Pahalı malı satmak!
Sorun işte burada….
Elbette Ä°MKB den bahsediyoruz
Rekor üstüne rekor kırıyor ama nereye kadar?
Önümüzde devamlı bir havuç tutuluyor ama uzanıp bir türlü yakalayamıyoruz
Elbette bu durum yeni kağıt almak isteyenler için ne kadar geçerli ise elinde ki kıymetlenmiş hisseyi birilerine devretmek isteyen içinde sorun…
E.. Boşuna denmiyor İstanbul en önemli finans merkezi olma yolunda diye?
Şimdi ki fark yabancıların daha çok hakim olduğu bir borsanın oluşu. Bir diğeri de elde ki malların toplam değerinin çok daha yüksek oluşu
Yani?
Alıcıların da güçlü olmasına ve bir o kadarda, bundan sonra da kazanabileceğine inanması gerekiyor!
İşte onun için bu görsel sunumlar, sadece içeriye değil, tüm küresel dış finans dünyasına da yapılıyor.
Bir yerde döviz ‘’batan geminin malları’’ gibi değerleri yerlerde sürünürken, İMKB’nin yüzde ellileri de geride bırakmış fiyatları gerçeklemek ve nakdi cebe atmak, birde bunu düşük dövize çevirmek, ballı börek değil de nedir?
Yabancı kara gözümüze, keman yaylı kara kaşımıza hayran, ya da şiş kebap, boğaz, deniz, güneş ne güzel diye mi ülkemize para getiriyor?
Elbette hayır! Keşke öyle bir yaklaşımları olsa, masum vergili bir kar marjında gelir elde etseler hadi neyse(stopajlar bile bir çok finans işlemlerde onlara çalışmıyor) bırakın dünyaya göre katmerli kazandıklarını birde TL döviz geçişlerinde ki ek karlarla adeta sineğin yağını çıkarıyorlar.
Eh hal böyle olunca, Şubat gelip İMKB de mevsimsel indirimler(!) başlamadan bu güzel fiyatlardan stokları bitirip sonrasında ya düşükten daha çok mal almak ya da başka yatırımlara yönelmek istiyorlar.
Onlarda biliyor ki bu sadece yerli ve yöresel sofra sunumları ile tüketilemeyecek, o halde çevre ülkeler başta olmak üzere yabancının, yabancısını, toyunu(!) İMKB ye çekmeye, bir birilerini de gaza getirmeye çalışıyorlar.
Bizde finansal merkez olduk diye avunuyoruz ama ülke bazında sağladığımız gelir ve vergiler, deve de kulak kalırken, aynı zamanda tüm küresel finans çöplerin atık merkezi olarak, bir birine benzemeyen, bir birinden çirkin, habis şehir tümörleri gibi gök delenleri yapıp kendimize ayrı bir kötülük daha yapıyoruz.
Şubat ayına yaklaşırken aklıma güzel bir Fas atasözü ile anonim bir deyimi geldi sizlerle paylaşayım,
‘’Ateş en çok dumanını sönerken çıkarırmış’’
‘’Her kör satıcının mutlaka birde kör alıcısı olurmş!’’