Gelişmiş ekonomilerde yaşanan yapısal sorunlar nedeniyle kronikleşme eğilimine giren parasal genişleme konusundaki kanaatlerin farklılaşmaya başladığı dikkat çekiyor. Zaman içinde olumlu katkılar azalır iken, olumsuz olanların sıkıntı yaratma boyutuna yükselmesi bu sonuçta etkili oluyor. Dış finansman ihtiyacı olanlar veya ciddi boyutta menkul ve gayrimenkul şeklinde varlık riski taşıyanlar kısa vadeli bir yaklaşımla bu durumu memnuniyetle karşılıyor olabilirler. Fakat küresel ölçekte maliyet kökenli enflasyon baskısı arttıkça ve yine risk alma ile kaçınma yönündeki eğilimler küreselleşerek tehlikeli dalgalanmalar yarattıkça kafalar karışıyor, güven bunalımının derinleşmesini önlemek giderek zorlaşıyor. Kısa vadede yaşanan rahatlamanın orta vadede ciddi tehlikelere dönüşme potansiyelinin artması algılamaların farklılaşmasında etkili oluyor.
Asıl önemlisi parasal genişlemenin gelişmiş ekonomiler açısından umulan faydayı sağlamadığı, gelişmekte olanları ise daha sorunlu ve kırılgan hale getirdiği büyük ölçüde görmezden geliniyor.
1990’larda Japonya’da ve 2000’li yıllarda AB ve ABD’de yaÅŸanan parasal geniÅŸlemelerin söz konusu belgeleri durgunluktan kalıcı olarak çıkamadığını görüyoruz. 2008 yılı ve sonrasında yaÅŸanan geniÅŸlemeler ise enflasyon baskısı yaratmak pahasına daralmayı ötelemek ve varlık deÄŸerlerini korumak dışında bir iÅŸe yaramadı. GeliÅŸmiÅŸ ekonomi kökenli parasal geniÅŸlemeler hem sermaye ve emtia piyasalarını yükseltti, hem de geliÅŸmekte olan ekonomilere yönelik sermaye akımlarını normal sayılamayacak düzeylerin üzerine çıkardı. Çekirge sürüsü gibi geliÅŸmekte olan ekonomilere yönelen bu anormal boyutlu sıcak para herhangi bir olumsuzluk da yön deÄŸiÅŸtirmeye çalışarak yıkıcı dalgalanmalar yarattı. GiriÅŸte yerel paralar deÄŸerlendi, emtia fiyatlarındaki artışlar ve iç talep yükseliÅŸi çoÄŸunda ciddi cari açıklar yarattı ve enflasyon baskısı pek hissedilmedi; ancak çıkışta ise her ÅŸey tersine döndü. Söz konusu ekonomilerde finansal piyasalar ile siyasi iradeler ve düzenleyici kurumlar arasında ciddi görüş farklılıkları oluÅŸmaya baÅŸladı. Bir kesimin her ÅŸeyi kısa vadeli bakış açısı ile deÄŸerlendirmesi, diÄŸerlerinin ise bu süreçte ortaya çıkan kırılganlığı görerek bir ÅŸeyler yapmaya çalışması belirsizliÄŸin artmasına katkı yaptı. GeliÅŸmekte olan ekonomilerden bir kısmının aşırıya kaçan sermaye hareketlerinin yıkıcılığından kaçınması ve rekabet gücünü korumaya çalışması diÄŸerlerini de etkileyerek bakış açılarını deÄŸiÅŸtirdi; fakat finansal piyasalar bu durumu görmezden gelmeyi sürdürdü, hareket alanının daralmakta olduÄŸunu gördükçe parasal geniÅŸlemeyi zorlamaya devam etti, kendileri gibi düşünmeyenleri eleÅŸtirerek yıpratmayı alışkanlık haline getirdi.
Büyük bouytlu ve geliÅŸmiÅŸ ekonomi kaynaklı yeni parasal geniÅŸlemeler olup olmayacağını bilmiyoruz, ancak finansal piyasaların bu olasılığı zorladığını ve böyle yapmaya devam edeceÄŸini görüyoruz. EÄŸer yaÅŸanmaz ise küresel boyutta ciddi bir ekonomik daralma yaÅŸanacağını ve mevcut sorunların dayanılmaz ölçüde ağırlaÅŸacağını tahmin ediyoruz. Fakat bu olasılıktan kaçınmak adına finansal piyasaların tehdidine boyun eÄŸilir ise evdeki hesapların çarşıya uymama ihtimalinin de önemli ölçüde arttığını fark ediyoruz. Enflasyon baskısı tehlikeli bir tırmanış sergileyecek, zorunlu ihtiyaç dışındaki ürünlere olan talep daralacak, yoksulluk sınırının altındaki nüfusta çok tehlikeli artışlar yaÅŸanacak, özel sektör ve kamu kesimleri hızla yıpranacak. Kimse böyle bir tablonun riskini almayacağı için olası parasal geniÅŸlemeyi herkes kendini kurtarmak ve risklerini azaltmak için kullanmaya çalışacak. Sonrası ise çok karışık…
Parasal geniÅŸleme yıkılmaya mahkum mevcut yapının kırılganlığını artırma pahasına günü kurtarmak ve statükoyu korumak dışında bir iÅŸe yaramıyor. Her ÅŸeyin deÄŸiÅŸmek zorunda kalacağı ve oldukça sıkıntılı bir dönem kapıyı çalmaya hazırlanıyor. Parasal geniÅŸleme yaÅŸam koÅŸulları ağırlaÅŸan geniÅŸ kesimlerin tepkisini kısa vadede azaltıyor, fakat çok daha büyük patlamaların altyapısını da hazırlıyor…