TOKİ Modeli 1930’lardan Kalmadır

Neden niyetler halis bile olsa TOKİ modelinden hayırlı bir iş çıkmaz?

Ani sel baskınları geçen hafta Rusya ve Türkiye’de can aldı. Samsun’da 12, karşı taraftaki Krymsk’te ise 170 kişi hayatını kaybetti. Krymsk, 2014 Kış Olimpiyatları’nın yapılacağı Soçi’ye yakınlığı nedeniyle gündemdeydi. Samsun’daki sel baskını, TOKİ’yi yeniden tartışma gündemine taşıdı. Ben, TOKİ’nin yani Toplu Konut İdaresi’nin, son dönemdeki 1930’lardan kalma devletçiliğimize en güzel örnek olduğunu düşünüyorum. Hâkimin, savcının, avukatın ve de polisin aynı olduğu bir sistemden adalet çıkar mı? Çıkmaz. Aynı mantıkla tasarlanmış TOKİ’den de hayırlı iş çıkmaz.

Neden niyetler halis bile olsa TOKİ modelinden hayırlı iş çıkmaz? Birincisi, TOKİ kentsel arsa üretimi, imar düzenlemesi ve de müteahhitlik faaliyetlerinde bir güç temerküzü anlamına gelmektedir. Gücün yoğunlaşması kötüdür. Şeffaflığı engeller. Bakın sırasıyla TOKİ neler yapabilmektedir? Bir, beğendiği Hazine arazisini imara açabilmektedir. İki, imara açmaya karar verdiği arazinin, imar düzenlemelerine yine kendisi karar vermektedir. Üç, bu arazi üzerinde inşaatın kimler tarafından yapılacağını da kendisi kararlaştırmakta ve inşaatı bizatihi kendisi yaptırmaktadır. Dört, işi tanımlayıp şirketleri yarıştırmak yerine, ‘belli istekliler arasında ihale usulü’ ile doğrudan şirketi tanımlamayı sevmektedir. Beş, rantı ister istemez kendisi yaratmakta ve sonra da onu herhangi bir kurala bağlı olmadan kendisi dağıtmaktadır. Merkez sağın, Süleyman Bey’in veciz ifadesiyle söylersem “Verdimse ben verdim, ne olmuş?” geleneğinin ahir zamandaki taşıyıcı kolonu bizatihi TOKİ’dir. Siyasetin bir nevi ta dibidir. Ve kontrolsüzdür. Bu birinci noktadır.

Geleyim ikincisine, müteahhitlik sektörümüzün taşeronlaştırılmasında en büyük pay bana kalırsa TOKİ’nindir. Türkiye’de inşaat sektörünün geleceğini, ne yazık ki TOKİ biçimlendirmektedir. Ben, Türk müteahhitlik şirketlerinin uluslararası başarı ve de aynı anda başarısızlıklarının ana sorumlusunun TOKİ olduğu kanaatindeyim. Geleyim, yukarıdaki ‘ne yazık ki’ ifadesine: Bunu yaparken ne yaptığını bilmekte midir? Bence hayır. TOKİ’nin ekonomimize verdiği zararın farkında olmadığını düşünüyorum.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir