11:50
Bu haftaya başlarken önemli bir stresin hakim olduğunu söyleyebiliriz. Hem dış borsalar hem de iç piyasalarda geçen hafta önemli dalgalanmalar vardı. İMKB’deki düşüş yabancı borsalar içerisinde en yüksek seviyede oldu.
Bunun nedenlerine baktığımızda ise;
1. Doğalgaz ihalesinin iptali ve enerji ihalelerine ilişkin olarak, Karamehmet-Kazancı ortaklığının, enerji ihalelerinde de gerekli ödemeyi yapmayacakları beklentisinin oluşması.
2. Cari açığın 60 milyar doları geçmesi ve içeride kredilerdeki artış hızının yavaşlamamış oması ve iç talebin gücünü koruması nedeniyle cari açığın büyüyeceği beklentilerinin oluşması.
3. Seçimden sonra iç talebi kısıcı maliye ve para politikası tedbirlerinin alınacağı beklentilerinin oluşması
4. Dış piyasalarda borsaların genelde düşüş trendine girmesi ve gelişmekte olan ülkeler endeksindeki gerileme.
Yukarıdaki grafik, gelişmekte olan piyasalar endeksi (MXEF) ve İMKB100’ün hareketlerini vermektedir. Görüldüğü üzere, MXEF ve İMKB100 arasında sıkı bir korelasyon mevcuttur. Sadece İMKB’de değil, aynı zamanda gelişmekte olan piyasalarda da sert bir düşüş var. Bu grafiğin anlattığı veya verdiği en önemli mesaj, fonların gelişmekte olan ülkelere şu an itibariyle soğuk bakmaya başladığıdır. Yani sadece Türkiye’ye özgü bir negatiflik veya ayrışma yerine, hisse senedi piyasalarına karşı, daha genele yayılmış bir olumsuzluk sergilemesidir.
Bunun en önemli sebeplerinden biri de başta Çin olmak üzere, gelişmekte olan ülkelerde faiz artırım sürecinin başlamış olması ve bu ülkelerde toplam talepte bir soğumanın bekleniyor olmasıdır. Ayrıca Avrupa’daki borç krizlerinin de genel havanın negatife dönmesinde etkili olduğunu söylemek mümkün.
Aşağıdaki grafikte de İMKB100 endeksi ile yabancı takas oranı verilmektedir. Daha önce de bu grafiği vermiştim. Bu grafikte ilginç olan önemli bir nokta var. Normalde yabancı takas oranı ile İMKB100 arasında doğrusal bir ilişki vardır. Yani yabancıların alımı arttıkça, borsa yükselir, yabancılar sattıkça borsa düşer.
Grafik üzerinde sağ tarafta iki dikey kırmızı çizgi arasına dikkat edilecek olursa, borsa yükselirken, yabancı takas oranı düşmekteydi. Bir bakıma yabancılar satıyor, yerliler alıyordu ama yerlilerin alımı yabancıların satışını karşılamakla kalmayıp, daha da fazla miktarda oluyordu ki, borsa endeksi artıyordu.
Fakat geçen hafta itibariyle bu ters ilişki bozuldu ve yabancı takası azalırken, borsada sert düşüşler meydana geldi.
Bu aşaamdan sonra İMKb100’ün sağlıklı bir yükseliş yapması için en azından, gelişmekte olan ülkeler endeksinin dip yapıp yukarı bir harekete başlaması ve yabancı takas oranının en azından düşüşünü durdurması gerekiyor.
Tüm bu analizlerden hareketle, borsada sağlıklı bir yükseliş trendinin bozulduğunu ve yeni trendin aşağı yönlü olduğunu söyleyebiliriz. Aşağı yönlü trendin hakim olduğu durumlarda, yükselişler genellikle cılız kalmakta ve yukarı yönlü tepkiler şeklinde kendini göstermektedir.
Bu nedenle, en azından önümüzdeki 1-2 aylık süre içerisinde beta değerleri yüksek ve İMKB ile çok yakın hareket eden hisse senetlerinde orta vadeli pozisyon taşımamak, genelde trade amaçlı alım satımlar yapmak gerekiyor.
Aşağı trendlerde kar edebilmenin bir başka yolu da Varantlar ve VOB olabilir. Fakat varantlarda, varanta yatırdığınız paranın tamamının yok olma olasılığı yüksektir. Bu nedenle bir sigorta gibi düşünülmelidir.
Endeksin, önümüzdeki birkaç haftalık süre içerisinde 62.500 ile 67.250 aralığında kalacağını söyleyebiliriz. Haftaya başlarken, endeks 64 bine kadar geriledi ve şu an 64.500 civarında bulunuyor. Normal şartlar altında eğer 65.200 desteği tutsaydı sert yükselişler görebilirdik ve ilk aşamada en azından 66.400’e kadar yükseliş oldu. Fakat şu an teknik göstergeler dip oluşum sürecinin zaman alacağını gösteriyor. Bu süreçte bu hafta endeks 63 bin civarına kadar gerileme yapabileceği için alım yönünde olmamakta fayda var. Fakat kağıt bazında güzel hareketler olabiliyor. Endkes bazında 62.500-63.000 aralığı görülene kafdar alım için acele edilmemeli. ELinde kağıt olanlar için zaten geçen hafta sonunda 65 bin 150 civarında satış önermiştik. Onun öncesinde de 67.300 krıılırken satış önermiştik. biraz geri çekilip izleme zamanıdır.
DOLAR:
Dolar geçen haftaya 1.5370 seviyelerinden başladıktan sonra 1.5915 seviyesinden kapandı ve yaklaşık yüzde 5 değer kazandı.
Bugn kadar raporlarda genel olarak dövizden uzak durulması gerektiğini belirtiyordum. Fakat geçen haftaki raporda;
“… dolar uluslararası piyasalarda değer kazanmaya başlarsa, Türk lirasına karşı da değer kazanması söz konusu olacaktır. Bu tür durumlar olursa yeniden değerlendirme yapmamız gerekecektir…”
Şeklinde bir vurgu yapmıştık. Geçen hafta içinde euro bölgesindeki sorunlar nedeniyle euro dolar paritesindeki sert gerilemeye bir de, açıklanan Cari açık rakamlarımız eklenince, ayrıca oğal gaz ihalesi iptal edilince dolar TL kuru konusunda yeni bir değerlendirme yapmak gerekiyor.
Şu ana kadar dolardaki hareketleri etkileyen temel unsur, merkez bankasının kararları sonrasında, iç piyasadaki TL miktarıydı. Fakat geçen haftadan itibaren, yabancıların risk iştahlarını azaltmalarıyla birlikte hem bono tahvilde hem de hisse senetlerinde satışlar vardı. Yabancılar şu an güvenli limanlara çekiliyor görünümü veriyorlar.
Dolardaki artışın bir başka sebebi de, bankaların bazılarının sendikasyon kredisi ödeme zamanı gelmesi nedeniyle piyasadan döviz almak durumunda olmalarıdır. Ayrıca, yabancıların kâr transferleri de döviz alımına neden oldu.
Fakat önemle vurgulanması gereken nokta şu ki; doların 1.58 seviyesindeki direncini aşması ve teknik olarak Fibonacci yüzde 61.8 geri çekilme seviyesinin üzerine çıkması, dolardaki artışın devam edeceği sinyalini üretti.
Bu aşamada 1.5650 seviyesine kadar geri çekilme olabilir ama 1-2 gün içinde 1.5650’nin altına gerileme olmazsa ve dolar 1.57-1.58 civarında olursa, yükseliş trendinin devam etmesi olasılığı çok yükselir.
Dolardaki bu yukarı yönlü trendin bir kısmı euor/dolar paritesindeki aşağı hareketten kaynaklanmış olsa da, TL’nin euro’ya karşı da değer kaybetmiş olması, döviz çıkışının hızlandığını sinyal veriyor.
