Risk dediğimiz genel tanımın içine enflasyon oranı, büyüme oranı, işsizlik oranı, cari açık, borçluluk oranı gibi ekonomik göstergelerle birlikte siyasal ve sosyal sorunlar da girer. Siyasetçilerin ya da üst düzey yetkililerin yapacağı piyasa karşıtı açıklamalar risklerin yükselmesine yol açabilir. Bir ülkede riskler ne kadar yüksekse faizler de o kadar yüksektir. Bir başka deyişle risklerin yükselmesinin faturasını toplum, daha yüksek faizle öder. Bir ekonominin risk derecesi genel olarak iki şekilde ölçülür: (1) Kredi derecelendirme kuruluşlarının o ekonomiye verdikleri kredi notları, (2) CDS primleri.