Sıradan vatandaş açısından Türkiye’nin on altıncı büyük ekonomi olmasının anlamı ne? Soruya yanıtım çok kısa: Hiçbir önemi yok.
Bazen –umarım sadece bazendir- anlayışım çok kıtlaşıyor ve takılıp kalıyorum. Bir türlü anlayıp ilerleyemiyorum. Bu zafiyetimin en güncel örneği, şu Türkiye’nin dünyanın bilmem kaçıncı büyük ekonomisi olması ‘meselesi’.
Hazine Müsteşarlığı’nın her hafta güncellenen, bilgi vermek açısından çok yararlı olan ve müsteşarlığın internet sayfasından ulaşılabilecek ‘Türkiye Ekonomisi’ raporu ‘Türkiye ekonomisinin dünyadaki yeri’yle başlıyor. 2010 sonuçlarına göre Türkiye, dünyanın on altıncı büyük ekonomisi. Bu büyüklük elbette yabancı yatırımcılara Türkiye pazarı hakkında önemli bir bilgi veriyor. Ayrıca dış ilişkiler açısından da Türkiye’nin büyük bir ekonomi olması önemli. Peki, sıradan vatandaş açısından Türkiye’nin on altıncı büyük ekonomi olmasının anlamı ne? Soruya yanıtım çok kısa: Hiçbir önemi yok. Neden yok?
İsviçre, İsveç, Norveç, Danimarka gibi ülkeler listede yer almıyorlar. Ekonomileri yeteri kadar büyük değil çünkü! Sanıyorum, sıradan kişileri derinden etkileyen ve ilgilendiren hemen her konuda olumluluk açısından dünyanın en önünde gelen bu ülkelerin vatandaşları çok üzülüyorlardır en büyük ilk yirmi ekonomiye sahip ülke arasında yer almadıkları için. Öyle ya, listede İran on yedinci, Meksika on birinci, Çin ise ikinci sırada. Uyuşturucu baronlarının sürekli cinayet işlettiği Meksika vatandaşlarına, baskı altında yaşayan Çin vatandaşlarına, saçları bir miktar göründü ya da pantolon giydiler diye karakola davet edilen İran kadınlarına bakıp iç geçiriyorlardır; “Hele de ne güzel yaşıyor büyük ekonomiye sahip Meksika, İran ve Çin vatandaşları” diye.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.