Kanımca cari açık konusu çözülüp, cari açıktaki artış ivmesinin zayıfladığı görülene kadar, dolar üzerinde baskı görebiliriz. Bu aşamada, doların orta vadeli yönünün yukarı döndüğü söyleyebiliriz. Yani bir kırılma var ve bu kırılma Türk ekonomisine ilişkin soru işaretlerinin çoğaldığını gösteriyor. Portföylerde dövize endeksli enstrümanlar artırılabilir.
Dolar geçen haftaya 1.5370 seviyelerinden başladıktan sonra 1.5915 seviyesinden kapandı ve yaklaşık yüzde 5 değer kazandı.
Bugüne kadar genel olarak dövizden uzak durulması gerektiğini belirtiyordum. Fakat haftaki yorumda;
“… dolar uluslararası piyasalarda değer kazanmaya başlarsa, Türk lirasına karşı da değer kazanması söz konusu olacaktır. Bu tür durumlar olursa yeniden değerlendirme yapmamız gerekecektir…”
Şeklinde bir vurgu yapmıştık. Geçen hafta içinde euro bölgesindeki sorunlar nedeniyle euro dolar paritesindeki sert gerilemeye bir de, açıklanan Cari açık rakamlarımız eklenince, ayrıca doğal gaz ihalesi iptal edilince dolar TL kuru konusunda yeni bir değerlendirme yapmak gerekiyor.
Şu ana kadar dolardaki hareketleri etkileyen temel unsur, merkez bankasının kararları sonrasında, iç piyasadaki TL miktarıydı. Fakat geçen haftadan itibaren, yabancıların risk iştahlarını azaltmalarıyla birlikte hem bono tahvilde hem de hisse senetlerinde satışlar vardı. Yabancılar şu an güvenli limanlara çekiliyor görünümü veriyorlar.
Dolardaki artışın bir başka sebebi de, bankaların bazılarının sendikasyon kredisi ödeme zamanı gelmesi nedeniyle piyasadan döviz almak durumunda olmalarıdır. Ayrıca, yabancıların kâr transferleri de döviz alımına neden oldu.
Fakat önemle vurgulanması gereken nokta şu ki; doların 1.58 seviyesindeki direncini aşması ve teknik olarak Fibonacci yüzde 61.8 geri çekilme seviyesinin üzerine çıkması, dolardaki artışın devam edeceği sinyalini üretti.
Bu aşamada 1.5650 seviyesine kadar geri çekilme olabilir ama 1-2 gün içinde 1.5650’nin altına gerileme olmazsa ve dolar 1.57-1.58 civarında olursa, yükseliş trendinin devam etmesi olasılığı çok yükselir.
Dolardaki bu yukarı yönlü trendin bir kısmı euor/dolar paritesindeki aşağı hareketten kaynaklanmış olsa da, TL’nin euro’ya karşı da değer kaybetmiş olması, döviz çıkışının hızlandığını sinyal veriyor.
Kanımca cari açık konusu çözülüp, cari açıktaki artış ivmesinin zayıfladığı görülene kadar, dolar üzerinde baskı görebiliriz. Bu aşamada, doların orta vadeli yönünün yukarı döndüğü söyleyebiliriz. Yani bir kırılma var ve bu kırılma Türk ekonomisine ilişkin soru işaretlerinin çoğaldığını gösteriyor. Portföylerde dövize endeksli enstrümanlar artırılabilir.Dolar geçen haftaya 1.5370 seviyelerinden başladıktan sonra 1.5915 seviyesinden kapandı ve yaklaşık yüzde 5 değer kazandı.
Bugün başka yorum veremeyeceğim.. Sağlıcakla kalınız…
NOT: arkadaşlar yazının latındaki yorum bölümüne yorum yazıp, “niçin yayınlamıyorsunuz” şeklinde bana mail atanlar var. Ben defalarca duyurdum. Şu an yorum yazsanız bile göremiyoruz ve bu haber programı doğru dürüst çalışmıyor ve şimdilik idare ediyoruz. Lütfen yorum yazmayınız, çünkü görüp onaylayabilecek durumumuz yok.