Merkez Bankası tarafından hazırlanan ödemeler dengesi verilerine göre 2011 yılı dış ticaret açığımız 89.4 milyar dolar, cari açığımız ise 77 milyar dolar düzeylerinde gerçekleÅŸmiÅŸ. Dış açığın 66.5 milyar doları sermaye hesabındaki net giriÅŸlerle, 12.4 milyar doları ise net hata ve noksan kalemindeki menÅŸei belirsiz büyüklükle finanse edilebilmiÅŸ. Daha açık bir ÅŸekilde ifade etmek gerekir ise sermaye hesabındaki giriÅŸler cari açığı finanse etmekte yetersiz kalmış; Türk Lirası’ndaki deÄŸer kaybının sebebini ise öncelikle bu olumsuzlukta aramak gerekiyor. Fakat bu yazıda öncelikle dış ticaret rakamlarımızdaki ÅŸeffaflığı irdelemek istiyoruz.
Türkiye Ä°statistik Kurumu verilerine göre 2011 yılı ihracat rakamımız 135 milyar dolar olarak gerçekleÅŸmiÅŸ; Türkiye Ä°hracat Meclisi’nin kayıtları da buna paralel bir görüntü sergiliyor. Ancak Merkez Bankası tarafından hazırlanan ödemeler dengesi verileri toplam ihracatın 143.5 milyar dolar olduÄŸunu iddia ediyor. Aradaki 8.5 milyar dolarlık fark ihmal edilemeyecek kadar büyük olduÄŸu için sorgulamak gerekiyor. Belli ki para otoritesi biraz da eski alışkanlıkla “bavul ticareti” adı altında bu rakamı ilave ederek hesap yapıyor, söz konusu ne gümrük kayıtlarında ne de Türkiye Ä°hracat Meclisi’ne bildirimlerde hiçbir ÅŸekilde yer almıyor. Bu aÅŸamada sormak gerekiyor, bu ihracatı yapanlar vergi iadesi almıyor mu? Neden gümrüklere ve Ä°hracatçılar Meclisi’ne herhangi bir bildirimde bulunmuyorlar? Merkez Bankası söz konusu veriyi nasıl bir metodoloji ile hesaplıyor? Rakam neden daha büyük veya küçük deÄŸil de, 8.5 milyar dolar?
Yine Türkiye Ä°statistik Kurumu ile Merkez Bankası’nın ithalatla ilgili verileri arasında 8 milyar dolarlık bir fark var. Topam ithalat ilkine göre 240.9 milyar dolar diÄŸerine göre 232.9 milyar dolar!.. Aradaki farkın altın ithalatından kaynaklandığını biliyoruz; fakat söz konusu altını rezervler içinde göstermek dış açığın finansmanı konusunda yanıltıcı kanaatler oluÅŸmasına sebep olabiliyor; fiilen altın ithalatı yapılmamış ve döviz rezervi bu nedenle azalmamış gibi bir görüntü oluÅŸuyor.
Ä°hracat rakamının 8.5 milyar dolar daha yüksek, ithalat rakamının da 8 milyar dolar daha düşük görünmesi, Türkiye Ä°statistik Kurumu’na göre 105.9 milyar dolar olan dış ticaret açığını ve bu sayede cari açığı 16.5 milyar dolar kadar küçültüyor. Sermaye hesabındaki net giriÅŸlerin yetersizlik düzeyini gizliyor, ÅŸeffaflığı azaltıyor.
Eğer dış ticaret rakamları TÜİK ve TİM verilerini teyit edecek şekilde olsa idi; net hata noksan kaleminden girişler 12.4 milyar dolar yerine 21 milyar dolar olarak görünecek, şüphe uyandıracaktı. Bankaların döviz rezervindeki erime daha belirgin olacaktı ve cari açığın gayri safi milli hasılaya oranı daha yüksek düzeylerde gerçekleşecek, risk algılamasının daha tehlikeli seviyelere tırmanmasına sebep olacaktı.
Nispeten önemsiz olsa da cari denge içindeki cari transferler bir diÄŸer belirsizlik kaynağı olarak dikkat çekiyor. Ödemeler dengesine göre 2011 yılı için söz konusu hesapta net 1.7 milyar dolarlık giriÅŸ olmuÅŸ ve dış açığı küçültmüş. Åžahsen yurtdışındaki işçilerimizin ülkemize eskiden olduÄŸu gibi gelir transferi yapmadığını, buna karşılık kaçak olarak çalışan yabancıların daha büyük bir transfer gerçekleÅŸtirdiÄŸini düşünüyorum. Fakat bu konudaki sıkıntı Merkez Bankası’ndan deÄŸil, kısmen kayıtdışılıktan ve kısmen bankaların döviz alım bordrolarındaki istatistik kodu uygulamalarından kaynaklanıyor.
Ãœlkemize iliÅŸkin veriler arasında ödemeler dengesi nispeten ÅŸeffaf olanlar arasındadır; fakat yine de aynaya bakar gibi baktığımızda, kendimizi göremeyiz. Ä°statistiki tablolara ve rakamlara bakarak Türkiye’yi tanımaya çalÅŸanların, gerçekleri görebilmesi pek olası deÄŸildir!.. Tersini iddia edenler, yanıldıklarını anladığından çok geç olacak…