GeçtiÄŸimiz hafta genelinde küresel piyasalarda yaÅŸanan geliÅŸmeler nedeniyle belirsizlik ve kırılganlığa iliÅŸkin algılamaların iyice arttı, zaman zaman etkili olan panik eÄŸilimler nedeniyle merkez bankaları daha kötüye gidiÅŸi önlemek üzere müdahale etti. Ä°ÅŸlem hacimleri düştü, fiyat oynaklığı arttı, kendi kendini besleyen olumsuz bir kısır döngü oluÅŸtu. ABD’de borçlanma tavanı sorununun asılmış olması, euro bölgesinde ise Yunanistan’ın bir kez daha kurtarılmış olması bu olumsuzlukların yaÅŸanmasını engelleyeemedi. Hisse senedi sert satışlarla eriledi, bazı emtialarda bu riskten kaçınma eÄŸiliminde etkilendi, Merkez Bankalarının müdahalesi döviz piyasalarındaki oynaklığın görece sınırlı kalmasına yardım etti. Piyasalar kapandıktan sonra bir kredi deÄŸerlendirme kurumunun ABD’nin notunu düşürmesi geleceÄŸe yönelik gerilimi arttırdı.
Yakın gelecekte yaşanacakları öngörebilmek için sebep-sonuç ilişkilerini irdelemek gerekiyor. mevcut eğilimlerin orta ve uzun vadede sürdürülebilir olmadığı sorunların ağırlaştığı zaten bilindiği için kısa vadeli ???????? bakış açısı ve spekülatif dürtülerle günü kurtarmak, beklentileri yönlendirerek günü kurtarmak önemliydi. Bu gerçekleri geniş kesimlerin istenmesi istenmediği için geri dönüşü olmayan bir yola girilmişti. Birgün küresel düzeydeki saadet zincirinin son defa kırılacağı ve onarılamadığı için ortalığın karışacağı öngörülebiliyordu. Piyasalardaki olumsuz eğilimler ya o kaotüz sonun yaklaştığı yada büyük oyuncuçların yetkili kurumları zorlayarak yeni taleplerinin karşılanmasına yönelik tehdit niteliğinde idi.
GeçtiÄŸimiz hafta salı günü ABD’nin açık olduÄŸu saatlerde olumsuzluÄŸu durulduÄŸu gözlendi ama ömrü 24 saati bile bulamadı. Bu mola ya sebep olan beklenti borçlanma tavanının aşılmasının verdiÄŸi rahatlama deÄŸil, federal reservenin üçüncü parasal parasal geniÅŸlemeyi çevreye sokacağı beklentisi idi. Fakat çarÅŸamba günü euro bölgesinde risk primlerinin yükselmesi üzerine Avrupa Merkez Bankası’ndan beklenen tahvil alımları konusundaki tutukluÄŸu durumunun yeniden olumsuza dönmesinde etkili oldu ve büyüdü. PerÅŸembe günü ise gönülsüz bir ÅŸekilde Avrupa Merkez Bankası’nın gönülsüz bir ÅŸekilde tahvil alımına girerek havayı yumuÅŸatmaya çalıştığı gözlendi, ancak çabalar yeterli olmadı. Cuma günü ise ABD’de açıklanan iÅŸsizlik verileri ve euro bölgesi tahvil alım beklentileri ile olumsuzluÄŸun kırılması yönünde çaba harcandı, dalgalı bir seyir yaÅŸanda. Piyasalar kapandıktan sonra ise Standart & Poor’s ABD’nin kredi notunu düşürdü. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ise dış piyasaları dikkatle izlediÄŸini kanıtlarcasına içerde yaÅŸanacak sarsıntıları hafifletmeye yönelik kararlar aldı ve uygulamaya koydu.
Bu aÅŸamada sormak gerekiyor ECB piyasaların umduÄŸu büyüklük ne çeÅŸitlilikte tahvil alır mı? Federal reserve üçüncü parasal geniÅŸleme paketini devreye sokar mı? Bunların olması veya olmaması durumunda neler yaÅŸanır? Ayrıca piyasalardaki sabırsızlığın sebeplerinin de bu sorulara verilebilecek yanıtlarla baÄŸlanmalı olabileceÄŸini dikkate almak, altın yükselmeye devam eder iken petroled yaÅŸanan gerilemenin sistemik riskte tehlikeli artış anlamına gelebileceÄŸini unutmamak gerekiyor. Riskten kaçınma eÄŸilimi güçlenmeye devam ederek güvenbunalımı yaratma noktasına gelir ise geçte olsa ABD ve AB Merkez Bankaları kendilerinden bekleneni yapmak zorunda kalabilir. Fakat bu kez yapılanlar piyasaları sakinleÅŸtirmeye yetmeyebilir. Avrupa Merkez Bankası’nın piyasalara direnerek kaçınmaya çalıştığı durumla karşılaÅŸması, gerek ABD gerekse euro bölgesinde enflasyon baskısının artması sorunların daha da içinden çıkılmaz boyuta gelmesine sebep olabilir. Zira piyasaların baÅŸka alıcı kalmadığı için risklerini ?????????? gödüğü Merkez bankalarına devretmeye kalkması, sorunların ağırlaÅŸması pahasına günü kurtarma anlayışının iflas ettiÄŸi anlamına gelebilir ve geliÅŸmeler tümüyle kontrolden çıkabilir…
GeliÅŸmeler Merkez Bankaları ile bankalar ve finansal piyasalar arasında kısa vadeli de olsa iÅŸbirliÄŸi ÅŸansını iyice azaltmış gibi görünüyor. Bir taraf diÄŸerlerini sakin olmaya devam etmek ve destek vaadi ile risk taşımayı sürdürmek konusunda ikna etmeye çalışıyor; diÄŸer taraf ise ağırlaÅŸan sorunları nedeniyle son üç yıldaki tavrını sergileyemiyor ve risklerini azaltmakla ısrarlı olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bırakın geniÅŸ kesimleri, yetki kurumlar ve siyasi iradeler ile finansal kesim, arasındaki güoven bunalımı derinleÅŸiyor… Özetle söylemek gerekir ise her bir kurum, destek vaatlerini ne iyimser varsayımları bir kenara bırakarak taÅŸadığı riskleri azaltmak istiyor. Belli ki taşıma su ile deÄŸirmenin dönemeyeceÄŸi algılaması güçleniyor iÅŸ iÅŸten geçmeden bir ÅŸeyler yapma tepkiselliÄŸi durulmuyor… Bu vahim tablonun yanında, ABD’nin kredi notunun düşmesi bile önemsiz bir ayrıntı haline geliyor.
Çok kısa vadede zaman zaman “bekle-göre”e dayalı durulmalar yaÅŸansa bile benzer sıkıntıların artan bir sıklıkla yaÅŸanması, sorunların ağırlaÅŸması ve güvenbunalımının derinleÅŸmesi ihtamil hayli yüksek. Rikkatli ve tedbirli olmaktan vazgeçmeyen, böyle gitmeyeceÄŸini unutmayın… Hiç bir ÅŸey eskisi gibi olamayacak!
doğru söze ne denir ki hocam:)