅŸ ve bugün iÅŸkolu sözleÅŸme hakkı olan sendikalar için bu barajın 5 yıl aramaması kabul edilmiÅŸ. Böylece, hiçbir ÅŸekilde gerçeklik taşımayan bu dönemin yüzde 10 barajı yüzde 3’e indirilmiÅŸ. Ayrıca, yeni düzenleme ile iÅŸyeri barajı yüzde 40+1’e indiriliyor. Bununla bir iÅŸyerinde iki sendikanın bu orana ulaÅŸmasına imkan tanıyor. Bu durumda toplu sözleÅŸme masasına dana çok üyesi olan oturacak. İşletme barajı ise yüzde 50+1 olarak sabit bırakılıyor.

Hak-İş ve Disk tasarının barajla sınır getirmesine karşı çıkıyorlar ve Çalışma Örgütü ILO normlarında baraj bulunmadığını, son yıllarda ILO toplantılarında bu konudaki eleÅŸtiriler karşısında Çalışma Bakanlığı temsilcilerinin bile barajı savunmadıklarını belirterek, bu baraj sisteminin yanlış olduÄŸunu öne sürüyorlar. Hak İş BaÅŸkanı Mahmut Arslan, iÅŸkolu barajını geçerek sözleÅŸme hakkı elde eden 51 sendikadan 31’inin yüzde 3 barajını geçemeyeceÄŸini, sadece 20 sendikanın geçebileceÄŸine konu ile ilgili açıklamasında yer veriyor.

Türkiye’de 1980 yılından bu yana toplu sözleÅŸme hakkı olan işçi sayılarında önemli azalma olduÄŸu dönemin Petrol-İş Sendikası raporları, TÜİK ve Çalışma Bakanlığı verileriyle ortaya çıkıyor. Buna göre 1980 öncesinin iki konfederasyonu Türk-İş ve Disk’in o dönemde 1 milyon 470 bin sendikalı işçi üyesi bulunurken, 1 milyon 400 bin işçisi toplu sözleÅŸme kapsamındaydı. Bu toplam çalışanlar içinde yüzde 18’lik orana karşılık geliyordu. 2011 yılında net ve açık rakamlar olmamasına karşın 610 bin sendikalı işçi ve 570 bin toplu sözleÅŸme kapsamında işçi olduÄŸu, bunun toplam çalışanlar içinde yüzde 5.6 oranına gerilediÄŸi tahmin ediliyor.

Bu geliÅŸmeye bir yandan sendikaların ağırlıklı olarak “ücret sendikacılığı” yapmaları, 1980 Askeri Darbesi yönetiminin “sendikacılığı suçlu görüp” bazılarını kapatması, örgütlenme ve toplu sözleÅŸmelerle ilgili kısıtlamalar getirmesi, özelleÅŸtirmeler sonrasında sendikaların örgütlü olduÄŸu bazı iÅŸ yerlerinin kapanması yada yeni dönemde o iÅŸ yerlerinde sendikaların toplu sözleÅŸme hakkı elde edememeleri gibi unsurlar etkili oldu. Çok sayıda kriz yaÅŸandığı son 30 yılda dünyada da sendikaların örgütlenme açısından olumsuzluklar yaÅŸadığı bir dönem oldu.

Meclis’teki yasa tasarısının yasalaÅŸmasından sonra, bu ay içersinde esnek çalışma ve kıdem yasası gibi konularda yeni düzenlemelerin de gündeme gelmesi bekleniyor.

Yeni düzenlemeler söz konusu olurken sosyal tarafların Hükümet, işveren ve işçi sendikalarının konuya tek yönlü yaklaşmamaları, Uluslar arası Çalışma örgütünün normlara uygun ve örgütlenme özgürlüğünü askeri dönemde kısıtlayan olumsuzluklardan arındırıcı düzenlemeleri hayata geçirmeleri doğru olacaktır. Son 30 yılda üçte birine inen toplu sözleşme yapabilen sendikalı işçi sayısı sağlıklı bir gelişme değildir…

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir