S&P Türkiye’nin Görünümünü Pozitiften DuraÄŸan’a Düşürdü

S&P Türkiye’nin kredi notunun görünümünü pozitiften nötre çevirdi. KuruluÅŸ Türkiye’nin dünyada azalan talep nedeniyle özellikle dış ticaret dengesindeki riske dikkat çekti. S&P uluslararası finansman koÅŸullarında da daralma olduÄŸuna dikkat çekti.  KuruluÅŸ Türkiye’nin net dış borcunun yüksekliÄŸine dikkat çekti. Ayrıca S&P Türkiye’nin milli gelirine bakıldığında ticaret partnerlerinin altında bir milli gelire sahip olduÄŸu ve iÅŸgücü verimliliÄŸinin düşük olduÄŸuna vurguladı. S&P ayrıca kadın istihdamının düşüklüğünün de altını çizdi. KuruluÅŸ Türkiye’nin 2012 yılı büyüme oranını da yüzde 2 olarak açıkladı.
S&P tarafından dikkat çekilen gerekçeler ise şöyle sıralanıyor;
– Düşük dış talep makro ekonomik dengelenmeyi zorlaÅŸtıracak ve Türkiye’nin kredibilitesini de riske sokabilecek niteliktedir. Çünkü hem dış borçları yüksek hem de bütçenin gelirleri içindeki dolaylı vergiler yüksek seviyededir.
– Yüksek boyuttaki dış borç ve dış borç finansman ihtiyacı, döviz geliri elde edebilme kapasitesiyle karşılaÅŸtırıldığında yetersizdir.
– Türkiye’nin milli gelir seviyesi ticaret yaptığı ülkelere göre düşüktür. Bu da düşük toplam verimliliÄŸi ve düşük iÅŸgücü katılımını göstermektedir. Özellikle de kadınların oranı düşüktür.
– 2010-2011 yılları arasındaki kredi artış hızı riskler yaratmıştır. Türkiye’nin GSYIH büyüme oranı son iki yılda yüzde 8’i aÅŸtı ve çok büyük bir kısmı kredi büyümesiyle saÄŸlandı ki; bu kredi büyümesinin kaynakları da kısa vadeli dış finansmandı. İç talep, özellikle ithalatı yoÄŸun ve ithalatı uyarıcı özel tüketim ve yatırıma yöneldi ve bu da GSYIH büyümesini saÄŸladı.  Bu faktörlerin hepsi birleÅŸince Türkiye’nin cari açığı cari denge gelirlerinin yüzde 40 üzerine çıktı (GSYH’nın yüzde 10’una tekabül ediyor) ve finansal sektörün dış borcu Cari denge gelirlerinin yüzde 40’ına yükseldi. Bu rakam 2009 sonunda yüzde 7 olmuÅŸtu.  Tahminlerimize göre Türkiye’nin toplam dış finansman ihtiyacı (Cari açık + kısa vadeli dış borç ) 2012 yılındaki  “cari denge gelirleri+ kullanılabilir rezervlerin”  yüzde 142’sine ulaÅŸacağını tahmin ediyoruz ki bu oran derecelÅŸndirem yapyılanlar içindeki en yüksek orandır.
– Dış finansmana bu kadar baÄŸlı olmak Türkiye’yi iç ÅŸok (eÄŸer artan kredi büyümesi beraberinde kötü kredileri de beraberinde getirirse) ve dış ÅŸoklara (yabancı finansmanın herhangi, bir sebeple aniden kesilmesi durumuna) karşı açık hale getiriyor. Bu tür dışsal bir ÅŸok TL’nin hızla deÄŸer kaybetmesine neden olarak direkt enflasyona geçiÅŸ yapar. Bu durumda içerideki faizler artar ve devletin borçlanması maliyetlerini de hızla artırır. Buna ek olarak, görüyoruz ki, Türk bankaları 2011 sonu itibariyle  dışarıdan 14.8 milyar dolar yabancı kaynağı Türk Lirası menkul kıymetleri teminat göstererek saÄŸlamış durumdalar. Dışsal bir ÅŸok durumunda teminat tamamlama çaÄŸrıları (margin calls) olması durumunda ya tahvil fiyatları düşecek ya da TL deÄŸer kaybedecektir.
***
S&P’nin açıklamasının devamında ise bütçe koÅŸullarına deÄŸinilerek, 2011 yılında bütçe performansının kredi büyümesiyle oluÅŸtuÄŸunu ve bunun geçici olduÄŸunu söylüyor. Ayrıca Merkez Bankası’nın izlemekte olduÄŸu koridor olarak tanımlanana para politikasının kredi üzerinde bir etkisi olmadığını savunuyor. Kredi büyümesindeki yavaÅŸlamanın BDDK tedbirleri ile olduÄŸunu vurguluyor. DiÄŸer taraftan sosyal güvenlik açığının çok önemli olduÄŸu ve burada sosyal güvenlik reformu gerektiÄŸi belirtiliyor.  Notun artması için gerekli ÅŸartlar da sıralanmış. Buna göre eÄŸer Türkiye’de yapısal reformlar ve enerji reformu devam ettirilirse, eÄŸitim ve iÅŸgücü piyasası reformları sürdürülürse ve bu da direkt yabancı yatırımı net bir ÅŸekilde ülkeye çekerek büyümeye olumlu katkı yaparsa notun yeniden artırılabileceÄŸi vurgulanıyor.  Notu artıracak bir baÅŸka geliÅŸmenin de dış talep koÅŸullarının kendi senaryolarında beklenenden çok daha olumlu olması ve net ihracat büyümesi ile olacağı belirtilirken, bu tür bir geliÅŸme durumunda bankacılık sisteminin ve mali yapının bozulmayacağı daha saÄŸlıklı bir büyüme olacağı vurgulanıyor.
