Ekonomi yönetimimizin kamudaki aktörleri bir yandan dünyada baÅŸta geleneksel pazarımız Avrupa’da olmak üzere daralmanın yarattığı olumsuzluktan söz ediyorlar. Bir yandan da 2023 hedefimizin kiÅŸi başına 25 bin dolar ve 10. Büyük ekonomi olduÄŸu iddiasını tekrarlıyorlar. Bugünkü üretim yapımız ve üretimdeki insan malzememizle bu hedefe ulaÅŸmamız mümkün olmaz. O nedenle “Yeni nesil ve süreklilik taşıyan reform politikasını” hiç vakit kaybetmeden hayata geçirmemiz gerekir.
Bakanlar ve ekonomi yönetiminde yer alan bürokratlar birbiri ardına yaptıkları açıklamalarda bizim ekonomimiz konusunda iyimser görüşler ortaya koysalar da dünyada ve özellikle Avrupa’da krizle ortaya çıkan daralma karşısında, yeni ÅŸeylere ihtiyacımız olduÄŸunun altını çiziyorlar. Ayrıca, 2023’te 25 bin dolarlık milli gelire sahip Türkiye için daha kaliteli, katma deÄŸeri yüksek, rekabetçi üretimin gerekliliÄŸi üzerinde duruyorlar.
Önce, bu 25 bin dolar hedefi için basit bir hesap yapalım. Bizim 10 yılda milli gelirimizi iki katına çıkarabilmemiz için her yıl yüzde 7 büyümemiz gerekir. Bu bizim milli gelirimizi on yılda bu kümülatif olarak iki katına 20 bin doların üzerine çıkarır.
Bunun için tıpkı 2001-2008 döneminde olduğu gibi biz mali disiplin ve reformlar ile hareket ederken  dünyadaki yüksek likidite ile hızla gelişmemize neden olan dönem gibi, yine mali disiplinli yeni nesil reformların hayata geçirildiği bir dönem yaşamamız gerekir.
Ali Babacan, dün “G 20 Finansal Sistemik Risk konferansı”nda yaptığı konuÅŸmada ekonomik yapımızı deÄŸerlendirir ve 2023 hedefi konusuna deÄŸinirken “Türkiye’nin üzerine eÄŸilmesi gereken çok önemli konular” olduÄŸunu belirtip, ihtiyaç duyduÄŸu iki reformu şöyle açıklıyor:
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.