Önümüzdeki Ekonomik Tehlikeler

Lehman Brothers krizinden bu yana küresel sistem Büyük Resesyon denilen krizin içinde bulunuyor. Nedenleri ve gelişimi hakkında çok, çözüm yolları hakkında az sayıda yazı yazıldı. Bu yazıda bunlara değinmek yerine krizin geleceği açısından bizi bekleyen önemli küresel tehlikeleri konu edeceğim.
ABD: Mali uçurum (fiscal cliff)
Mali uçurum deyimiyle kastedilen şey, ABD’de 2012 sonunda ve 2013 başında otomatik olarak yürürlüğe girecek bir dizi mali kuralın yaratacağı tahmin edilen olumsuz ekonomik etkiler. Bu kural değişikliklerini iki başlıkta toplayabiliriz: (1) Vergiler: Bush döneminde yürürlüğe konulan vergi indirimleri eğer Kongre tarafından bir yenileme yapılmazsa 2012 yılı sonunda ortadan kalkacak ve sistem eski vergi yüklerine geri dönecek. (2) Harcamalar: Geçtiğimiz yıl kabul edilen partiler üstü yasa ile de 2013 yılbaşında 1,2 trilyon dolarlık bütçe kesintisi yapılacak.
Vergi indirimlerinin kalkması ve bütçe harcamalarının kesilmesi sonucu ekonomide canlılığın kaybolmasından ve sistemin yeniden resesyona girmesinden endişe ediliyor. ABD Bütçe İdaresi (OMB) bu düzenlemelerin bu şekilde yürürlüğe girmesinin ekonomik büyümeyi yüzde 0,5’e düşüreceği görüşünde.
Kongre’nin bu konuyu çözüp çözmeyeceği konusunda görüş farklılıkları var. Geçen yıl benzer bir sıkıntı borçlanma tavanı konusunda yaşanmış ve Hazine’nin borçlanma tavanına ulaştığı yani artık yeni borçlanma yapamayacak aşamaya geldiği sırada Kongre sorunu çözmüştü. Bu kez de benzer bir gelişme yaşanacağını ileri sürenler çoğunlukta bulunuyor. Buna karşılık bu sorununun çözümlenememesi ABD ekonomisi için yeni resesyonun başlangıcı olabilir.
AB: Kararsızlık sendromu
Avrupa’da peş peşe birçok kriz yaşandı. Hiçbirisi tam olarak çözülemedi. Örneğin Yunanistan konusunda Avrupalıların çözüm üretmek yerine sanki akademik bir konu tartışılıyormuş gibi yaklaşımda bulunmaları tuhaf geliyor insana. Yunanistan konusunda karar alamayan Avrupalı liderler, ortak tahvil, bankaların güçlendirilmesi, ek bir mali gevşeme yapılıp yapılmayacağı, maliye politikasının da para politikası gibi ortak bir yönetime bağlanıp bağlanmayacağı konularında da karar alamadılar. Şu anda her şey beklemede duruyor. Kimi lider mali gevşemeyi savunurken kimisi de mali sıkılaştırmayı savunuyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.

Yorumunuzla Bu Yazıya Katkıda Bulunun

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir