Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Türkiye’de yoksul olmadığını iddia ettiği açıklamalarına bugün biraz daha detaylı bir yorum yapmak istiyorum. Çünkü görüyorum ki Sayın Babacan kadar fanatik iktidarcılar da nerede yaşadıklarının farkında değiller.
Bu ülkede 13 milyona yakın insanın yatağa aç girdiğine inanmayanlar var. Elbette sokakta dolaşmazsanız, işinize toplu taşıma kullanarak gitmiyorsanız, insanların konuşmalarını duymuyorsanız, boş vakitlerinizde esnafı, çalışanı ziyaret edip, sohbet etmiyorsanız, sırça köşkler içinde sokağın gerçeğini bilmeniz mümkün değil.
Sayın babacan ülkede yoksul insan bulunmadığından bahsediyor ama bakın TÜİK’in ortaya koyduğu tespitler bile ekonomi yönetimini doğrulamıyor. Eylül 2012 itibariyle açıklanan TÜİK Yaşam Memnuniyeti Araştırması’na bakalım.
62,6 milyon kişi tatil yapamıyor; 30,2 milyon kişi çatısı akan rutubetli evlerde oturuyor. 30 milyon insan yeterince ısınamıyor. 44,7 milyon kişi taksitle ve borçla yaşarken 19 milyonu borçlarını ödemekte zorlanıyor. 58 milyon kişi geliri izin vermediği için yıpranmış mobilyasını değiştiremiyor.
Devletin resmi yoksulluk rakamlarına göre bile 11,6 milyon vatandaş yoksulluk sınırının altında yaşıyor. 13,4 milyon kişi de sürekli yoksulluk riskiyle yaşıyor. TÜİK rakamları Türkiye’de hane halkının hayatını borçla devam ettirdiğini ortaya koyuyor.
Buna göre kurumsal olmayan nüfusun yüzde 61,8’inin ailesinin taksit ödemeleri ve borçları bulunuyor. Bu borçlar “konut alımı ve konut masrafları” dışarıda tutularak hesaplanıyor. Ayrıca bu borç ödemeleri, yüzde 26,2’sinin hanesine çok yük getiriyor. Araştırmaya göre kurumsal olmayan nüfusun yüzde 60,4’ü, yani 43,7 milyon kişi ciddi finansal sıkıntıyla karşı karşıya…
Bir tespit de Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nda var. Rapora göre ülkede 27 şehir yoksulluk düzeyinde bulunuyor. Hadi gelin bir de piyasanın durumuna bakalım. Onun sağlamasını da Adalet Bakanlığı’nın 2011 yılı ‘Suç haritası’ raporunda bulabiliriz.
Bu tespite göre Türkiye’deki 54 şehrin derdi icra ve iflas davalarının yaygınlığı. Dikkatinizi çekerim bu rapor geçen yılın verilerini ortaya koyuyor. Yani protestolu senetlerin ve karşılıksız çeklerin patladığı 2012 yılına ilişkin rakamlar henüz ortada yok.
Şimdi dönüp tekrar sormak istiyorum: Siz nerede yaşıyorsunuz? Bu ülkede insanların bir türlü anlamadığı bir gerçek var. Ekonominin siyaseti olmaz politikası olur. Çünkü siz ne kadar siyaset yaparsanız yapın, ekonomi bilimi er ya da geç gelir yüzünüze gerçeği vurur.
Tüm bunlara rağmen gözlerinizi kapatarak yaşamaya devam etmek istiyorsanız, benim ona yapacak bir şeyim yok. Ona kısaca ‘devekuşu sendromu’ diyoruz.
Ekonomi politikasının sonuçları o ülkenin düşen risk primi düşen faiz oranları yükselen borsası, her halka arzda yaşanan büyük taleplerle de anlaşılır, fanatik chp li olarak verdiğiniz rakamları kontrol ederim bilahire, talnız nasıl da işinize gelince tüik rakamlarını hatalı işinize gelince de nasıl doğru görebiliyorsunuz komik oluyor. Benim köyümde 3-5 yıl önce ayağına giyecek lastik çarığı olmayan adamlar bir şahsi araç bir de traktör sahibi olmuş, maaşı olmayan kapıcılar sıfır otomobil almış, ha borçla morçla girmiş olaya cesaret etmiş. Halka yakın yaşayan iktidar sırça köşklerden vazgeçmeyen muhalefet var siz daha bir dikkatli analiz ediniz bence, uzun zamandır yanılgılar içindesiniz.