Düşüncelerimi en çok etkileyen filozoflardan birisidir Ömer Hayyam. Ezberletilen şeylere başkaldırmayı, ya öyle değilse diye sormayı, merak etmeyi bir ölçüde ondan öğrendim çocuk yaşımda.
Ömer Hayyam 1048’de Ä°ran’ın NiÅŸabur kentinde doÄŸmuÅŸ, 1131’de ölmüş. Selçuklu sultanları Alparslan ve MelikÅŸah’ın vezirliÄŸini yapmış olan Nizamül Mülk ve HaÅŸhaÅŸiler’in lideri olan Hasan Sabbah ile aynı medresede eÄŸitim gördüğü sanılıyor. Çadırcı anlamına gelen “Hayyam” takma adını babasının çadırcılık yapmış olmasından dolayı almış. Matematik ve astronomi konusunda dünyanın önde gelen bilim adamları arasında yer almış, dünyanın ilk rasathanesini kurmuÅŸ.
Evreni ve yaratılışı yorumlamak konusunda içinde yetiştiği kültürün egemen anlayışına karşı çıkmış, akıl yürütmelerini son derecede çarpıcı rubailerle aktarmış.
Dünya dediğin bir bakışımızdır bizim;
Ceyhun nehri kanlı gözyaşımızdır bizim;
Cehennem, boşuna dert çektiğimiz günler,
Cennetse gün ettiğimiz günlerdir bizim.
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar boştur boş!
Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş!
Şu durmadan kurulup dağılan evrende
Bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
Cennette huriler varmış, kara gözlü;
İçkinin de ordaymış en güzeli.
Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz:
Bak, bir yanda ÅŸarap, bir yanda sevgili.
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ.