Avrupa…
İspanya bankalarının sermaye ihtiyacı en kötü senaryoya göre 62 milyar euro olacakmış.Bu tutara “şu an” olan ihtiyaç gözüyle bakmak lazım.Zira İspanya’da olası batık kredi miktarı 152 milyar euro’ya ulaştı.Rakamı para piyasaları açıkçası çok sorgulamadı çünkü zaten İspanya bankaları için hazırlanan kredi paketi 100 milyar euro civarında dolayısıyla 62 milyar şimdi alır gerisini sonra da alabilir diye düşünüyor olmalılar…
Şimdi bu kredi dilimi ve sonrasını sorgulayalm…
Bu hafta en çok alınıp satılan açıklama “EFSF üzerinden bankalar sermayelendirilsin” “EFSF üzerinden borç sorunlu ülke tahvili alınsın”
Klasik bu haberler sonrası Bayan Merkel böyle bir şeyin olamayacağını net bir şekilde belirtti…
Olayın bu kısmını zaten hepimiz biliyoruz.Asıl soru şu EFSF üzerinden bankalar sermayelendirilir veya ülke tahvili alınırsa sorun çözülüyor mu?
EFSF’de kurtarılan ülkeler sonrası kalan fon miktarı 200-240 milyar euro civarında bu kalan fonun büyük kısmının garantörü İspanya…
Şimdi geldiğimiz noktada sadece İspanya’nın olası batık kredi miktarının 150 milyar olduğunu varsayarsak geri kalan miktarla borç sorunlu ülkelerin tahvil alımı ve farklı bankaların sermayelendirilmesi için yeterli tutarın olmadığı aşikar…
İspanya’nın aldığı bu krediyi TMSF benzeri bir kurum üzerinden bankalara enjekte edilmesi planlanıyor.Buraya kadar her şey güzel.Asıl sorun şu ki verilen kredinin ülke borç yükünü artırması sonucu tahvil faizlerinin %7’lere yaklaşması ve tabi ki diğer borç sorunlu ülkelere böyle bir rahatlık neden sunulmadığı kısmı önümüzdeki dönemde en çok konuşacağımız konulardan biri bence…
Nitekim Yünanistan’da hükümet kurmaya aday partiler alınan kemer sıkma tedbirleri,kredi geri ödemelerini sorgulama konusunda anlaşmaya vardı.
Gelelim ESM diye bahsedilen kalıcı kurtarma fonuna…
Bugün ve bu hafta kalıcı kurtarma fonunun borç sorunlu ülke tahvili alma ve bankacılık lisansı verilmesi konusunu tartışacak Avrupalı liderler Merkel direnciyle karşılaşmazlar ise ESM üzerinden tahvil alımı,banka sermayelendirmesi bir seçenek olarak görülebilir.Tahmini 500 milyar euro olabilecek fon büyüklüğüne yıl içerinde nakit enjekte edilebilecek.
Varolan yüksek faiz ortamı bu nedenle yükselen maliyetler,düşen konut fiyatları,yavaşlayan büyüme Avrupa için artık yeterli vaktin kalmadığına işaret ediyor.Söylemlerin krizde hareket etmek için son bir haftaya girildiğinin belirtilmesinin sebebi bu…
Özetlemem gerekirse ESM’yi doğru yapılandırırlarsa piyasada tahvil faizleri aşağı çekilebilecek,bankacılık sektöründeki sistem riskini(mevduat kaçışının önüne geçilmesi) ortadan kaldırabilecek bir ortam yaratılabilir.Bu arada 5 Temmuzda Avrupa Merkez Bankası faiz indirimi veya yeni bir LTRO adımı atarsa bu yaz sıcağını para piyasaları tarafında rahat geçirebiliriz.
