Yeni 61. Hükümet ile ilgili ilk deÄŸerlendirmem, “Takvilyeli 60, Hükümet” ÅŸeklinde. Temel sorunlarla ilgili belli özel görevlendirmelerin yapılmasına imkan tanıyan yeni Hükümet’le ilgili asıl deÄŸerlendirmemiz doÄŸal olarak Hükümet Programının okunması ve bazı sorunların ele alınmasından sonra oluÅŸacaktır. Ama bugün sorunlar ve ilgili bakanlıkları birlikte deÄŸerlendirdiÄŸimiz ilk resim bizim iyimserlik taşımamıza neden oluyor.
Kurulan yeni Hükümeti sorunlar ve çözümü açısından ele aldığımızda ortaya konuya iyimser olarak yaklaşabileceğimiz bir tablo çıkıyor. Doğaldır ki bunu yeni Hükümet programının açıklanmasından Meclisin bütün unsurlarıyla yeniden çalışmaya başlamasından sonra daha iyi değerlendirebiliriz. Çünkü ülke gelişmesinde iktidar muhalefet arasında proje ve diyalog içersindeki yarışın yaratacağı sinerjinin önemi büyüktür.
Önce yeni Anayasa diyelim: Her ne kadar son dönem söyleminde bazı olumsuzluklar olsa da hem seçimlerde halkın söyleminin doÄŸru okunması, hem de 12 Eylül’ün haki Anayasa’sının yerini sivil toplumsal katılım ve diyalog içinde yer alan Anayasa’nın hazırlanması ülkede üzerinde konsensüse varılmış bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hem Meclis BaÅŸkanı Çiçek’in kiÅŸiliÄŸi hem de kabine içersinde önemli konumda görev alan Hukukçular olumsuzlukların aşılıp katılımcı bir yöntemle sivil Anayasa yapılmasına imkan tanıyabilir.
Kürt sorunu: Şu anda konunun taraflarından BDP ile iktidar arasında çalışmalı bir görünüm vardır. Ancak, İçişleri Bakanlığı döneminde bu sorunun çözümü yönünde Kandil yaklaşımını hayata geçirme girişimde bulunan Beşir Atalay Başbakan yardımcısı bu konuyla doğrudan birebir ilgilenecek konumdadır. Hem eski görevi gereği devletin bu konuda Kandil ve Abdullah Öcalan görüşmelerine vakıf olması, hem Kandil girişiminde doğan hatalı sonuçtan ders çıkarabilecek durumda olması onu yeni dönemde sorunu daha iyi değerlendirebilecek konuma getirmiştir. Yeni İçişleri Bakanı ve yeni Milli Savunma Bakanları da kendi alanlarında kendisine destek verebilecektir.
Cari açık ve yeniden üretime dayalı ekonomiye dönülmesi: Hükümet Ekonomik çatısını ağırlıklı olarak korumanın yanı sıra belli konularda da tahkim etmiÅŸ görülüyor. Uzun süredir Ekonomi yönetiminin en üst koltuÄŸunda ve koordinasyonu yürüten Ali Babacan konulara ve sorunların geçmiÅŸine hakimdir. Gecen dönem birlikte çalıştığı Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek’le bu dönem de denk bütçe ve mali disiplin çalışmalarını daha etkin yürütebilecek, gereÄŸinde vergi reformu için giriÅŸimde bulunabilecektir. Babacan, ekonomi bürokrasisiyle ve ekonomiden sorumlu bakanlarla da ortak çalışmalar yürütmüştür. Åžimdi bir yandan Zafer ÇaÄŸlayan ve Hayati Yazıcı ile ihracatı artırıcı, ithalatı frenleyici çalışmaların yolunu arayarak cari açığı geriletmeye çalışabilecektir. Bir yandan Cevdet Yılmaz, Nihat Ergün ve Mehti Eker’in katkılarıyla kalkınma stratejileri geliÅŸtirmeye çalışken, Kobi’lerin yeniden üretmek kılınması ve rekabetçi olabilmelerinin önünü açıcı reformist politikaları hayata geçirme imkanı elde edebilecek, bununla tarımdan sanayiye katma deÄŸeri yüksek ürünler üretimin gerçekleÅŸmesini saÄŸlayabilecektir. Sanayi bakanlığının altı çizilen yeni iÅŸlevi “Bilim ve teknoloji” unsurlarını Ar-Ge ve inovasyon alanındaki geliÅŸmelerle üretim yapısını geliÅŸtirmede kullanabilecektir. Ekonomi de geçen dönemde kısmen gördüğümüz takım oyunu bu kez aktörlerinin birbirini daha yakından tanıması ile daha iyi oynanabilecektir.
Hükümetin ekonomi yönetiminin diÄŸer iki ayağında da DışiÅŸleri Bakanı Ahmet DavutoÄŸlu’nun geçen dönem hayata geçirdiÄŸi ve olumlu sonuç veren, “KomÅŸularla sıfır sorun ve birçok ülke ile yeni vize uygulamaları” benzeri yeni projelerle ekonomiyle katkıyı sürdürebilir. Bu kez kabine içinde milletvekili olarak görev alan Avrupa BirliÄŸi Bakanı Egemen Bağış, Hırvatistan’la aynı zamanda yola çıktığımız, onlar müzakere sürecini tamamlarken, biz 35 maddeden sadece birini sonuçlandırdığımız müzakere sürecine ivme kazandırabilir. Ayrıca, Gümrük BirliÄŸi anlaÅŸmasına karşın malların serbest dolaşımına engel getiren Tır’larımıza kotalar ve şöförlere engelleyici vizemler sorunlarıyla mücadele edebilir. AB’nin ikili anlaÅŸma yaptığı üçüncü ülkelerin ülkemize ihracatında AB imkanlarından yararlanırken, biz mal satarken gümrük ve kota engelleri ile üçüncü ülkeler durumunda kalmamıza neden olan olumsuzlukların sonlanması mücadelesini de vererek ekonomimizi daha rekabetçi kılacak geliÅŸmeler elde edebilir.
Enerji Bakanı Taner Yıldız, enerji de yerli girdiyi azaltıcı geliÅŸmelere destek vererek, Veysel EroÄŸlu, ülkemiz sularında HES’lerin uygun geliÅŸimine katkıda bulunarak yerli enerji girdisinin artmasına destek olabilecektir. Çevre ve Åžehircilik Bakanı ErdoÄŸan Bayraktar da kentsel dönüşüm ve yeni uydu kentler porejeleriyle inÅŸaat sektörüne ivme vererek, UlaÅŸtırma Bakanı Binali Yıldırım da yürüttüğü kamunun ulaÅŸtırma projeleriyle ekonomiye destek verecek canlılığı saÄŸlayabilecektir.
Benim yeni Hükümeti önemli sorunlarımız açısından ilk değerlendirmem bu şekilde ve iyimserlik içeriyor.