Piyasalar kendilerini heyecanlandıracak konuları ararlar. Sonunda da bulurlar.
Geçen haftalarda Çin’in büyüme hızının düşeceÄŸini dert edinmiÅŸlerdi. Derinlemesine incelemeden ve Çinli yetkililerin ne gibi deÄŸiÅŸim içine girdiÄŸini fazla irdelemeden paniÄŸe kapıldılar.
Åžimdi ise Fransa’da sosyalist aday François Hollande’ın birinci gelmesi ve Nicolas Sarkozy’nin ikinci sırada kalması üzerine spekülasyonlar yapıp heyecanlanıyorlar.
Hafta başında Washington’da konuÅŸtuÄŸum ya da dinlediÄŸim bazı kiÅŸilerden ise daha deÄŸiÅŸik izlenimler edindim.
ÇİN DOĞRU YOLDA
Ben de Çin’in bir deÄŸiÅŸim sürecine girdiÄŸine inanıyorum. Alınan önlemler ya da atılan adımlar reform niteliÄŸinde olmasa bile önemli deÄŸiÅŸimleri beraberinde getiriyor.
Özellikle kriz zamanları da dahil uzun yıllar milli gelirinin yüzde 10’u oranında cari iÅŸlemler fazlası veren Çin’de, bu oranın 2012 yılında yüzde 2.8’e ineceÄŸi bekleniyor.
KonuÅŸmalarını dinlediÄŸim Çinli yöneticiler, bu düşüşün 2/3’ünün aldıkları yapısal önlemlerden, 1/3’ünün konjonktürel nedenlerden kaynaklandığını söylüyorlar.
Döviz kuru politikasında yapılan deÄŸiÅŸikliÄŸin, iÅŸgücü piyasasındaki yapısal önlemlerle tamamladığının altı çizilerek, halen yılda yüzde 20 olan ihracatın artış hızının ileride yüzde 10’a düşeceÄŸine ve dolayısıyla da daha dengeli bir büyümeye yol açacağına iÅŸaret ediyorlar.
Ãœcretlerdeki verimlilik üzerinde ortaya çıkan artışı da bu tabloya eklediÄŸimizde önümüzdeki dönemlerde Çin halkının tüketiminin milli gelir içindeki payının yükseleceÄŸini beklemek gerekiyor. Bu nedenle, Çinli bir yetkilinin anlatımıyla tüketimin milli gelirdeki halen yüzde 35 olan payının (ki Türkiye’de bu oranın yüzde 70’lerde olduÄŸunu hatırlayalım) yüzde 10 puan artması durumunda, Çin dünyanın ikinci büyük tüketici toplumu olacak.
Bunları dikkate aldığımda, bu yıl yüzde 8 büyümesi beklenen Çin için piyasaların aşırı tepkide bulunmasını garipsiyorum.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.