Türkiye 21 yıl aradan sonra en az iki derecelendirme kuruluşundan “yatırım yapılabilir” kredi notunu aldı. Uzun vadede ülke ekonomisi için olumlu olarak görülen bu not artışının bazı yan etkileri de var. The Wall Street Journal’ dan Kerim Karakaya’nın haberine göre Merkez Bankası, ekonomilerin “yatırım yapılabilir” kredi notundan nasıl etkilendiklerini araştırdığı çalışma ilginç sonuçlara ulaştı. 20 ülkeyi ve 1990-2011 yıllarını kapsayan çalışma, yatırım yapılabilir ülke statüsüne ulaşan ülkelerdeki gelişmeleri ortaya koyuyor. Buna göre, not artışının birçok yan etkisi bulunuyor.
– Ülkeye sermaye akışı, not artışından 4 çeyrek önce hızlanıyor. Not artışının ardından kısa süreli bir duraklamanın ardından fon akışları bu kez öncesine göre daha da hızlanarak devam ediyor. Merkez Bankası’nın uzun süredir fon akışlarına karşı önlem aldığı düşünüldüğünde bundan sonra işinin daha da zorlaşma ihtimali bulunuyor.
– Not artışının gelmesinden 6-12 ay öncesinde ortalama yüzde 16’ya yakın artan borsaların performansı not artışı yaklaştıkça geriliyor. Hatta not artışının sonraki 3-6 ayda borsalar düşüşe geçiyor.
– Not artışı öncesi hızla gerileyen tahvil spreadleri, not artışının ardından bir miktar artıyor.
– Yatırım yapılabilir not öncesi ve sonrasında doğrudan yatırımlarda belirgin bir değişim gözlenmiyor.
– Not artışı sonrası borçlanmanın maliyeti azalsa da vadesinde önemli bir değişim olmuyor.
– Not artışının en olumsuz yan etkilerinden biri de borçlanmadaki artışta görülüyor. 20 ülkede not artışından önce düşen Dış Borç / Mili Gelir rasyosu, ardından hızla yükseliyor. Not artışı geldiği anda ortalama yüzde 35 düzeyinde olan rasyo, not artışından sonraki 5 yılda yüzde 42’yi aşıyor.
– Merkez Bankası araştırması kredi notu artışının ardından yerel para birimlerinin dolar karşısında değer kazandığını gösteriyor. Buna göre yatırım yapılabilir kredi notundan sonraki 6-12 ayda para birimleri dolar karşısında yüzde 2’ nin üzerinde değerleniyor.
– Not artışın en olumsuz etkilerinden biri de cari açıkta görülüyor. Not artışının gelmesi ile birlikte artan cari açık, 3 yıl sonra zirveye çıkıyor. Buna göre cari açık / Milli gelir oranı, çalışanın kapsadığı 20 ülkede ortalama yüzde 3’ten yüzde 5’in üzerine çıkıyor.