Türkiye’nin notunun daha fazla düşmesinin hangi koÅŸullarda olabileceÄŸi de vurgulanmış. EÄŸer dış talep kendi senaryolarından daha kötü olur ve petrol fiyatları da artışa geçerse ve dışarıdan saÄŸlanan yabancı kaynağın maliyeti artarsa iç talebin çok sert bir düşüş göstereceÄŸi ve bunun da bütçe dengelerini ve bankacılık sisteminin kredibilitesini zayıflatacağı söyleniyor. Ä°ÅŸte bu tür bir durumda kredi notunun da düşeceÄŸi belirtiliyor.
YORUM:
S&P’nin açıklamasının geneline baktığımız zaman, Türkiye için uyarı niteliÄŸinde bir not deÄŸiÅŸimi olarak görebiliriz. Gerçekten de dünyanın en yüksek cari açığına sahip bir ülke olarak dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle yapısal reformların ve sosyal güvenlik açıklarının bir anda Türkiye’yi bir anda hızla daralan, bütçesi bozulan, gelirleri hızla düşen ve dışarıdan saÄŸladığı dış borçları çeviremeyen bir girdaba sokabilir. Unutmaynız ki ÅŸu an batması beklenen Ä°spanya’nın borç/GSYH oranı 2007 yılında yüzde 35’di. Bütçe fazlasının GSYH’ya oranı yüzde 2 civarındaydı. Bankalar ise çok saÄŸlıklı bir yapıdaydılar. Fakat inanıyorum ki, bizim yöneticilerimiz S&P’nin bu not deÄŸiÅŸimine ve söylediklerine  karşı ciddi kızgınlık içeren açıklamalar yapacaklardır. Sonuç. olarak S&P’nin temel senaryosuna göre Türkiye bu yıl yüzde 2 büyüyecek. Bu da bazı sorunları beraberinde getirecek. Ama son söylenmesi gereken ÅŸey ÅŸudur ki, Ä°ncelediÄŸim 40’ın üzerinde kriz örneÄŸinde de gördüğüm üzere, krediyle büyüyen iç talep ve milli gelir çökmeye mahkumdur. Dışarıdan para bulabildiÄŸiniz sürece bu yalan dünya devam eder. Bir sabah kalktığınızda size kredi açanlar arkasını dönmüştür ve zamanı gelen borçları tekrar çevirmezler ya da çevirmek için çok daha yüksek faizler isterler. Ä°ÅŸte o an bir fırtına kopar, iÅŸte o an yer yerinden oynar.  S&P de ÅŸimdiden bu tür geliÅŸmeler olmaması için yapılması gerekenleri söylüyor ve uyarısını gönderiyor.  Bu kararı siyasi bir karar olarak görmek ve komplo teorileri kurmak yanlıştır. Ama tabi ki öyle olmayacak. Herkes S&P’ye veryansın edecek, beni de yabancı uÅŸağı olmakla suçlayacaklar, yani hep birlikte başımızı kuma gömeceÄŸiz.  Fakat ÅŸunu da söylemeden edemeyeceÄŸim; yabancılardan Türk tahvillerine talep artmaya baÅŸlamış ve yabancılar geçen haftadan itibaren Türk tahvillerine girmeye baÅŸlamıştı. Bu nedenle zamanlamayı manidar görüyorum… Belki de S&P Türkiye’ye ciddi bir sıcak para giriÅŸi olabileceÄŸini gördü ve bu uyarıyı yaptı…
Piyasalar üzerindeki etkisine gelince…  Çok fazla merak edilecek birÅŸey yok. Borsa belki açılışta biraz düşer ama Türkiye için ayrı ve bağımsız bir olumsuz trendi baÅŸlatmaz. Yine dış piyasalara paralel bir seyir izleriz. EÄŸer dış piyasalar düşerse biz de düşeriz, dış piyasalar düzelirse biz de fena olmayız. Bu yazının yazıldığı sırada Dow endeksi yeni rekor seviyeleri gördü. Ä°malat sanayi üretim ve beklentiler endeksleri beklentilerden çok daha olumlu gelince ABD borsalarında hava günlük güneÅŸlik olmuÅŸ görünüyor. Avrupa ise kapalı.  Yarın sabah “Paranın Rotası”nda görüşmek üzere…

Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.