Riski yüksek bir hafta

Geçtiğimiz hafta içeride Suriye gündemi ile 28 Şubat soruşturması ön plana çıkarken, dışarıda ABD’den gelen veriler ile AB tarafında İspanya’ya dair spekülasyonlar ön plana çıktı. İçeride takip ettiğimiz Suriye gündemi Türkiye’nin en büyük risk primini oluşturuyor. Suriye konusunda adım adım askeri müdahale seçeneğine doğru gidilmesi gerilim yaratıyor. Geçtiğimiz hafta Esad’ın Annan Barış Planı’nı kabul etmesi olumlu bir işaret olsa da anlaşmanın hemen öncesinde ve sonrasında çatışmaların devam etmiş olması, anlaşmanın çözüm sağlayacağı beklentisini düşürüyor. Bu nedenle bir süre daha Suriye konusu yüksek risk oluşturmaya devam edecek gibi duruyor.  Türkiye’nin Ortadoğu’daki pozisyonunu koruyabilmesi ve güçlendirebilmesi için Esad rejiminin devrilmesi gerektiği algısı içeride de dışarıda da çok güçlendi. Hükümetin dış politikasının güçlenmesi ya da çökmesinin de buraya bağlı olduğu algısı, hükümeti adım atmaya zorlayacak gibi duruyor. Esad’ın verdiği sözlerin neredeyse hiçbirini tutmadığını en büyük destekçileri Çin ve Rusya’da görmüş oldu. Bu durum BM dahilinde bir askeri müdahale seçeneğini arttırmaya başladı. Türkiye ise buna dünden razı gibi duruyor ve olası bir müdahalede başı çekebilir. Bu nedenle Suriye de olacak her olay Türkiye’yi ve yurtiçi piyasaları etkilemeye devam edecektir. Bu durum yatırımcıların da bu konuya kayıtsız kalmamaları gerektiği anlamına geliyor.

28 Şubat süreci ve piyasalar

Geçtiğimiz hafta 28 Şubat soruşturması kapsamında gerçekleştirilen arama ve gözaltılar İMKB’de de kısa süreli bir şok etkisi yarattı. Fakat daha önceki süreçlerden de (Ergenekon, Balyoz, Ayışı v.s.) gördüğümüz üzere piyasaların bu konudaki ilk reaksiyonları geçici oluyor. Bizim görüşümüz bu konuda ilerleyen günlerde yaşanacak gelişmelerin de kısa vadeli etkileri olsa da piyasalarda kalıcı bir etki yaratmayacağı yönünde. Bu nedenle ilerleyen günlerde bu soruşturmanın kapsamının genişlemesi durumunda olacak yeni geri çekilmelerin, yurtdışı piyasalarda bu düşüşü destekleyecek bir gelişme olmadığı sürece, alım fırsatı yaratabileceğini düşünüyoruz. 28 Şubat benzeri bir süreç, önümüzdeki günlerde 27 Nisan Muhtırası için yaşanabilir. Bunun yaratacağı etkinin de öncekilerden farklı olmayacağı, bu nedenle de panik yapılmaması gerektiği kanaatindeyiz.  

Yeniden parasal geniÅŸleme beklentisi

Alınan onca önleme rağmen piyasalarda değişen çok bir şey olmadığını geçtiğimiz hafta bir kez daha gördük. Avrupa tarında yeniden krizi konuşmaya başlarken, bu sefer ki kurbanlar İspanya ve ardından İtalya olarak görünüyor. Bu hafta da bu iki ülkenin faizlerindeki seyri yakında takip edeceğiz. ABD tarafına baktığımızda ise önceki hafta hayal kırıklığı yaratan tarım dışı istihdam ardından geçtiğimiz hafta da haftalık işsizlik başvuruları beklentilerin üzerinde geldi. Fakat işsizlik başvuruları sonrası borsalarda ve emtialarda olan yukarı yönlü hareket dikkat çekti. Bu durum piyasaların geçtiğimiz aylardaki mantığa yeniden döndüğünün bir işareti olabilir. İyi veriler ekonomide toparlanma gerçekleşiyor algısı ile alım getirirken olumsuz veriler de parasal genişleme olacak beklentisi ile alımları arttırabilir. Bu algıyı bozacak tek gelişme ise FED’den yeni bir parasal genişlemeye gerek yok mesajı olacaktır.

Avrupa krizi ve G-20 toplantısı

Cuma günü başlayacak G-20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankası Başkanları toplantısı öncesi yine AB piyasalar liderlere mesaj verme yoluna gidebilir ve yeniden AB krizi hortlayabilir. Bu nedenle bu toplantı öncesinde yaşanabilecek hareketlere dikkat etmek gerektiğini düşünüyoruz.

İşsizlik oranı yeniden çift hane

Bugün açıklanan rakamlara göre ocak ayında işsizlik oranı %10,2 ile yeniden çift haneye çıktı. Bu durum ekonomideki yumuşak iniş senaryosunun bir etkisi ve bundan sonra açıklanacak birkaç aylık veride de bu artışı görebiliriz.  Bu nedenle bu veri ve bundan sonraki açıklanacak işsizlik oranlarındaki artış çok marjinal rakamlar gelmediği sürece piyasalarda negatif etki yaratmayabilir.

TCMB ve PPK

Bu haftanın önemli gündemlerinden biri de Çarşamba günü gerçekleştirilecek olan TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı. TCMB’nin haftalık faizlerde yani politika faizinde bir değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Bununla birlikte cari açıktaki gelişmeler ve enflasyon vurgusunun ön plana çıktığı, gecelik faizlerde oluşturulan koridorun daha etkin kullanılacağı yönünde bir açıklama görülebilir. Bu kapsamda da istisnai gün politikası hakkında kamuoyunun merak ettiği sorulara daha net cevaplar verilebilir.  

Özetle…

Bu hafta piyasalar için kritik bir dönem olacak. İçeride ve dışarıda olumlu beklenti tarafında önemli bir gelişme yokken, her iki cephede de ciddi risklerle karşı karşıyayız. Bu risklerin realiteye dönüşmesi ya da erken müdahale ile risk olmaktan çıkmasına göre piyasalarda sert dalgalanmalar yaşanabilir. Bu nedenle taşlar yerine oturana kadar bu hafta risklerin daha kontrol edilebilir boyutlarda tutulması faydalı olacaktır diye düşünüyoruz.

Üzeyir DOĞAN / Araştırma Müdürü
MARBAÅž Menkul DeÄŸerler
[email protected]
Telefon: (0212) 286 30 00

“Riski yüksek bir hafta” ile ilgili 1 yorum

  1. Korkma be hocam amma karamsarsınız. Türkiye ye piyasasına hiç bir halt olmaz. yabancılar kene gibi yapıştılar. böyle enayi bir piyasa ve ülke bulabilirlermiki . adamlar kanlarımızı emdikce emiyorlar.burdan iyi bir piyasamı bulacaklar. Bak Anadolu yATIRIM stratejisti Halil reçber sizden daha cesaretli. adam çıkıyor her gün televizyonlara imkb bir iki aya kalmaz 75 000-85 000 olacak diye çığırtkanlık yapıyor. o yüzden öğleden sonra imkb %2-5 arasında artı ile kapatır diyorum. yakın zamanda da endeks aynen öyle olur diyorum.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir