Hafta sonunda bir sanat, edebiyat, şiir dinletisi etkinliği için Balat Kültür Evi’ndeydim. Öncelikle insanların halen naif olması, bu kakofoni içerisinde çok umut verici. TOBAV’ın yürüttüğü ve Başkanı Tamer Levent’in her fırsatta hayata dair dile getirdiği ‘Sanata Evet’ kavramının ne demek olduğunu bir kez daha yaşama ve anlama fırsatım oldu.
Çünkü bir bakış açısının, hayata dair bir duruşun ve yaptığın işi iyi yapmanın, gönül katmanın ne demek olduğuna bu organizasyondaki insanların koca yüreğinde bir kez daha şahit oldum. İşin sanatsal tarafı bir tarafa yapılan mekân ayrıca düşündürdü beni.
İstanbul Balat’ta Fener durağına çok yakın bir noktada öylesine güzel ve hoş bir alan yaratılmış ki… Daha önemlisi bu tip etkinliklerin, sergilerin, buluşmaların yaşandığı bu mekân çok özellikli. Soroptimistlerin, yani en iyiyi amaçlayan kadınların çatı örgütünün bir projesi.
Öncelikle Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu’na ait ve federasyonun sosyal sorumluluk projesinin adı Balat Kültür Evi…  Hem Balat’ın toplumsal yaşamını geliştirme amacını taşıyor, hem de bölge kadınları ve genç kızlarına meslek kazandırmayı hedefliyor.
Kültür Evi üzerinden de bu meslekleri hayata geçirmelerine ortam sağlıyor. Örneğin profesyonel mutfak eğitimleri var ve bu eğitimlerin neticesinde üretilenlerin de Kültür Evi’nin kafeteryasında satılarak gelire dönüştürülmesi amaçlanıyor.
Yine Balat Kültür Evi’ne baktığımızda ortaya koyduğu bir diğer güzellik daha söz konusu. “Yaşayan tarih, Rum, Ermeni, Musevi ve Türkler’in kaynaştığı yer’ olarak lanse ediliyor. Böylesine ayrıştırmanın körüklendiği bir ülkede, özüne uygun olarak bu temanın öne çıkarılması, insanı Anadolu gerçeği adına da umutlandırıyor. Çünkü aslında hepimiz bu ülkenin insanlarıyız ve sahibiyiz.
Yani Balat Kültür Evi neresinden bakarsanız bakın güzellik sergiliyor. Sonra buradaki dost sohbetinde dudaklarımdan bir ifade döküldü. İyi ki FEBAYDER var dedim. Nedir FEBAYDER? Fener Balat Ayvansaray Derneği…
Türkiye’de kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme evrilmesiyle birlikte semt sakinlerinin bir araya gelerek dokularına sahip çıktığı ve gözünü dolar bürümüşlere arka arkaya hukuki tokatlar attığı yapı…
Neresinden bakarsanız bakın mahalleli… Neresinden bakarsanız bakın semt insanlarının dayanışması… Neresinden bakarsanız bakın bilimsel temelli bir yaşam alanı mücadelesi.. Ve bugün ben Fener Balat Evi’nde gördüklerimle, yaşadıklarımla tekrar umutlandım.
Hem o mekânı oluşturan dokuyla, hem de sevdiceğim İstanbul’u hissetmenin keyfiyle. Peki, neden ‘İyi ki Febayder var’ dedim. Çünkü gerekli mücadele gösterilmeseydi, bugün o kültür evinin yerinde çok katlı bir rezidans olabilirdi. Yüreğinize, emeğinize sağlık soroptimistler ve teşekkürler FEBAYDER.