BaÅŸbakan Yardımcısı Ali Babacan, kredi kartlarında tek limit uygulaması konusunun ÅŸu anda BDDK tarafından çalışıldığını belirterek, ”Ama uygulaması kuÅŸkusuz zaman alacak bir konu. Teknik detayların iyi çalışılması lazım. Uygulamada sorunların olmaması lazım. Dolayısıyla ÅŸu anda gündemimizde. Ama bu hemen yarın, ertesi gün uygulanacak bir konu deÄŸil” dedi.
Ali Babacan, kredi kartlarında tek limit uygulamasının hayata geçirileceği zamana ilişkin de şu anda bir takvimin olmadığını bildirdi.
YEDEK AKÇE!
Zorunlu karşılıklara faiz verilmemesi dahil bankacılık sektörüne yönelik düzenlemelerin 8 milyar liralık ek yük getirdiği, dolayısıyla zorunlu karşılıklarda bir indirimin söz konusu olup olmayacağı yönündeki bir soruyu Babacan, şöyle yanıtladı:
”Bunu biz doÄŸrusu bir yük olarak deÄŸerlendirmiyoruz. Tam tersine iÅŸlerin iyi gittiÄŸi dönemde olası zor dönemler için yapılmış bir hazırlık olarak görüyoruz. Bunlar bir yedek akçedir.Zorunlu karşılıkların bir yere gittiÄŸi yoktur. Merkez Bankamızda gayet emniyetli bir ÅŸekilde durmaktadır. Zaten ÅŸartlar gerektiÄŸi zaman Merkez Bankamız zorunlu karşılık oranlarını düşürerek,BDDK genel karşılık oranını düşürerek bankalarımıza her türlü desteÄŸi verecektir. Ama gerektiÄŸi zaman… Åžu anda böyle bir gereklilik yok. Åžartlar onu gerektirirse bu da yapılabilir. Bunlar Türkiye’nin deÄŸerleridir. Hep söylüyoruz; ak akçe kara gün içindir. Buna böyle bakmak lazım.”
BaÅŸbakan Yardımcısı Ali Babacan, ”Malum yasa tasarısı Fransız Parlamentosunda aÅŸama aÅŸama ilerledikçe o aÅŸamaların seyrine göre bizim de daha sonraki aÅŸamalarda alacağımız ilave tedbirler kuÅŸkusuz olacak” dedi.
Babacan, Türkiye Bankalar BirliÄŸi Yönetimi ile bir araya geldiÄŸi toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken, zorunlu karşılıklara iliÅŸkin, kısa vadeli maliyet gibi görünenlerin uzun vadede Türkiye’nin topyekün kazancı olduÄŸunu belirterek, ÅŸu andaki yük gibi görünenlerin ileride Türkiye’nin yükünü hafifletecek tedbirler olduÄŸunu söyledi.
“DAHA SONRA ALACAÄžIMIZ Ä°LAVE TEDBÄ°RLER KUÅžKUSUZ OLACAK”
”Fransa’ya karşı ekonomik yaptırımlar söz konusu olacak mı?” sorusu üzerine Babacan, ”Dün sayın baÅŸbakanımız ilk etapta karar verdiÄŸimiz yaptırımları açıkladı. Ama bunun daha sonraki safhaları da var. Malum yasa tasarısı, Fransız Parlamentosunda aÅŸama aÅŸama ilerledikçe, o aÅŸamaların seyrine göre bizim de daha sonraki aÅŸamalarda alacağımız ilave tedbirler kuÅŸkusuz olacak. Sayın BaÅŸbakanımızın dün açıklamış olduÄŸu tedbirler sadece ilk aÅŸamadır, daha sonraki aÅŸamalar da var. Ama onun zamanlaması ve içeriÄŸi, bu yasa tasarısının Fransız Parlamentosundaki seyrine göredir” diye konuÅŸtu.
2012 için kredilerde sınırlamaya gidilip gidilmeyeceği sorusu üzerine, Babacan, önümüzdeki yıl için kredilerde herhangi bir sınırlama getirmeyeceklerini belirterek, şöyle dedi:
”Åžu anda ihtiyaç da olduÄŸunu düşünmüyoruz. Çünkü 2012 yılının büyüme oranı zaten 2011 yılına göre daha düşük bir oran olacaktır ve kredi hacmindeki geniÅŸleme de zaten iÅŸin tabii akışı gereÄŸi yüzde 25’den daha düşük olacaktır. Bizim beklentimiz budur. 2012 yılı için biz bir yandan kontrolsüz bir kredi hacmi geniÅŸlemesi ve buna baÄŸlı bir cari açık artışı istemiyoruz, yine 2012 yılında da Türkiye’nin bir resesyon durumuna düşmesini de istemiyoruz. Bu ikisi arasındaki dengeyi ustaca kurmak gerekiyor. Bu ikisi arasındaki dengeyi bir yandan para politikaları bir yandan bankacılıkla ilgili makro ihtiyati tedbirlerle götüreceÄŸiz.”
