Taner Berksoy’un bugünkü yazısı
Faiz çok yönlü, çok etkili bir iktisadi değişkendir. Bu denli fazla işleve sahip olması faizi kıskançlık yaratacak bir cazibeyle donatır. Bu cazibe herkese bir yanından faize bulaşma hevesi aşılar. Bu biçimde aşılanmış olanların başında da ekonomiyi yöneten siyasetçiler gelir. Nerede, hangi coğrafyada olduğuna bakmaksızın tüm politikacılar faizi belirleme konusunda aşırı istek sergilerler. Politikacının bu istekte birden fazla niyeti olabilir. Ama temel içgüdü ekonominin yönetilmesi ve bu bağlamda birilerine bir katkı sağlanmasıdır. Politikacı bu çerçevede faizi de kendi istekleri doğrultusunda kullanmak ister.
Oysa insanoğlunun geldiği noktada faizin politika aracı olarak kullanılması münhasıran para otoritelerine, yani merkez bankalarına bırakılmıştır. Ekonominin, özellikle de para alanının tüm bilgisine ve verilerine sahip olduğu varsayılan merkez bankalarının faizin belirlenmesi ve hareketleri üzerinde tek otorite olması öngörülmektedir. Bugünün dünyasında genel olarak kabul edilen formasyon budur.