Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, Ekim ayında yaşanan sel felaketinin işlenmemiş gıda fiyatlarını kısmen yukarı çekeceğinin, ancak bir önceki yıldaki yüksek baz etkisinin bu grupta yıllık enflasyonu sınırlayacağının tahmin edildiğini bildirdi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 20 Ekim 2011 tarihli toplantısına iliÅŸkin özet yayımlandı.

Özette, Eylül ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,75 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun yüzde 6,15’e gerilediÄŸi hatırlatılarak, öngörüler çerçevesinde temel fiyat göstergelerinin yıllık artış oranının döviz kuru hareketlerine baÄŸlı olarak yükseliÅŸini sürdürürken hizmet grubu fiyatlarının ana eÄŸiliminin, ulaÅŸtırma dışındaki kalemlerde ılımlı seyrini koruduÄŸu ifade edildi.

Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyonun iÅŸlenmemiÅŸ gıda fiyatlarındaki baz etkisiyle yüzde 2,23’e gerilediÄŸi belirtilerek, baz etkileri dışında da aylık iÅŸlenmemiÅŸ gıda fiyatlarının meyve ve sebze fiyatlarına baÄŸlı olarak olumlu bir görünüm sergilediÄŸi, öte yandan iÅŸlenmiÅŸ gıda grubunda alt gruplar geneline yayılan fiyat artışlarının Eylül ayında da sürdüğü ve yıllık enflasyonun yüzde 9,07’ye yükseldiÄŸi kaydedildi.

Ekim ayında yaşanan sel felaketinin işlenmemiş gıda fiyatlarını kısmen yukarı çekeceğinin, ancak bir önceki yıldaki yüksek baz etkisinin bu grupta yıllık enflasyonu sınırlayacağının tahmin edildiği bildirildi.

Hizmet fiyatları Eylül ayında yüzde 0,88 oranında artarken, yıllık hizmet enflasyonunun yüzde 6,36’ya yükseldiÄŸi, akaryakıt ve iÅŸlenmiÅŸ gıda fiyat artışlarının ulaÅŸtırma ve yemek hizmetleri fiyatlarına yansımaya devam ettiÄŸi belirtildi.

Eylül ayında hizmet alt gruplarının genelinde yıllık enflasyon yükselirken mevsimsellikten arındırılmış verilerin daha ılımlı bir ana eğilime işaret ettiği vurgulandı.

Temel mal grubunda yıllık enflasyonun Türk lirasında süregelen değer kaybının etkisiyle Eylül ayı itibarıyla yüzde 7,64 oranına yükseldiği ifade edilerek, bu artışa en belirgin katkının dayanıklı tüketim malları fiyatlarından geldiği bildirildi.

Giyim grubunda ise yıllık enflasyonun 2010 yılı Kasım ayından bu yana süregelen artışın ardından Eylül ayında gerilediği, ancak bu durumun indirim sezonuna özgü geçici etkileri yansıttığı; tekstil ve hazır giyim ithalatında alınan koruma önlemlerine bağlı olarak yılın son çeyreğinde giyim enflasyonunun tekrar yükseleceğinin öngörüldüğü kaydedildi.

Özette, yönetilen, yönlendirilen fiyat artışlarının kısa vadede tüketici enflasyonunun artış göstermesine neden olacağı belirtilerek, ”13 Ekim 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararı ile bazı motorlu taşıt, cep telefonu, alkollü içecek ve tütün mamullerinde ÖTV oranları artırılmıştır. Söz konusu vergi artışlarından tüketici fiyatlarına en belirgin katkının tütün ürünlerinden geleceÄŸi, diÄŸer kalemlerin etkisinin görece sınırlı olacağı tahmin edilmektedir” denildi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun, iktisadi faaliyetteki yavaÅŸlama çerçevesinde özellikle ticaret ve ulaÅŸtırma-haberleÅŸme gibi hizmet sektörlerinde de istihdam koÅŸullarının zayıflayacağı öngörüsünde bulunduÄŸu bildirildi.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun 20 Ekim 2011 tarihli toplantısına iliÅŸkin özet yayımlandı.

Özette, mevsimsellikten arındırılmış verilerle tarım dışı istihdamın sınırlı bir artış sergilediği Temmuz döneminde işsizlik oranlarının daha çok işgücüne katılımdaki düşüşün etkisiyle gerilediği belirtildi.

Bu dönemde, 2010 yılının ikinci yarısından itibaren istihdam büyümesinin yüksek olduğu hizmet ve inşaat sektörlerindeki artışların sınırlı kaldığı, diğer taraftan sanayi sektörü istihdamındaki gerileme eğiliminin sürdüğü kaydedildi.

Öncü göstergelerin, sanayi sektöründe istihdam koÅŸullarının zayıf seyretmeye devam edeceÄŸine iÅŸaret ettiÄŸi, Kurul’un, iktisadi faaliyetteki yavaÅŸlama çerçevesinde özellikle ticaret ve ulaÅŸtırma-haberleÅŸme gibi hizmet sektörlerinde de istihdam koÅŸullarının zayıflayacağı öngörüsünde bulunduÄŸu kaydedildi.

-”Büyüme hızında kayda deÄŸer düşüş”-

Son dönemde açıklanan verilerin, yılın ikinci yarısında iktisadi faaliyetin büyüme hızında kayda değer bir düşüş olacağına işaret ettiği belirtildi.

Kurul’un Temmuz ayı üretim geliÅŸmelerinin ana eÄŸilimi yansıtmadığı yönündeki deÄŸerlendirmesinin AÄŸustos ayı verilerince doÄŸrulandığı, nitekim mevsimsellikten arındırılmış sanayi üretiminin AÄŸustos ayında tekrar gerileyerek Haziran ayı seviyesine döndüğü kaydedildi. Kurul’un, küresel sorunların sanayi sektörü faaliyetini sınırlamaya devam edeceÄŸini belirttiÄŸi ifade edildi.

Yurt içi nihai talepteki yavaşlama eğiliminin sürdüğü, Türk lirasındaki değer kaybına paralel olarak başta araç satışları olmak üzere dayanıklı mal grubuna yönelik talebin zayıflamaya devam etmesinin beklendiği bildirildi.

Tüketici güvenindeki zayıf seyrin yanı sıra kredilerdeki dikkate değer yavaşlamanın bu görünümü desteklediği, kredi gelişmelerine ek olarak kapasite kullanım oranlarındaki düşük düzeyler ve artan talep belirsizliğinin yatırımları sınırladığı vurgulandı. Bütün bu gelişmelerin, yurt içi talepteki yavaşlamanın sürebileceği yönünde sinyal verdiğine dikkat çekilerek, şunlar kaydedildi:

”Dış talep zayıf seyrini korumaktadır. Yakın dönemde ABD ve avro bölgesine yönelik büyüme tahminlerinin aÅŸağı yönlü güncellenmesi küresel ekonomiye dair giderek olumsuzlaÅŸan bir görünüme iÅŸaret etmektedir. Kurul, dış dünya büyümesine iliÅŸkin görünümün yılın ilk yarısına kıyasla belirgin biçimde zayıfladığının altını çizerek küresel sorunların dış talebi sınırlamaya devam edeceÄŸini ifade etmiÅŸtir.

Son dönemde açıklanan veriler, iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin öngörüldüğü şekilde sürdüğünü göstermektedir. Kurul, dış talepte hızlı bir toparlanma görülmese de yurt içi talepte süregelen yavaşlamanın ithalat talebini sınırlayıcı etkilerinin belirginleştiği bir döneme girildiğini belirtmiştir.

Tüketici kredilerindeki büyümenin daha makul seviyelere inmesi sonucunda özel kesim tasarruflarında arzulanan artış gerçekleÅŸmeye baÅŸlamıştır. Bu çerçevede Kurul, cari iÅŸlemler dengesinde belirgin bir iyileÅŸme gözlendiÄŸini belirterek yılın son çeyreÄŸinde bu eÄŸilimin hız kazanacağına dikkat çekmiÅŸtir.”

-”Enflasyon Raporu da deÄŸerlendirildi”-

Kurul’un toplantıda, Ekim Enflasyon Raporu’nda yer alması öngörülen tahminleri deÄŸerlendirdiÄŸi de belirtilerek, Türk lirasında yakın zamanda gözlenen aşırı deÄŸer kaybı, iÅŸlenmemiÅŸ gıda fiyatlarındaki baz etkisi ve fiyatı yönetilen, yönlendirilen ürünlerdeki ayarlamalar nedeniyle, önümüzdeki aylarda enflasyonda belirgin bir yükseliÅŸ gözleneceÄŸinin ifade edildiÄŸi bildirildi.