ZORUNLU KARÅžILIKLARA FAÄ°Z ÖDENMESÄ° Ä°STEĞİÂ
Ali Babacan, bankaların zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi isteğiyle ilgili olarak, bu konunun Merkez Bankasının yetkisinde bulunduğunu, şu anda Merkez Bankasının gündeminde böyle bir şey olmadığını bildirdi.
Bir gazetecinin ”2012’de zorunlu karşılıklara faiz olabilir mi?” sorusuna Babacan, ”Åžartlara baÄŸlı… Ama bugün için böyle bir ÅŸey gündemde yok” dedi.
Babacan, ”Dün, Fransız bankalarının operasyonlarının durdurulması yönünde ekonomi yönetiminden talep olduÄŸuyla ilgili bir haber vardı. Böyle bir durum var mı?” sorusuna da ÅŸu karşılığı verdi:
”Özellikle banka ismi zikredilerek yapılan haberleri ben çok sorumsuz bir habercilik anlayışı olarak görüyorum. Bugün bankacılık itibar üzerine yürüyen bir sektördür. Dolayısıyla Bankacılık Kanununda da herhangi bir bankanın itibarını etkileyecek ÅŸekilde bir yorumun, bir haberin de karşılığı vardır. Banka ismi vererek yapılan haber ve yorumların bu sorumluluk bilinciyle yapılmasında büyük fayda görüyorum.
Bu konu BDDK’nın yetisindedir. BDDK’nın herhangi bir bankayla ilgili herhangi bir talebi varsa BDDK, bunu sessiz bir ÅŸekilde o bankaya iletir, o banka da gereÄŸini bir süre sonra yapar. Dolayısıyla bu ÅŸekilde banka ismi zikredilerek bu konuların gündeme gelmesi son derece sakıncalıdır.”
“Ä°STANBUL FÄ°NANS MERKEZÄ° PROJESÄ°NÄ° ÖNÃœMÃœZDEKÄ° 1-2 AY İÇİNDE TBMM’YE SUNMAYI DÜŞÜNŞÜYORUZ”
BaÅŸbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ä°stanbul Finans Merkezi eylem planının gerektirdiÄŸi yasal düzenlemeleri ÅŸu anda hazırlamak üzere olduklarını belirterek, ”Önümüzdeki 1-2 ay içinde TBMM’ye sunmayı düşünüyoruz” dedi.
Babacan, Türkiye Bankalar Birliği yönetimiyle bir araya geldiği toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ä°stanbul Finans Merkezi (Ä°FM) projesiyle ilgili paket hazırlığının hangi aÅŸamaya geldiÄŸine iliÅŸkin bir soru üzerine Babacan, Ä°FM konusunda daha önce açıklanmış bir eylem planı bulunduÄŸunu anımsatarak, ”Bu eylem planının gerektirdiÄŸi yasal düzenlemeleri ÅŸu anda hazırlamak üzereyiz ve önümüzdeki 1-2 ay içinde TBMM’ye sunmayı düşünüyoruz” dedi.
Babacan, Ä°stanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın (Ä°MKB) yeni yönetimi konusundaki kararı, önümüzdeki hafta sonuna kadar oluÅŸturarak kamuoyuna açıklayacaklarını söyledi.
Bankalar Birliği ile geçen yıl ve bu yıl gerçekleştirdikleri toplantıların gündem farklılıklarına ilişkin bir soruya verdiği yanıtta Babacan, geçen yıl dünyada ekonominin toparlandığı ve Türkiye ekonomisinin çok hızlı bir şekilde büyüdüğü bir dönemde toplandıkları için bu büyümeyi nasıl yönetecekleri, kredi hacmindeki genişlemeyi nasıl belli bir çerçevede tutacakları konularını konuştuklarını anlattı.
”HERHANGÄ° BÄ°R KRÄ°Z SENARYOMUZ YOK”
Bu yıl dünya konjonktürünün çok deÄŸiÅŸtiÄŸini ve krizin yeni bir safhasına girildiÄŸini söyleyen Babacan, ”Kriz senaryosu üzerine mi konuÅŸtunuz?” sorusu üzerine, ”Herhangi bir kriz senaryomuz yok. Türkiye’nin önümüzdeki yılla ilgili pozitif bir büyüme beklentisi zaten var. Avrupa’nın resesyona girmekte olduÄŸu da bir gerçek. Avrupa’da, dünyada olup bitenin farkında olarak, ‘biz neler yapmalıyız, biz nasıl makul büyüme oranlarını Türkiye’de sürdürebiliriz? Bu tablo içinde bankacılık sektörünün rolü, sorumlulukları nedir?’ bunları görüşmüş olduk” diye konuÅŸtu.
