Osman Arolat’ın bugünkü yazısı
Veysel’le gıyabi tanışmam türkülerini dinlediğimde gündeme gelmişti. Vicahi tanışıklığım ise 1970’li yıllarda Saray Sineması’nda düzenlenen rahmetli Can Yücel ve Oğuz Aral gibi sanatçılarla birlikte katıldığı toplantı öncesindeydi. Beni onu Sirkeci’deki kaldığı otelden alıp getirmekle görevlendirdiklerinde gerçekleşmişti. Türkülerindeki derin felsefi anlatım benim türkülerini her dinlediğimde, ona hayranlığımı artırdı.Yaşamı anlatan “Dünyaya geldiğim anda /Yürüdüm aynı zamanda/İki kapılı bir handa/ Gidiyorum gündüz gece/” söyleminin onlarca ciltte anlatılan yaşamı bir türkü içerisinde anlatması, bu felsefi derinliğin en önemli örneklerindendir.