Samsung, Apple Davasından Ne Öğrenmeliyiz

Tevekkeli değil, Amerikan adaleti işleyen adalet, Güney Kore’nin adaleti işlemeye başlayan adalet olarak niteleniyor.

Geçen hafta bir Amerikan mahkemesi, Güney Kore firması Samsung’un rakibi olan Amerikan firması Apple’ın ürünlerinden fazlasıyla etkilendiğine karar verdi. Apple ve Samsung’un patentleriyle ürünlerinin bir bölümünü karşılaştıran mahkeme, sonunda Samsung’un Apple’a yaklaşık 1 milyar dolar ödemesi gerektiğine karar verdi. Aslında Samsung’un bu davadan nasıl etkilenebileceği daha tam belli değil. Ayrıca daha kararın temyiz süreci var. Ama davaya bakarak, inovasyon süreci ile ilgili birkaç tespit yapabilmek mümkün. Ben işlemeyen adaletin vampir gibi olduğunu düşünüyorum. İşleyen adalet o ülke için bir yatırım kalitesi göstergesidir. Benim Samsung ve Türkiye için çıkardığım sonuçları merak edenleri, aşağıya beklerim.
Birincisi, bu davanın en önemli sonucu Samsung’un Apple şirketinin yaptığı yenilikleri tatbik eden bir takipçi olarak belgelenmesi oldu. Steve Jobs ne demişti? “Lider ile takipçiyi birbirinden ayırt eden inovasyondur” İşte mahkeme, şimdi kimin lider, kimin ise takipçi olduğuna dair bir kanaat ortaya koydu. Bu Samsung şirketi için herhalde genel olarak iyi değildir.
İkincisi inovasyon süreciyle ilgili daha genel bir sonuç: Mahkemenin kararı, inovasyonu ilk yapanın elde etmesi gereken tekel rantının korunması yolunda bir yeni emsal oldu. Yenilik üzerinde ilk düşünen, bunun için, emek ve kaynak harcayanın bu işten bir kazanç elde etmesi gerektiği herhalde açık. Yeniliği yapan rantı elde etmezse, o vakit, kimse, yenilik yapmak için emek ve kaynak harcamaz. O zaman, Apple yöneticilerinin söylediği gibi, bazı şirketler yalnızca uzak diyarlardan başkaları taklit etsin diye yenilik yapmış gibi olurlar. Bu teknoloji öyle teknoloji. Samsung da zaten Apple’ın parça tedarikçisi.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir