Hiç kafanıza kilise orgu düşdü mü? Zürafa tekmeledi mi sizi? Ya da rüzgarda başakları ahenkle dalgalanan bir buğday tarlasının ortasına uzanıp kuşları dinlerken traktör çiğnedi mi? İşte kendimi aynen öyle hissediyorum, 600 yıllık hayatımda ilk defa faniliği tattım son 10 günde. Yabancı yatırımcı ve uzmanlarla toplantılar, şirket ziyaretleri ve seminerler, şehirlerarası yolculuklar, ve umumi tuvaletlerde teşaşür etmeye çalışırken dolar kuru soranlar…
AKP çok şanslı bir parti, çünkü yabancı yatırımcı veya kreditörler yerel seçimlere zerre kadar önem vermiyor. İki benzer görüş hakim: İktidar değişmez. AKP nasıl olsa kazanır. Bu değerli şahsiyetlere bu görüşler doğru olsa dahi, işin püf noktasını kaçırdıklarını anlatmaya çalışıyorum. Sevgili Başkanım Erdoğan ve manevi liderim Bahçeli için bu seçim bir “beka meselesi”. Kazanmak zorundalar, kazanmak için her şeyi de yapacaklar. Lütfen TL ucuz, ya da carry getirisi çok ağız sulandırıcı diye öküz gibi mala girmeyin. “Her şeyi yapacaklar” başlığı altında ekonominin dokusuna verilen zararı inceleyin biraz.
Boşuna konuşuyorum tabii. Zaten yatırımcıların büyük kısmı bu hükümet iktidarda oldukça Türkiye’de işlem yapmamaya yemin etmiş, kalanlar da “Fed yakında faiz indirecek, Gelişmekte Olan Piyasalar’da (GOP, Ülkeler = GOÜ) yüksek faizli ne varsa alalım” modunda. Bunun üstüne bir de sıfırlanan cari açık ve zart-zurt her piyasadan yaptığımız dış borçlanma binince, kur oynamıyor tabii. Ama yakında oynayacak, hem de nasıl, poposuna neft sürülmüş çengi gibi.