Piyasalarda her şerri hayra çevirebilmek!
Aslında son günlerde siyasi ve yargı olayları içinde tekrar gündeme gelen bu sözcük, halk arasında pek sık kullanılır. Özelliklede az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler içinde hala geçerliliğini de koruyor şüphesiz?
Nedeni ne gelince de? Henüz tam bir sistem ülkesi olamamaktan kaynaklanıyor elbette!
Sistemler ve kurumların tam denetlenebildiği ve yasal, etik değerlere göre hareket edildiği, şeffaf ülkelerde, ortaya şer işlerin çıkması da pek mümkün görünmez.
Elbette ‘’her şerde bir hayır vardır’’ sözü toplumsal yaşamdan ziyade, finans dünyasında her zaman geçerli bir derlemedir.
Döviz, faiz, borsa ve değerli madenler de ki fiyat düşüşleri, bu finansal ürünleri elinde bulunduranlar için şer olarak nasıl algılanıyorsa? Aynı ürünleri ya önceden ya da düşüşlerin belirli kademesine göre elden çıkaranlar için tam bir hayırdır!
Son anlarda dahil, bir iki basamak yıkardan satış yapanlar için bile pek hayır olmasa da en azından ehven-i şerdir(!) şimdi ki deyimle kötünün iyisi…
Demek ki her ortamda ve seviyede finansal dünyada şer hayra, hayırda şerre dönüşebiliyor. Ancak bu değişimlerden nasiplenenler, ne kadar belirli bir grubun fırsatına dönüşüyor ve finansal mantıkla açıklanamıyorsa? İşte o zaman fiyat durulmalarının ardından, kayıp yaşayanların, başka şer hareketleri beraberinde getirmesi de beklenmelidir!
Demem o ki 2013 başından bu yana yabancılar ve yerlilerden gene bu dönem özelleştirmelerden, ihalelere, döviz, TL mevduatlarından, hazine kağıtlarına, altın da ki ithalat ve ihracatları ile BİST’de halka arz edilen hisseler de dahil ve ani kayıplar yaşayan banka, madencilik gibi bir çok hisseler de ki kayıp ve kazanç yaşayanlarında, sistematik ve yatırımcının mantığında kabul görecek bir şekilde orta yere konması gerekmez miydi?
Ama ekonomi çevreleri, olayların bu yönüne hiç ama hiç değinmiyorlar. İşte bu nedenledir ki küresel bazda ki yatırımcılar, beklenmedik bir kayıp yaşadıklarında, bu kayıplarını da kazançları gibi gerçeklemeyi bilecek kadar profesyonel bir yapıya sahiptirler.
Eğer bu son siyasal gelişmeler yabancılar için bir şer, yerli ya da sadece bir kısım çevreler(!) için bir hayır olmuşsa, piyasalar tam duruldu dediğimiz bir anda(!)  şerre düşen bu guruplardan  aksi ekonomik bir darbe  yememiz  de bizi şaşırtmasın?
En beklenmedik durum ise hala piyasalarda büyük bir ağırlığı olan yabancıların, ileriye bakarak, bu şerlerini hayra çevirecek bir ekonomik gelişme hatta ülkede ki yargı, yürütme ve özelliklede yasamada ki yaşanan karmaşaları da dikkate alarak hareket etmeleridir.
Borsada, iyi, sakin, soğukkanlı bir oyuncu borsanın düşüşünden de, çıkışından da şerri hayra çevirendir. Ne kadar düşerse düşsün yeter ki borsa yataya geçmesin(!) seviye hiç önemli değildir, elbette düşüşte kağıtta, çıkışta nakit de kalmadıysanız? Dengeli ve kanaatkar al sat seviyelerini iyi uygulayan bir oyuncu gene kendini düze çıkarabilir.
Ancak! Kullandığınız para sizin ve günlük yaşamınızı etkilemeyecek ve nakit ihtiyacınızı bu değerleri kullanarak karşılamayacaksanız?
En önemli durum ve değişim gene döviz ve faizlerde beklenmeye devam ediyor,  Nitekim geçen hafta tamda ekonomide taşlar yerine oturuyor derken, dövizde ki hareket sakinliğini korumadı. Aslında genelde gizli savaş, dövizden faize geçiş için uygun fiyatlarda devam ediyor. Bu değişimi öncelikle fark eden ya da hissedenler gene en şanslı olacaklardır. Ama burada ki çekingenliğin altında yatan en büyük endişe sanırım önümüzde ki seçimler ve bu seçimlere gidilirken yaşanan ve yabacıları hatta kurumsallaşmış yerlileri de endişelendiren ve kağıtlardan uzaklaştıran, hukuksal ve siyasal gelişmeler ve bu gelişmelere karşı yaşanan yaklaşımlar!
Sözün özü;
Para hala ürkek ve korkusunu yenemedi!