Terör ve Meclis

Dün TBMM olağanüstü toplantı için kapıları açtı. Sayım yapıldı, yeterli çoğunluk olmadığı için Meclis Başkanı ‘Hadi arkadaşlar tatile’ dedi. Oysa konu önemliydi. Son süreçte artan terör olayları konusunda muhalefet, iktidardan sorularına yanıt bekliyor, bunun Suriye’deki gelişmelerle bağlantısının ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Fakat ortadaki tablo beni biraz daha gerilere götürdü. Zira oluşan matematik, aynı konuda  ‘kim hangi tarafta veya kimin eli kimin cebinde’ dedirtti. Herkesin malumu ülkede bir Habur rezaleti yaşandı. Bugün meclisi ‘terör yüz bulur’ diye toplamayanlar, teröristlerin ayağına mahkeme götürdü.

‘Pişman mısınız? Hayır değiliz. Öylesiniz öylesiniz’  diyerek kandan medet umanların otobüs üzerinde şov yapmasına olanak tanındı. İçi boş açılım sarhoşu Başbakan ne kadar duygulandığını dile getirdi. İşte o gün BDP ile AKP aynı safta, MHP ile CHP aynı görüşteydi.

Sonra Oslo rezaletinin dedikodusu ayyuka çıktı. Başbakan kanıtlamayanları şerefsizlikle suçladı. Ardından ‘hükümet değil, devlet görüştü’, netice olarak da ‘ben gönderdim’ fazına geçildi. İşte yine o gün BDP ile AKP aynı safta, MHP ile CHP aynı görüşteydi.

Ardından terörün nasıl önlenebileceği ile ilgili partilerin bir araya gelmesi fikri ortaya atıldı. AKP, BDP’yi yok saydı. Yanına CHP’yi aldı, MHP hepsine karşı çıktı. Akıllar karıştı. Bir iki toplantının ardından CHP ile AKP genel başkanlar düzeyinde birbirine girdi. MHP, CHP’yi oyuna alet olmakla suçladı.

Şehit haberleri ve terör olayları arka arkaya gelmeye başladı; Suriye’den gelen sözde muhaliflerin de kışkırtmasıyla bölge karıştı. Tepkiler yükseldi, bu arada bir milletvekili kaçırıldı. Ortalık yine ayağa kalktı. CHP Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırdı.

Dünkü toplanamayan toplantıda CHP ile BDP aynı safta, MHP ile AKP aynı görüşteydi. Yine herkes birbirini suçladı, yine her parti karşı cepheyi yerden yere vurdu. Tüm bu fotoğraf içinde de Habur ve Oslo Fatihi AKP, ülke birlik ve bütünlüğünü savunma gerekçesiyle aradan zeytinyağı gibi sıyrıldı. Şimdi medyaya bakarsanız herkes haksız, AKP haklı…

BahsettiÄŸim olaylar asırlık geliÅŸmeler deÄŸil. 50 yıllık da deÄŸil. Son bir iki senenin yaÅŸananları… Ãœstelik tüm bu kırılma anlarının aralarına bir sürü baÅŸka geliÅŸme ve yaÅŸanmışlığı da katmak mümkün.

Benim aklım karıştı. Mikrofon uzatıldığında herkes teröre karşı… Ama aynı konuda partiler bir o safta, bir bu safta. Kimin kiminle aynı ya da farklı düşüncede olduğunu çözmek mümkün değil. Tam bir kimin eli kimin cebinde oyunu… Neyse ki akılların karıştığı noktada AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ortalara çıkıyor da, açıklamalarıyla bize şok tedavisi yapıyor. Fakat ben dört partiye de oy veren asillere sormak istiyorum.

Siz giderken bunlara böyle bir yetki verdiniz mi? Çünkü tüm kaosu sizin adınıza, İstiklâl Savaşı’nı kazanan Meclis’te yaratıyorlar. Bu arada da burnumuzun dibinde, bazıları devlet kurduğunu sansa da adım adım yeni İsrail kuruluyor. Anlamadım ki yapılan siyaset mi, yoksa izlediğimiz Hisseli Harikalar Kumpanyası mı? Artık kime ne hisse düşüyorsa…

[email protected]

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir