Eğer bir şeyleri saymak istiyorsanız?
İlk önce onları önünüze alır ve aynı cinsleri bir araya getirir, sonra saymaya başlarsınız.
Aklın yolu ve doğru olan yöntemde budur.
Çıkan sayıları da ya aklınıza ya da daha sağlam olsun diye bir yere yazarsınız
Neden?
Çünkü beşer şaşar!
Armutla, elmanın sayıları da bir birine karışabilir değil mi?
Hele böyle sayıların havada uçuÅŸtu bir dönemde, haydi, haydi karışıp, hesabın, kitabın  çorbaya dönmesi çok daha kolay elbette…
Ekonomide bu rakam oyunlarını çok güzel yapıyoruz, hatta küresel ekonomik ortamda bile ekonomi medyamızın eline kimse su dökemez desek yeridir!
Cari açık yüksek mi çıktı?
İthalatın sayısal değeri ile bir önceki ihracatın rakamsal küçüklüğü sizi mutlu edecek bir rakam oluşturuyorsa, onu getirip önümüze koyup, bir güzel savunabiliyoruz…
Doların rakamsal değeri bizi memnun etmiyorsa?
Ne gam…
Ya paritenin rakamları ya da faizlerin, sondan bir iki rakam düşen değerleri, bizim için yeterli rakamsal bir gerekçe olabiliyor.
Aslında son bir yıldır, rakamlar ekonomik gündeme getirilmez oldu!
Rakamların yerini ise pay ve paydaşlar aldı…
Pay, payda ve paydaşların rakamsal değeri hiç açıklanmıyor.
Payın ve paydanın sayısal karşılığı bilinmeyince de, payın paydaya bölümünden çıkan rakamsal değer de bilinmiyor…
İşin en acı tarafı ise bilinmesi bir yana, merak edilmiyor ve sorgulanmıyor da!
Ekonomiye güvenin temeli, doğru rakamsal değerlere dayanır.
Siz ne kadar ekonominizin verilerini, allayıp pullasanız ama ortaya rakamsal sonuç çıkaramazsanız?
Önce para, sonra da para sahipleri tedirgin olur ve doğru sayıları aramaya başlarlar…
Sadece ekonomik ortamda mı durum böylemi derseniz?
Ne mümkün…
Devenin boynu misali neremiz doÄŸru ki?
Bakın nerede ise Nisan ayının da yarısını geçmemize rağmen, hala yerel seçimlerin hem de ekonominin küresel merkezlerinden biri olan mega kentimizin sadece bir ilçesinde, oy sayımını beceremediğimiz gibi ekranlarda bu sayılmayan sayılarla, öyle güzel varsayımlar üretip, seçimin genelini de tartışmalı hale getirmeyi başarabildik!
Eh hali ile bu kadar rakamların kıvrak dansını seyreden yabancı yatırımcılar ve içerdeki yerliler ise bir geri çekilip, kendilerini dinlenmeye aldılar…
Piyasalarda nakit sıkıntısı had safhaya erişti ama sayısal talep, TL ve dövizde rakamsal değeri ne kadardır?
Orta yerde, dile getiren, çözüm üreten ise gözükmüyor…
Saymayı bilmiyorsanız, sayamazsınız. Saymazsanız da, sayılmazsınız!
Sözün özü;
Ekonomide yanlış rakamlar, fay hattına yapılmış kaçak bina gibidir. İlk sarsıntıda yerle yeksan olur…