Babacan, gelecek yıla iliÅŸkin büyüme rakamlarındaki beklentiler konusunda, orta vadeli programdaki yüzde 4’lük büyüme rakamının, Avrupa’da iÅŸlerin orta halli gittiÄŸi bir senaryoya göre hazırlandığını, iÅŸlerin iyi gitmesi durumunda yukarı yönlü, kötü gitmesi durumunda aÅŸağı yönlü revize edilebileceÄŸini kaydetti. Ali Babacan, her halükarda Türkiye’nin AB’nin en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olacağını söyledi.
“BÄ°ZÄ°M BANKALARIMIZ HEM 2010 HEM 2011’DE GÃœZEL PERFORMANS ORTAYA KOYDU”
BaÅŸbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye’de bankaların hem ihtiyatlı bir ÅŸekilde hem de son derece özgüvenli bir ÅŸekilde 2011’i tamamladığını belirterek, ”2010 ve 2011 yılı pek çok ülkede bankacılık sektörü için son derece sıkıntılı yıllarken, bizim bankalarımız hem 2010’da hem 2011’de güzel bir performans ortaya koydular” dedi.
Babacan, Türkiye Bankalar BirliÄŸi Yönetimiyle bir araya geldiÄŸi basına kapalı toplantının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, geçen yıl bu zamanlarda Ankara’da bütün banka genel müdürlerini davet ettikleri bir toplantı gerçekleÅŸtirdiklerini hatırlattı.
Bu yıl da hem 2011 yılını deÄŸerlendirmek, hem de 2012’nin beklentilerini ele almak üzere Bankalar BirliÄŸinin Yönetim Kurulu ile Finansal Ä°stikrar Komitesini bir araya getirdiklerini belirten Babacan, bugünkü toplantının Bankalar BirliÄŸinin daveti üzerine gerçekleÅŸtiÄŸini söyledi.
Ali Babacan, toplantıda dünyadaki gelişmeler ile ağırlıklı olarak önümüzdeki dönemde, özellikle 2012 yılında bankacılık sektörünü nelerin beklediği, sektörle ilgili neler yapılması ve hangi konularda reformların gerçekleştirilmesi gerektiğini konuştuklarını, uygulamayla ilgili gündem maddelerini ele aldıklarını ve karşılıklı değerlendirmeler yaptıklarını kaydetti.
Toplantıya Merkez Bankası BaÅŸkanı Erdem Başçı, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) BaÅŸkanı Tevfik Bilgin, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) BaÅŸkanı Åžakir Ercan Gül ile Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) BaÅŸkanı Vedat Akgiray’ın da katıldığını anımsatan Babacan, böylelikle hem hükümet olarak, hem de bağımsız kuruluÅŸlar olarak bankacılık sektörü konularını genel olarak deÄŸerlendirdiklerini ifade etti.
Böyle bir toplantının Avrupa veya Amerika’da yapılması halinde çok farklı konuların, çok farklı gündem maddelerinin ele alınacağına deÄŸinen Babacan, Türkiye’de güçlü bir siyasi istikrarın verdiÄŸi özgüven ve makroekonomik istikrarın saÄŸladığı olumlu bir ortamda bu toplantıyı gerçekleÅŸtirdiklerini vurguladı.
”HEP BERABER USTALIK DÖNEMÄ°NÄ° YAÅžIYORUZ”
Başbakan Yardımcısı Babacan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
”Bankalarımız, hem ihtiyatlı bir ÅŸekilde hem de son derece özgüvenli bir ÅŸekilde 2011’i tamamlamış oldu. 2012 ile ilgili kuÅŸkusuz dünyada riskler var. Ama bu risklere, karşımıza çıkacak farklı senaryolara karşı hazır olmak da bir gereklilik. Ancak biz hükümet olarak ve bankacılık sektörümüz, artık hep beraber ustalık dönemini yaşıyoruz. Bankalarımız zor dönemleri en iyi ÅŸekilde geçirmeyi baÅŸardılar. 2010 ve 2011 yılı pek çok ülkede bankacılık sektörü için son derece sıkıntılı yıllarken, bizim bankalarımız hem 2010’da hem 2011’de güzel bir performans ortaya koydular. SaÄŸlam bilanço yapıları, makro karlılık oranları var. Bakıyorsunuz takipteki alacaklar neredeyse tarihi düşük seviyelere inmiÅŸ durumda. Sermaye yeterliliÄŸi tüm dünya ile mukayese ettiÄŸimizde son derece yüksek oranlarda. Dolayısıyla bir yandan dünyadaki ve Avrupa’daki kötü ÅŸartlar, bir yandan güçlü bankacılık sistemimiz, bundan sonra neler yapacağımız… Bütün bunları deÄŸerlendirdiÄŸimiz bir toplantı oldu.”
AA