İşin ekonomik kısmındaki karanlık tabloyu konuşmaya devam edeceğiz.Ancak para yok olmayacağı için bir gün batışı bir gün kurtarılışı fiyatlamaya devam edecek.Ekonomik ortam bu kadar kötü iken bu piyasalar neden ralli yapıyor karrrdeşiiim? Demeyin…
Para uyumaz…Fırsatı bulur..Değerlendirir…Kenara çekilir…Şimdi bir fırsat görüyor…
Gelelim ABD’ye…
Son dönemde Asya ve ABD’den gelen tahmin ve veriler yavaşlamanın sertleşeceğine işaret ediyor.Resmi olarak neredeyse tümü resesyona giren Avrupa ülkelerine bakınca kötünün iyisi konumunda dursalar da gelecek günlerden herkes gibi bu ülkelerde endişeli.Son dönemde çeşitli ülke merkez bankalarının faiz indirimi yeni teşvik vs kervanına FED’de eklenerek operation twist’e devam dedi…
Fed’in attığı bu adım para piyasalarının beklentisini karşılamasa da önümüzdeki döneme yönelik olası yeni parasal genişlemenin habercisi niteliğinde zira.anketlere bakıldığında pek çok kişi de benim gibi düşünüyor…
Ve içerisi…
Merkez bankası elinde bulundurduğu politika araçlarını değişik şekillerde kullanıyor.Geçtiğimiz dönem yazılarımda belirttiğim gibi Merkez Bankasının attığı adımlar içeride TL likiditeyi artıcı yönde devam ediyor.Adlı adınca olmasa da yarattığı etki faiz indirimi niteliğinde.Önümüzdeki dönemde faiz koridorunun üst bandının aşağı çekilebileceği sinyalini aldığım bu tavrın dünya ekonomisi yavaşladıkça devamı gelebilir.
Düşük faiz ortamı,düşen maliyetler,artan karlar,petrol fiyatları düşüyorsa,cari açık ve enflasyon kısa vadede risk sıralamasında aşağı düşmüşse Türkiye’nin notu neden artmasın?
Moody’s cömertlikle bu hafta bize böyle bir jest yaptı…
Diğer derecelendirme kuruluşlarının tavrına tam ters bu hareket olması gerekenden geç olmasına rağmen sürpriz oldu.
Dünyanın şu an bulunduğu ortam ve düşen petrol fiyatları gereği kötünün iyisiyiz…
Ancak gerçek iyilik herkesin ekonomisi iyi olduğunda ortaya çıkar.O zaman veri kıyaslamasında benzerlerinizi geride bırakabiliyorsak gerçekten artık büyük bir ekonomiyiz demektir…
Gelelim işin teknik kısmına…
İMKB:61,000 direnç geçilirse teknik olarak yukarı izlenimi veren endekste bu seviye aşılırsa hareket 63,700’e kadar devam edebilir.Varolan pozisyonlar için takip edilmesi gereken seviye kısa vadeli 59,200 destek orta vade için 58,100(50 günlük hareketli ortalama) destek seviyeleridir.Bu seviyeler kırılmadıkça pozisyonlar korunabilir.
Parite:Çözümlerin tartışılması onaylanıp uygulamaya konulmasının zaman alacağını ve çok ümidim olmadığını dürüstçe itiraf etmem gerekiyor.Varolan sorunlara organize çözüm zinciri oluşturamayan Avrupa’nın bu yavaşlığına karşı Fed’in atak oluşu paritede olası çöküşü engelliyor.Önümüzdeki dönemde de çözüme yaklaşan durumlarda tepki vermesini beklediğim parite için takip edilmesi gereken seviye 1,28(50 günlük hareketli ortalama) direnç geçilmeden yukarı hareket hızlanamaz.Takip edilmesi gereken destek seviyelerine gelince:1,254-1,243-1,229
Altın:Fed’den umduğunu bulamayan altın için geri çekilme noktaları 1550-1520…
Kısa vadede umutların yeşermesi durumunda ki(ben iyimser taraftayım)1587-1620 tepki vereceği seviyeler…
Dolar: Fed sonrası 1,78 TL destek seviyesi üzerinde hareketin bir süre devamı beklenebilir.1,81-1,82 TL ilk direnç seviyeleri olarak göze çarpıyor…