Merkez Bankası’nın, bu durumun orta vadeli enflasyon beklentilerini ve görünümünü etkilemesine izin vermemesi gerektiÄŸi konusunda tam mutabakata varıldığı, bu doÄŸrultuda Kurul’un, borç verme faizlerinin önemli ölçüde artırılması yoluyla faiz koridorunun geniÅŸletilmesine karar verdiÄŸi kaydedildi.

Tahminler üretilirken Merkez Bankası’nın politika tepkisinin ikincil etkileri bertaraf edeceÄŸi bir politika duruÅŸunun benimsendiÄŸi ifade edilerek, şöyle denildi:

”Bunun yanı sıra, Kurul üyeleri, küresel ekonominin zayıf görünümü dikkate alındığında, emtia fiyatlarının genel seyrinin de enflasyondaki düşüşü destekleyeceÄŸini ifade etmiÅŸtir. Bu çerçevede, enflasyonun 2012 yılının baÅŸlarından itibaren kademeli olarak düşüşe geçeceÄŸi ve 2012 yılının sonunda hedefe yakın gerçekleÅŸeceÄŸi bir görünüm esas alınmıştır.

Enflasyonun kısa vadede hedefin üzerinde seyredecek olması enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları üzerinde risk oluÅŸturmaktadır. Kurul, Ekim ayı itibarıyla bu riskleri bertaraf etmeye yönelik bir politika duruÅŸuna geçmiÅŸtir. Önümüzdeki dönemde de söz konusu riskler dikkatle takip edilecek ve orta vadeli enflasyon görünümünün bozulmaması için gerekli tedbirler alınacaktır.”

-”Euro Bölgesi’nin kamu borcu”-

Özette Enflasyon Raporu’nda orta vadeli görünüm sunulurken küresel iktisadi faaliyetin uzunca bir müddet zayıf seyredeceÄŸi ancak mevcut duruma kıyasla ek bir kötüleÅŸme olmayacağının varsayıldığı, bununla birlikte, Kurul üyelerinin küresel ekonomiye dair belirsizliklerin önemini korumaya devam ettiÄŸine dikkat çektikleri bildirildi.

Özellikle Euro Bölgesi ülkelerinin kamu borcuna iliÅŸkin giderek artan sorunların küresel ekonomiye dair riskleri canlı tuttuÄŸu, Temmuz Enflasyon Raporu’nun yayımlandığı dönemden bugüne Euro Bölgesi ülkelerinde kamu borcunun sürdürülebilirliÄŸine iliÅŸkin endiÅŸelerin daha da arttığı ve sorunların bölge bankacılık sektörüne sirayet edeceÄŸi yönündeki algılamaların güçlendiÄŸi ifade edildi.

Euro Bölgesi bankacılık sektöründeki sorunların giderilememesi ve bu durumun bir yayılma etkisiyle birlikte küresel sorunları daha da derinleÅŸtirmesinin önemli bir risk unsuru olarak ortaya çıktığına dikkat çekilerek, ”Kurul, küresel ekonomideki geliÅŸmeleri yakından izleyerek 4 AÄŸustos 2011 tarihli ara toplantıda belirlenen strateji çerçevesinde, yurt içi piyasalardaki istikrarı saÄŸlamak için gerekli politika tedbirlerini gecikmeksizin almaya devam edecektir” denildi.

Kurul’un, para politikası stratejisini oluÅŸtururken maliye politikasına iliÅŸkin geliÅŸmeleri yakından takip etmeye devam edeceÄŸi, Enflasyon Raporu’nda baz senaryoda yer alan enflasyon tahminlerinin Orta Vadeli Program’da belirlenen çerçeveyi esas aldığı, dolayısıyla mali disiplinin devamını öngördüğü kaydedildi. Kurul üyelerinin, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruÅŸunun da güncellenmesinin söz konusu olabileceÄŸini ifade ettikleri bildirildi.

Önümüzdeki dönemde para politikasının fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya ve finansal istikrarı gözetmeye devam edeceği belirtilerek, bu süreçte Merkez Bankası ve diğer kurumlarca finansal istikrara yönelik alınan önlemlerin enflasyon görünümü üzerindeki etkilerinin de dikkatle değerlendirileceği vurgulandı.

Orta vadede mali disiplinin sürdürülmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesinin, ülkenin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyeceği belirtilerek, mali disiplinin devamının aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişleteceği ve uzun vadeli faizlerin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyeceğine dikkat çekildi.

Bu çerçevede, yeni açıklanan Orta Vadeli Program’ın gerektirdiÄŸi yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşıdığına iÅŸaret edildi.

BlooombergHT

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir