TOKİ Üzerine Birkaç Söz…

TOKÄ° 1984 yılında kurulmuÅŸ ve önemli baÅŸarılara imza atmış bir kamu kuruluÅŸu. KuruluÅŸunun 39. yılında Cumhuriyet’in 100. yılına 2023’e kadar 500 bin konut yapması planlanmışken, 28. Yılında 528 bin konuta ulaÅŸmış, ülkenin birçok yöresinde 2 bin 259 yerde ÅŸantiyelerinde inÅŸaatleri devam eden bir kuruluÅŸ. Bu iÅŸin övgüye deÄŸer yanı. Ama proje sonuçlarında aynı övgüden söz edemeyiz. Bugün artık yeni projelerini daha denetimli, yeÅŸili ve yaÅŸama alanları olan, yalıtımları tam binalarla yürütmek zorundalar.

TOKÄ° BaÅŸkanı Ahmet Haluk Karabel, gazetemizin bu haftaki Ankara sohbetinin konuÄŸu olarak, kuruluÅŸ olarak bugüne kadar yaptıklarını ve yapmayı planladıklarını anlatmış. Sohbeti okurken ben de gerilere gidip önce rahmetli Adnan Kahveci’nin bu proje baÅŸlarkenki coÅŸkusunu hatırladım. Ardından YiÄŸit Gölöksüz dostumuzun aynı inançla söz ettiÄŸi projeleri düşündüm,

TOKÄ° kurumalı 28 yıl olmuÅŸ, bunun ilk 18 yıllık döneminde 43 bin 145 konut tamamlanmış. 2023 için 61. Hükümet döneminde 2023’e kadar 500 bin konut hedefi konulmuÅŸ. Oysa bu rakama 2011 yılında ulaşılmış ve bugün varılan TOKÄ° konut rakamı 528 bin olmuÅŸ. Åžimdi önlerinde 10 yıllık dönem için 500 bin konutluk bir hedef daha konulmuÅŸ durumda. Bunun da aşılabileceÄŸi belirtiliyor.

Şu anda 81 il ve 800 ilçede 2 bin 259 noktadaki şantiyelerde de inşaatlerine devam ediyorlarmış. Deprem bölgelerinde de kalıcı konut yapımları sürüyormuş.

Yeni dönemde de bir yandan kentsel dönüşüm projelerinde yer alacaklar, bir yandan da yurt dışından birçok ülkeden gelen taleplere yanıt vermek için Türk müteahhitlerle bu taleplere yanıt vermeye çalışacaklar.

TOKÄ°’nin 28 yıllık öyküsü ve elde ettiÄŸi sonuçlar iÅŸin baÅŸarılı yanı. Ancak bir de eleÅŸtirel gözle bakılması ve bundan sonra daha iyi sonuçlar alınmasını gerektirecek konular var.

Bundan üç yıl önce Ankara’da mobilyacılarla Rüştü Bozkurt’la birlikte bir ortak akıl toplantısı yapıyorduk. Sorunlarını tartışırken, “Neden TOKÄ° inÅŸaatlerine hizmet vermiyorsunuz?” diye sorduk. Bize, o inÅŸatlerin müteahhitlerinin mutfak ve banyo dolaplarını merdiven altı kuruluÅŸlara en ucuza yaptırdıklarını, evlere girenlerin sonra bunları zaman içersinde kullanamayıp deÄŸiÅŸtirmek zorunda olduklarını anlattılar.

Yine 3-4 yıl önce Bartın’da bir toplantı yönetirken, bir bayan mimar çevreci olduÄŸunu söyleyip Amasya’daki hidroelektrik santralına karşı olduklarını anlatırken, kendisine “Pencereden bakın ÅŸu tepe üzerindeki kentsel estetik taşımayan binalar yapılırken siz çevreci olarak neredeydiniz?” diye sordum. “Buradaydım ama, onlar TOKÄ° binaları” dedi.

Daha sonra Anadolu’nun birçok kentinde kentin hemen dışında tepelik yerlerde yeÅŸilden uzak böyle TOKÄ° binalarıyla karşılaÅŸtım…

Dün bu mazeret olarak belki kabul edilebilir bir durumdu.

Ama bugün 28 yaşına gelmiÅŸ bir kuruluÅŸun daha iyi, örnek binalar yapması gerektiÄŸine inanıyorum. Bunun için önce inÅŸaat sektörünün bazı kiÅŸileriyle konuÅŸtum. Türkiye’de inÅŸaat proje standardı ve inÅŸaat malzemesi konusunda sorun olup olmadığını öğrenmek istedim. Aldığım yanıt, “Hem proje standardı, hem inÅŸaat malzemesi açısından Avrupa’dan geri deÄŸiliz. Yer yer daha da iyiyiz” oldu.

Peki, sorun neydi?

Yanıt çok basit, “Uygulama hataları”, “Proje uygulamalarında denetimsizlik.”

Ä°stanbul’da bugün birçok binada mantolama yapılıyor. Yalıtım sistemleri gözden geçiriliyor. Yalıtım eksikliÄŸinden önemli enerji kaybımız olduÄŸu, benzer bir yüz karelik binayı Almanya’dakinden üç misli yakıtla ısıtabildiÄŸimiz söyleniyor.

Onun için bence bugün TOKÄ°’ye düşen yeni görev, standart yükseltmek, yeÅŸili olan, yalıtımı tam, projeye uygun denetimli binaların yaptırılması olmalıdır. Dünün baÅŸarısının, yarının da baÅŸarısı olması için buna ihtiyaç vardır.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir